RANTÇI DEVLET, RANTİYECİLİK ve GEORGİZM…

A+
A-

Ekonomimiz, 2024 yılının üçüncü çeyreğinde (temmuz, ağustos ve eylül) % 2,1 büyüme göstermiş ;

– Sanayi sektörü % 2,2 küçüldü,

– İnşaat % 9,2 finans ve sigorta faaliyetleri % 6,2 tarım sektörü % 4,6 büyüdü…

Sağlıklı ve ümit verici bir büyüme mi ? Hayır

Elbette, sağlıksız ve yapay (HORMONLU) bir büyüme.

Bu veriler ışığı altında işsizlik ve enflasyon düşüyor, milli gelir artıyor… maşallah… maşallah…!!!

Rakamlar ile bu kadar oynayan TÜİK, TCMB, İşkur vb. diğer kamusal yönetimlerin el birliği ile bilimsel ve akıl dışı verilerle ne kadar da oynasanız da bir gün tüm kirli gerçekler, pazara çıkacaktır.

İşte, o zaman bizlerin yıllardır bas bas bağırdığı ama onların hiç umurunda olmadığı, “şeffaflık ve hesap verilebilirlik” gibi çağdaşlığın sembolü bu kavramların ne kadar değerli olduğu elbet bir gün anlaşılacak.

Ama bu uğurda neleri ve hangi değerleri kaybettiklerimizin, onarılması güç sonuçları, yıllar boyunca tüm kesimlerin sırtlarına bir borç yükü olacak binecektir.

Sadece bir kesim var ki ben o kesime “Rantiyeciler” demekteyim. Günümüz ekonomik sisteminden en çok faydalanan ne yazık ki bu rantiye kesim.

Rantiye; çalışarak geçimlerini sağlamak zorunluluğu olmaksızın ‘’menkul ve gayrimenkul’’ mallarının periyodik ve arızi gelirleri ile hayatlarını sürdüren kişilerdir.

Bu adaletsiz ve gaddar düzenden en yüksek rantiyeyi elde eden bir azınlık grubun menfaatleri gereği, tüm toplumun değerlerinin yok edilmesi ne acıdır ki, kendilerine “yerli/milli” denilen bir siyasi iktidar tarafından yürütülmesi dikkat çekicidir.

Bu konuda bazı sistemleri kısaca açıklamaya çalışacağım.

***

Rantçı Devlet Teorisi, (Hossein Mahdavy – 1970) ulusal gelirlerinin tamamını veya tamamına yakınını doğal kaynaklarının ihracından elde eden günümüz Körfez Ülkeleri (Suudi Arabistan, Bahreyn, Katar, Irak, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri, İran ve Umman) için kullanılan bir terimdir.

Rantçı devletlerde, vatandaşından fazla vergi alamayıp, onları yer altı kaynaklarından (petrol) besleyen ama karşılığında demokrasi ve insan haklarının yerlerde süründüğü kısacası sadaka toplumu hale getirilen ve birey yerine biat felsefesinin yaygın olduğu bir ilkel sistem.

Üretimden kaynaklanan bir geçim kaynağı olmadığı için kendine hibe edilen gelirle geçinmeye çalışan ama sosyal, siyasi ve demokratik hak talebinde bulunma şansı olmayan verimsiz ve suskun bir toplum.

Özellikle kadın ve tüm insan haklarının yerle bir edildiği, hak arama talebinde bulunanların da başlarının ezildiği yönetim tarzı.

Kapitalizm ve rantiyecilik kavramları sistem gereği, siyasi iktidarlar tarafından korunup/kollanan şanslı ve ayrıcalıklı kişi/kurumların her alanda öncelikli hakimiyetleri sebebiyle, tüm toplumun emeğinden/artı değerinden çalan ve haksız kazanç edilmesine olanak sağlayan bir sistem.

***

Georgizm, (Henry George – İlerleme ve Yoksulluk -1879) insanların devletin sahipliğindeki tüm doğal kaynaklardan, elde edilen gelirin, toplumun tüm üyelerine eşit dağıtılması gerektiğini savunan bir ideolojidir.

Georgizm, ayrıca tüm gayrimenkullerin (arsa, arazi ve bina) değerindeki artış üzerinden bir rant vergisi alınması fikrini sorgular. Henry George, kapitalizmin aşırı büyümesi ile çok daha büyük adaletsizliklere ve eşitsizliklere neden olacak rantın belli bir zümre tarafından değil de toplumun tüm bireylerinin yararına eşit kullanılmasını savunmaktaydı.

Ayrıca, bu teoriye göre, gayrimenkuller üzerinden alınacak olan tek bir verginin, devletin tüm harcamalarını da sağlayabilecek ti. Bu tarz bir servet vergisinin günümüzde uygulanabilirliği, rantiye düzenine çare olabilir mi ?

Ne dersiniz ?

***

2023 bütçe vergi geliri gerçekleşmelerinde vergi gelirlerinin % 32’si ‘dolaysız’, % 66’sı ise ‘dolaylı’ vergiler ise sorun çok büyüktür yani adaletsizliği ve resmen rantiyeciliği ifade etmektedir.

Dünyanın en yüksek faizinin iç ve dış güçlere peşkeş çekildiği, aynı ürün için birden fazla vergi alındığı (kdv, ötv) bir ülkede adalet kavramından bahsetmek olamaz.

Güzel Ülkemin, 2003-2023 yılları arasında ödediği ‘faiz’ miktarı 563 Milyar Dolara ulaştı. 2023 yılında devletimizin 28,4 Milyar Dolara ulaşan faiz ödemesi sonucu ne yazık ki topladığı 100 lira verginin 15 lirası faize gitti.

Vahşi kapitalizmde bile bu tür uygulamalar neredeyse yoktur.

Bu tür ekonomik verilerin sürdürülebilirliği de imkansızdır.

Günümüzde faiz ve rant ekonomisi tüm toplumsal, sosyal ve ekonomik dengeleri alt üst ederek, rantiyecilerin milli gelirden aşırı derecede pay alması, vahşi küresel kapitalizmin acı yüzünü göstermektedir.

Keşke, bizleri yönetenlerin gerçekten yerli/milli olarak, insanlığın gelişimine açık, bilimsel ve akıl ürünü sistemlerle, bireylerin mutluluğuna ve huzuruna yönelik oluşumlarda bulunulması tüm insanlığın geleceği için önemlidir.

Ranta dayalı günümüz ekonomik modeller, kesinlikle iç/dış güçlerin ekmeğine yağ sürmekte, geleceğe karanlık bakılmasını öngörmektedir.

Lütfen, Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün şu önemli sözünü hep anımsayalım derim;

“Efendiler! Biz (…) bağımsızlığımızı güven altında bulundurabilmek için toptan, milletçe bizi mahvetmek isteyen emperyalizme karşı ve bizi yutmak isteyen kapitalizme karşı savaşmayı uygun gören (…) insanlarız.”

Sağlık, sevgi ve hoşgörü ile kalınız…

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

Clicky