Prof. Dr. Ümit Özdağ, partinin “Mehmetçik katillerine af yok” mitinginden önce Karaman’da basın toplantısı düzenledi.
Prof. Dr. Ümit Özdağ: MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Mayıs 2023’te ‘Önümüzdeki süreçte çok şey değişecek, inşallah Türkiye değişmez” diyerek ifade etmiştir. Demek ki girişilen proje o kadar büyük tehditler içermektedir. Ülkemiz birliği bütünlüğü dirliği bu projeden ötürü tehdit altındadır. Esasen iktidar yandaşlarının, iktidarın psikolojik harp elemanlarının televizyonlarda terörle yeniden müzakere sürecinin propagandasını yaparken Türk halkının aklına Annan Planını kabul ettirmek için yapılan çalışmalar geliyor. Kıbrıs’ta kahraman Türk ordusunun büyük fedakarlıklarla ve Türk süngüsünün zaferiyle kazanılan büyük zafer sonrasında kurulan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni bir komplo olan Annan Planına nasıl feda etmek için AKP iktidarının o zaman çalıştığını, yandaşlarının Kıbrıs’ın jeopolitik öneminin olmadığını iddia ettiklerini hala hafızalarımızda dehşetle taşıyoruz.
Sonunda milli kahramanımız Denktaş’ı bile karalayarak, düşmanlaştırarak bu Birleşmiş Milletler – İngiliz – Yunan oyunu olan plan Rumların harisliğinden dolayı reddedildi de KKTC yıkılmaktan kurtuldu. Bugün eğer bir Doğu Akdeniz politikamız varsa bu AKP sayesinde değil AKP’ye rağmen olan bir politikadır. Eğer AKP’nin 2003’te istediği gerçekleşseydi bugün Türkiye Doğu Akdeniz’de değil doğalgaz aramak balık bile tutamazdık.
Aynı psikolojik operasyon teknikleriyle kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerine Ergenekon kumpasının, Balyoz kumpasının nasıl kurulduğunu hatırlıyoruz. Bir terör örgütü ve casusluk örgütü ile işbirliği yapılarak yüzlerce generalin, albayın ve subayın nasıl hapislere atıldığı, Türkiye Cumhuriyetinin ordusunun Genelkurmay Başkanının 33 tane silahsız eri her birisine en az 55 kurşun sıkarak öldürten bir terörist ile mahkemeye getirilip o teröristin nasıl Genelkurmay Başkanı aleyhine şahitlik yaptırıldığını da hatırlıyoruz
Terörle müzakere adı altında Oslo’da düzenlenen toplantıları PKK’yla ve Öcalan’la yapılan pazarlıkları, bu pazarlıklar konusunda kendilerini uyardığınız da terörle pazarlık yapılmaz, “Siz bilmezsiniz, biz biliriz” diyerek yola devam ettiklerini de unutmadık. Çok biliyorlar ya sonunda müzakereler başarısızlıkla sonuçlanıp Hendek teröründe 793 jandarma ve polis özel harekat mensubu gencimizi şehit verdik. Neden? Çünkü müzakere döneminde PKK’nın dağlara hakim olmasını, şehirlere yerleşmesini, ilçelere silah deposu yerleştirmesini, tüneller kazmasını adeta seyrettiler izin verdiler. AKP’nin yapmış olduğu hataların bedelini Türk askeri ve Türk polisi kanıyla ödedi, canıyla ödedi, uzuvlarıyla ödedi. Bütün bunlardan ders almadan şimdi AKP iktidarının ve Milliyetçi Hareket Partisi ortağının özetle Cumhur İttifakı elemanlarının tekrar bu sefer Oslo değil İmralı müzakerelerini başlattıklarını görüyoruz. İmralı’da Abdullah Öcalan’la Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili olan şahıs görüşüyor.
TBMM; Türkiye’deki üç erkin birisidir. Yasama, yürütme, yargı. Yasama organının başkanı Türkiye Büyük Millet Meclisi başkanıdır. Numan Kurtulmuş, onun vekilleri vardır. Parlamentonun başkanvekili bir terör örgütünün liderinin ayağına gidip görüşür mü? Bu parlamentonun gitmesi demektir. Bu, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin İmralı’ya gitmesi demektir.
Siz 22 seneden beri devleti yönettiğiniz zannediyorsunuz, siz devletin ne olduğunu bilmiyorsunuz. Yanına daha 3 ay önce terörden dolayı görevden aldığınız kayyum atadığı Ahmet Türk’ü takıyorsunuz. Terörü durdurmak için terörden dolayı görevden aldığınız adamdan mı medet umar hale geldiniz?
Öcalan’ın 7 maddelik metni, Türkiye’nin bölünmesi talebiyle dolu. Bu metin Türkiye’ye tehditlerle dolu. Yeni bir devlet kurma talebiyle dolu. Ne diyor, ‘halkların kaderlerini tayini’ cümlenin içine yerleştirilmiş. Ne diyor ‘Bahçeli ve Erdoğan tarafından desteklenen yeni paradigmaya ben de destek vermeye ehil durumdayım’ yani paradigma örgüt jargonunda devlet anlamına geliyor. Yeni bir devlet kurulacakmış bunu da Abdullah Öcalan, Devlet Bahçeli ve Erdoğan yapacaklarmış ama diyor bunu yapmazsanız Gazze’de olanları Suriye’de olanları unutmayın diyor. Esasen bir DEM’li milletvekili ve başkan yardımcısının da genel başkan yardımcısının da yapmış olduğu açıklamayı unutmadık. Nasıl tehdit edildiğimizi unutmadık.
Bütün bunlar olurken TUSAŞ’ta PKK terörü sonrasında şehit olan yurttaşlarımız daha kanı kurumadı ve televizyonlarda Abdullah Öcalan’ın evlenmek istediği konuşuluyor. O da insanmış. Binlerce delikanlı yavuklusu kavuşamadan şehit oldu bu ülkede. Böyle utanmazlık olur mu?
Bakın, dün Hatay’da Gaziler devlet övünç madalyasını çıkartarak iade ettiler, daha bu başlangıç. Eğer iktidar şöyle düşünüyorsa çok yanılıyor, “Biz bir ekonomik krizle bu milleti açlıkla boğuşturuyoruz. Asgari ücretlinin dar gelirlinin, emeklinin dulun, yetimin aldığı maaş 10 bin – 14 bin lira. Bununla karnını zaten zor doyuruyor. Bunlar ona odaklandıkları için böyle siyasi meselelerle uğraşamaz, Öcalan falan düşünemezler. Biz de bu arada bir açılım yapar Öcalan’la anlaşır, hem Öcalan’ı çıkartır hem de DEM’in desteğini alarak yeni anayasayı yapar bu anayasada 66 maddede Türklüğü çıkartır, 42 maddede Türkçe dışındaki eğitime izin verir, bir de Recep Tayyip Erdoğan’ın ömrünün sonuna kadar Cumhurbaşkanı olması önündeki engelleri kaldırırsak yolumuza devam ederiz” diye düşünüyorsanız çok yanılıyorsunuz bay Erdoğan, bay Bahçeli.
Türk milleti hiçbir milletin sahip olmadığı bir atasözüne sahiptir: “Allah devlete, millete zeval vermesin.” Bu millet aç kalır, susuz kalır ama devletine yönelik bir hadsizlik, terbiyesizlik saldırganlık olduğunda tokadı öyle bir çakar ki sesini Dünyanın öbür ucundan duyarsınız.
Unutmayın Sayın Erdoğan, Haziran 2015’te bu halk sizi iktidardan açılım maceranız dolayı düşürdü. 400 milletvekili diyordunuz iktidardan düştünüz ama her zaman yanınızda olan size açık ve örtülü destek veren Devlet Bahçeli o akşam da erken seçim diyerek duyduğumuza göre şükür namazı kılmanı sağlamış.
Doğru, Bahçeli her zaman sizin gizli yardımcınız oldu 2002’den itibaren ama 2015 Haziranında yediğiniz bu halktan tokadı unutmayın. Bugün Türk halkı 2015’te olduğundan çok daha öfkeli.
Sayın Erdoğan, Sayın Bahçeli, siz halkın arasına çıkıp dolaşmıyorsunuz. Bir pazara gidin dolaşın. O torbasını, elindeki çantada tuttuğu 130 lirayla dolduramayan teyze bile size ‘O adamı bırakacak mısınız’ diye soracak. Vatandaş aç ama devletine de sahip çıkıyor.
Biz de Zafer Partisi olarak ilk gün açıkladığımız gibi Anayasamızın değiştirilmemesi Abdullah Öcalan’ın umut hakkıyla veya genel afla serbest bırakılmaması, PKK’lılara, FETÖ’cülere, IŞİD’çilere, uyuşturucu tacirlerine, tecavüzcülere af gelmemesi için bütün Türkiye’yi parlamentoya çevirmeye karar verdik. Sokaklar ve meydanlar vatandır. Biz de vatanı, vatanın sokaklarında ve meydanlarında savunacağız. Yasalara uygun şekilde Türk halkına kurulan komployu, Türkiye’nin sürüklendiği büyük tuzağı anlatacağız.