Kongo’da ortaya çıkan ve en az 500 kişinin ölümüne neden olan maymun çiçeği hastalığına dair Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), acil durum ilan etti. Türkiye’de maymun çiçeği vakası görülmezken Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, “Maymun çiçeği ve Covid-19 ile ilgili gelişmeleri takip ediyoruz. Ancak şu anda herhangi bir alarm durumumuz söz konusu değil” dedi.
SAĞLIK BAKANLIĞI’NDAN AÇIKLAMA
Gelişmeleri takip ettiklerini belirten Memişoğlu, “Maymun çiçeği ve Covid-19 ile ilgili gelişmeleri takip ediyoruz. Ancak şu anda herhangi bir alarm durumumuz söz konusu değil” dedi.
Aile hekimine başvurulmasını teşvik edecek adımlar atacaklarını da öne süren Memişoğlu, şunları kaydetti:
“Birinci basamak sağlık hizmeti sunan aile hekimliğini kuvvetlendirirken vatandaşlarımızın aile hekimine başvurmalarını teşvik edecek adımlar atacağız. Sorunların köküne gidecek, sorunları kökten çözme gayretinde olacağız. Açıkça ifade ediyorum ki bu süreci yürütürken zorlayıcı bir yaklaşım yerine teşvik edici bir anlayış benimseyeceğiz. Aile Sağlığı Merkezlerimizdeki kurum kültürünü daha ileri seviyeye taşıyacak ve bu merkezlerimizle 2. ve 3. basamak sağlık kuruluşlarını entegre edeceğiz.”
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Bölümü’nde görev yapan Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol, maymun çiçeği olarak bilinen ‘m çiçeği’ virüsüne ilişkin bilgilendirme yaptı.
Twitter, hesabından bilgilendirmede bulunan Prof. Dr. Şenol, hastalığın üç değişik aşısı bulunduğunu belirterek, “İngiltere ve ABD 2O22 den beri uyguluyor ve öneriyor” yazdı.
Aşının öncelikle virüsün hakim olduğu Afrika ve risk grupları için olduğunu aktaran Prof. Dr. Şenol, aşıda oluşabilecek üretim sıkıntısına dikkat çekti.
ACİL TEDBİR ALIN
Salgın ile potansiyel tehditin başka olduğunu söyleyen Esin Hoca, “Her salgın birbirine benzeyecek de değil. Covid ile İspanyol Gribi benzetmesi bile, ikisi aynı yol ile bulaşır, çok mutasyon yapar gibi benzerlikler dışında, doğru değildi” ifadelerini kullandı.
Maymun çiçeği virüsünün kontrolden çıkma yolunda olduğunu ve tedbir alınması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Şenol, şöyle devam etti:
Potansiyel tehdit olan bir şey için- tarama, hasta kişileri tedavi etme ve izole etmek, önleme yoluna gitmezseniz, fırtına ihtimali uyarısına rağmen önleminizi almazsanız fırtına geldiğinde kaçacak yer bulmak güç olabilir.
Salgın dönemlerinde yapılmaması gerekenlere de değinen Prof. Dr. Şenol, bu süreçlere en büyük zararı veren konuları beş madde halinde yazdı:
“1) Bilgilendirmemek
2) Yanlış bilgilendirme
3) Gerçeği gizlemek
4) Gerçeği bükmek
5) Etiketleme: Stigmatizasyon, misal; yalnızca Afrika’da ve yalnızca cinsel yolla bulaşır vurgusu yanlış…
6) Hazırlıksız yakalanmak.”