Beşar Esad’ın Suriye’deki iktidarının zayıflamasıyla birlikte, ülkenin hem siyasi hem de istihbari denklemleri karmaşık bir belirsizlik içinde yeniden şekilleniyor. Özellikle Suriye’nin derin istihbarat arşivleri, bölgesel ve küresel güç dengelerinde stratejik bir koza dönüşmüş durumda. PKK ve ASALA gibi terör örgütlerinin geçmişteki faaliyetlerinden elde edilen kapsamlı bilgiler, bugün birçok ülkenin istihbarat birimleri için değerli bir kaynak niteliği taşıyor. Bu arşivlerin kimlerin eline geçeceği veya kimler tarafından manipüle edileceği sorusu, bölgedeki güvenlik politikalarının gidişatını belirleyecek.
PKK Arşivleri: İran ve Rusya mı, Mossad mı?
Suriye istihbarat örgütü El-Muhaberat’ın yıllardır PKK ile süregelen iş birliği, özellikle Hafız Esad döneminden bu yana sıkça gündeme gelmiştir. Suriye’deki savaşın ardından El-Muhaberat’ın etkisinin azalması, bu örgütün elindeki arşivlerin akıbetini daha da belirsiz hale getirdi. Eski bir askeri istihbarat görevlisinin belirttiği üzere, HTŞ ve diğer muhalif gruplar tarafından ele geçirilen El-Muhaberat unsurlarının verdikleri bilgiler, bu arşivlerin büyük ölçüde İran ve Rusya’nın eline geçmiş olabileceğini düşündürüyor.
Mossad ise bu tür istihbari belgelerde sıklıkla adı geçen bir aktör. İsrail’in, özellikle PKK’nın İran ve Türkiye’deki faaliyetlerini yakından izlediği biliniyor. Ancak Mossad’ın bu belgeleri doğrudan ele geçirmiş olması, bölgedeki diğer oyuncularla yaptığı dolaylı temaslar veya ittifaklar üzerinden de gerçekleşmiş olabilir. Bu durum, özellikle Türkiye’nin bu konuda daha proaktif bir yaklaşım sergilemesini gerektiriyor.
Asıl Arşiv: Kandil’in Önemi
PKK’nın ana arşivlerinin Kandil’de tutulduğu ve yıllar içinde buradan dağınık bir şekilde farklı yerlere taşındığı bilinmektedir. Ancak Kandil’in bir arşiv merkezi olmasının ötesinde, örgütün operasyonel hafızası için bir omurga işlevi gördüğü söylenebilir. Türk güvenlik birimleri, Kandil’e yönelik operasyonlarla bu hafızayı kırma konusunda önemli adımlar atmıştır. Yine de bu belgelerin bir kısmının, özellikle dijital ortamda, başka ülkeler veya gruplar tarafından kopyalanmış olması ihtimali göz ardı edilemez.
ASALA’nın Gölgesi: Suriye’nin Tarihsel Rolü
Ermeni terör örgütü ASALA’nın arşivlerinin de El-Muhaberat tarafından korunmuş olabileceği düşüncesi, bölgedeki istihbarat savaşlarının tarihsel boyutunu gözler önüne seriyor. Hafız Esad döneminde GAP projesini engellemek adına yürütülen operasyonlar, ASALA ve PKK iş birliğini daha görünür hale getirmişti. Bu tür belgelerin Türkiye tarafından ele geçirilmesi, geçmişte yaşanan terör faaliyetlerinin daha net bir şekilde aydınlatılmasını sağlayabilir.
Yeni Dönemin Stratejik Görünümü
Suriye’deki iç savaş sonrası dönemde oluşacak yeni güç dengeleri, bölgesel aktörler için farklı stratejik fırsatlar ve riskler barındırıyor. ABD, Rusya ve İran gibi büyük güçlerin yanı sıra Türkiye ve İsrail gibi bölgesel oyuncular da bu denklemin önemli parçaları. Bir güvenlik uzmanının belirttiği gibi, ABD’nin Suriye’de PKK/YPG’yi oyaladığına dair algı, uzun vadede kantonlaşma sürecine kapı aralayabilir. Türkiye’nin bu süreçte muhalif gruplarla temaslarını artırarak elini güçlendirmesi gerekmektedir.
Türkiye Ne Yapmalı?
Eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş’in vurguladığı gibi, Türkiye’nin Suriye sahasındaki gelişmeleri yalnızca askeri bir perspektifle değil, aynı zamanda istihbari bir yaklaşımla ele alması gerekiyor. Sahadaki arşivlerin takibi ve bu belgelerin güvenilir muhalif unsurlar aracılığıyla ele geçirilmesi, hem terörle mücadelede hem de diplomatik süreçlerde Türkiye’nin elini güçlendirecektir. İsrail, ABD ve İngiltere’nin bölgede oluşturduğu istihbarat ağları göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye’nin bu ülkelerle dengeli ilişkiler kurarak, arşivlerin paylaşımı konusunda stratejik hamleler yapması kritik önemdedir.
Sonuç: Arşivlerin Gücü ve Belirsizliğin Yönetimi
Suriye’deki istihbarat arşivlerinin geleceği, bölgedeki tüm aktörler için hayati bir öneme sahiptir. Bu belgeler yalnızca geçmişin karanlık noktalarını aydınlatmakla kalmayacak, aynı zamanda gelecekteki stratejilerin şekillenmesine de yön verecektir. Türkiye’nin bu belirsizliği avantaja çevirebilmesi, sahadaki istihbarat ağlarını etkin bir şekilde kullanması ve bölgesel iş birliklerini güçlendirmesiyle mümkün olacaktır. İstihbarat savaşlarının, yalnızca saha operasyonlarıyla değil, diplomasi ve analitik becerilerle de kazanıldığını unutmamak gerekir.
SURİYE İSTİHBARATI EL MUHABERAT VE ŞEBBİHALAR
Suriye İstihbaratı El muhaberat ikiye ayrılır. Baba Esat dönemi ve Oğul Esat dönemi. Olarak bilinir. Fazla detaya girmeden ön bilgi vererek yazımıza devam edelim.
El muhaberatın. Kuruluş tarihi 1971’dir. 4 ana birimden oluşan istihbarat yapıları mevcuttur. Genel istihbarat müdürlüğü, Siyasi istihbarat, Muhalif siyasi aktörler ve dış simalar karşı siyasi güvenlik müdürlüğü, Suriye yönetici kadrosunu koruyan ve stratejik istihbarat görevini yerine getiren askeri istihbarat servisi ve ülke içinde ve dışında çeşitli operasyonlar yapan, bu operasyonlar kapsamında terör örgütlerine silah, pasaport ve lojistik sağlayan havacılık istihbarat müdürlüğünden oluşur. Muhaberat’ ın birimleri arasında pratikte sistemli bir koordinasyon yoktur.
Birbirlerinden bağımsız hareket ederler. Faaliyet alanları sık sık kesişir. Hesap verdikleri tek merci Devlet Başkanı Beşar Esattır. Yayılma ağları başkentten ücra köylere kadar yayılan bir istihbarat ağı vardır. Teşkilatın Suriye çapında gözaltı ve sorgu amaçlı kullandığı en az yirmi yedi tesisi bulunuyor. İnsan Hakları İzleme adlı örgütün ifadesiyle işkence takım adaları bunlar. Açık kaynaklara yansıyan Suriyeli siviller ülkenin en gizli ve en kötü şöhretli hapishanesi Sednaya hapishanesinde işkence görerek idam edildiler. Unutmadan El muhaberat kullanabileceği örgütlere destek sağlayıp liderlerine kuçak açtığı ve Lübnan’ın Beka Vadisi’ni bir eğitim kampına çevirerek PKK ele başı Abdullah Öcalanı’da kollayarak Muhaberat’ın kanatları altına alarak bizlere koz olarak kullandılar.
Suriye Derin Devletine bağlı görünmez orduya da değinelim. Şebbihalar
Suriye hükümetinin Esad ailesine sadık olan devlet destekli paralı askerleri için kullanılan bir terimdir. Şebbihalar paralı askerler, rejim tarafından ülke içindeki muhaliflerin ve beşinci kol olduğu iddia edilen isimleri ortadan kaldırmak için maaş alan acımasız kaçakçılardan ,mafya üyeleri ve mahkum çetelerden oluşuyordur. Ortadoğu’da kirli örtülü faaliyetlerde şebbihalar, bölgede kaçakçılıkta uyuşturucu ve para ticaretinde başı çekiyordu.
70’li yıllarda Beşar Esat’ın memleketi Lazkiye’de ortaya çıkan Şebbihalar. Suriye’deki krizin başlangıcından beri meydanlarda boy göstermeye başladılar. Şebbihalar kriz öncesine kadar bölgede tam bir gizlilik içindeydiler. Suriye rejimi bir çok kentte polisin rolünü kaybetmesinden sonra idari ve asayiş yetkilerini şebbiha’ya devretti.
Esat rejiminin en kirli işlerini yapan bir Şebbiha ağı, “Milli Savunma Kuvvetleri” adı altında meşrulaştırıldı, silahlandırıldı ve milis gücü haline getirildi. Suriye’de Beşar Esad’ı devirerek yönetimi ele geçiren Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) liderliğindeki muhalifler El muhaberat binasına girdiler. Amaçları Rejime çalışan muhaberatçı ve şebbihaları tespit etmek. Bölge içinde ülke tekrardan normale dönme çalışmaları yapılırken. Suriye derin devletine bağlı Ülke dışına kaçan İstihbarat subayları tarafından uyuyan Muhaberat ve Şebbiha hücreleri belli Klik merkezlerden uyandırılarak .Suriye içinde yaşanan Kaotik ortamın devam etmesi için sahaya sürüldüler. Tarsus bölgesinde güvenliği sağlayan 14 Suriye İçişleri bakanlığı üyesi şehit edildi. Pusuyu kuran Rejim kalıntıları ve Suriye derin devletine bağlı muhaberat ve şebbihaları bölgeden arındırmak için Humus , Tarsus , Lazkiye bölgelerinde operasyonlar başlatılmıştır. Belirli günlerde bölgede sokağa çıkma yasağı ilan edilmiştir.
El muhaberat subayları ve istihbarat elemanlarının bir çoğu Rusya , İran , İsrail ve Lübnan’a kaçtı kaçarken yanlarında hayatlarını sigorta etmek amacıyla bir çok hayati önem taşıyan istihbari bilgiyi iltica ettikleri ülkelere kaçırdılar.
Dünya genelinde istihbarat savaşlarında yeni dönem başlıyor. Muhaberat merkezinde kalan istihbari değer taşıyan belgeler sırası ile deşifre edilerek casus şebekeleri çökertilecektir.
Şunu da belirtmek gerekir. Acaba Muhaberat merkezinde bırakılan belgeler İstihbarata karşı koyma amaçlı da bırakılmış olabilir mi. Suriye Derin devleti o kadar hayati önem taşıyan SURİYE’ nin hafızası olan istihbarat merkezlerini öylece bırakıp kaçmışlar mıdır. ?
Her ülke kendi hafızasını garanti altına alır. Ya da Suriye derin devleti yeni dönemde yeni hükümetle yol çizer. Suriye’de Beşar Esad’ı devirerek yönetimi ele geçiren Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) liderliğindeki muhalifler El muhaberatı 20.12.2024 kapatmışlardır.
Belki hatırladınız. Kurtlar vadisi pusu filminde. Polat Alemdar karakteri Suriye de, El Muhaberatın eline esir olarak düşüyordu. El Muhaberatı isim olarak Kurtlar vadisi pusu dizisinden duyanlar olmuştur.
Aynı zamanda Ortadoğu bölgelerinde bulunan bir çok istihbarat servisine muhaberat derler.
Araştırma: Serkan Yıldız – Burak İğlikçi