Siyasi partilerimizin iktidar ve ana muhalefette Kürt oy’u hastalığı dermansız bir derde dönüştü.
Herkesin kendine göre hesabı farklı ama sonuçta gelecek Kürt oylarını geriye kalan çoğunluğun oyundan üstün görerek bir takım tavizler peşinde koşmak ülke geleceği açısından felakete dönüşebilir.
Ana muhalefet partisinin yerel seçimlerde oyunu artırıp birinci parti konumuna gelmesi ilerde iktidar olacağı anlamına gelmez.
Zira ana muhalefetin Atatürk çizgisinden saparak yaptığı iki önemli hata var.
1. Dem parti ve türevleri ile yakın ilişki içinde olması onları ilk defa meclise taşımak gibi bir vebalin sahibi olması ve bir türlü bu sevdadan vazgeçmeyişi.
2.Türk milletinin inancıyla ve milli değerlerle sürekli kavgalı görüntü vermesi 28 şubatın geri planında bulunması nedeniyle bu millet arafeyi gösterir ama bayramı göstermez.
O sebeple CHP nin kendi geçmişiyle yüzleşmesi ve milletle inatlaşmaktan vazgeçmesi ile bu millet o şekilde iktidar yolunu açar.
İktidar partisi ve ittifak partilerin bir kısmı da ana muhalefetin düştüğü hataya düşüyor.
Kâh anayasanın kaçıncı maddesi değişsinmiş
Terör örgütü liderine ev hapsi umut hakkı gibi söylemler ana muhalefetin düştüğü hataya sevkediyor.
1894 ten itibaren Amerika ve batılıların ülkemiz üzerindeki hesaplarını görmezden gelerek yapılacak hesaplar son kalemiz olan Türkiyemiz için bir felaket olur.
Amerikanın güdümünde bir halifelik ülkeyi islam dünyasında lider yapmaz aksine amerikanın bölgedeki yeraltı ve yerüstü kaynakların üzerine oturmasına zemin hazırlar.
Hoş 1924 yılına kadar halifelik bizdeydi ve halifenin cihad çağrısına islâm dünyası ne kadar itaat etti? Bunu sorgulamak lazım.
Günümüze dönecek olursak azınlığın çoğunluğa tahakkümü sayılan Kürt oy’u yahut Kürt meselesi ucuz siyasi hesaplarla ülke genelini ateşe atmak olur. Aklı selim sahibi herkesi samimi ve duyarlı olmaya davet ediyorum.
Bu denemeler 1960 ‘lı yıllardan itibaren hep ola geldi. Zamanın devlet adamları bu oyunlara gelmedi umarım günümüz devlet erkanı da tehlikeyi görerek adım atar.
Başka Türkiye yok. Yakın gelecekte bizleri de mülteci konumuna itecek planları görecek basiret ve feraset sahibi liderlere büyük görev düşüyor.