Feride Çiçekoğlu, 12 Eylül 1980 askeri darbesinin ardından, ‘’komünizm propagandası ile suçlanarak’’ dört sene boyunca tutuklu kalmış olup, bu süreçte cezaevi izlenimlerinden yola çıkarak yazdığı “Uçurtmayı Vurmasınlar’’ adlı kitabı ve sinema filmi ile zihinlerimizde ve gönüllerimizde yer edinmiştir.
Bursa Büyükşehir Belediyesi, Bursa Kent Konseyi ve Bursa Fotoğraf ve Sinema Amatörleri Derneği (BUFSAD) işbirliğiyle düzenlenen ‘’Bursa Uluslararası Fotoğraf Festivali’’, ‘’Şehrin İtirazı’’ temasıyla 20 Aralık 2024 tarihinde 14’üncü kez izlenime sunuldu.
Bir uluslararası fotoğraf festivali… Şehrin İtirazı teması… Uçurtmayı Vurmasınlar roman/film süreci…
Uçurtmayı Vurmasınlar filmini henüz izlemediyseniz, en kısa zamanda mutlaka izlemeli ve Feride Çiçekoğlu’nu saygı ve sevgi ile anmalıyız derim.
***
Şehrin İtirazı kitabında, ‘’Gezi Parkı’’ direnişinden önce, ranta kurban bırakılmış kimliksiz, değersiz ve sahipsizliği dile getirip, şehrine sahipliliğin öneminden bahsedilmesi özel bir anlam ve değer taşımaktadır.
Kitap tanıtım yazısında belirtildiği üzere; ‘’İstanbul’un itirazı var: Kamu alanlarının özel çıkara teslim edilmesine, ağacın, suyun ve toprağın yağmalanmasına, birçok dünya şehrinde yapılmış hataların tekrarlandığı sıradan bir kopya haline gelip kişiliğini kaybetmeye, yaşam biçimlerinin gayri insani bir hal almasına ve yaşamın ataerkil değerlerle boğulmasına itirazı var.
‘’Gezi Direnişini bugün “kırmızılı” kadın, “dans eden”, “sapan atan” kadın imgeleriyle hatırladığımızı ve hem sayıca hem varoluş tarzlarıyla kadınların yoğun katılımını düşündüğümüzde, bu itirazın asıl olarak erkekler şehrine bir karşı çıkış olduğunu anlıyoruz.’’
***
Bursa Büyükşehir Belediyesi yetkilileri, Bursa Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy ve BUFSAD Başkanı Tarık Akkurt ve değerli çalışma arkadaşları, Küratör Laleper Aytek, bu festivalin oluşumunda büyük emek harcayarak karşımıza özel bir sunum hazırlamışlar, emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler.
Güzel Ülkemin en büyük fotoğraf festivallerinden birisi olan bu etkinlik, 20 Aralık 2024 – 20 Ocak 2025 tarihleri arasında 10 farklı mekânda 33 solo, ayrıca 100 fotoğrafçı ve 300 eser ile sanatseverlerin izlenimine sunulmaktadır.
Laleper Aytek‘in, festival tanıtım broşüründeki şu tanımlaması çok hoşuma gitti.
‘’Ben fotoğrafta (şiirde, edebiyatta ve sinemada da) izleyici olarak bana da alan açtığı için zamansız olanın peşindeyim. Tüm belirsizlikleri, metaforları, soruları ve sorgulamalarıyla orda olmayı, ara(f)ta kalmayı daha fotoğrafa ve sanata dair buluyorum.
Belirli bir sistematiği olmadığı için şaşırtıcı ve akıl karıştırıcı, hayal gücünü devreye sokuyor, sürprizler barındırıyor; sırasız, karışık duygular sormadan birinden diğerine atlayarak her şeyi daha da belirsizleştirebiliyor.’’
***
Yine, yıllar öncesinden tanımak fırsatını bulduğum ve bu festivalde en büyük pay sahibi sevgili Tarık Akkurt başkanlığında BUFSAD, bu süreç ile ilgili şu açıklamayı yaptı ; ‘’BUFSAD olarak en önemli misyonlarımızdan biri fotoğraf sanatının yaygınlaşması ve gelişmesine katkı koymaktır. Yapılan her organizasyon, seminer, gösteri ve söyleşiler bu amaca yönelik çalışmalardır.
BUFSAD, 14 yıl önce FotoFest fikrinin doğduğu yer olduğu için, derneğin her üyesi için çok değerlidir. Çünkü kuruluş misyonuna en güçlü katkı, bu festivalden gelmektedir.
FotoFest, pandemi süreci dahil 14 yıldır aralıksız sürdürülmektedir. Uluslararası düzeyde dernek, kurum ve bireysel tüm fotoğrafçılara açık, ülkemize ait aralıksız devam eden tek fotoğraf festivalidir. Yerli yabancı birçok usta isim katılım göstererek sanatını paylaşmış ve katkı koymuştur.
Gelen konuk ülkeler ile fotoğraf sanatının gelişmesi için fırsatlar yaratılmış, aynı zamanda ülke tanıtımına da katkı sağlanmıştır.
Dolayısıyla, FotoFest’in örnek bir festival olarak sürdürülmesi bir BUFSAD’lı olarak hepimizin en önemli hedeflerinden biridir. Bu organizasyonun başarılı bir şekilde devam etmesi için her zaman çok çalışacağız.’’
***
Bu özel festivalde, eski çalışma arkadaşım güzel insan Serap Yılmaz’ın da özel eserlerini görmekten dolayı çok mutlu oldum ve gurur duydum…
Ayrıca, Bursa Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat bölümünden sınıf arkadaşım Şafak Tuzcu Hacaloğlu’nun bu sergide ‘’Dünya Yerinden Oynasın Artık’’ temalı 47 eserinden oluşan solo sergisi, bizleri insan ve sokak hayvan hakları mücadelesi/dayanışması günlerine götürdü.
Onun sevgi dolu penceresinden;
‘’ Dünya Yerinden Oynasın Artık
Daha adil,
Daha eşitlikçi,
Daha yaşanabilir bir dünya için mücadele verenlerin sesini ve gücünü gösterir kılmak.
Yaşadığımız toplumsal düzen içinde,
Kadınların ve çocukların, kayıplarının peşinde, hak ve hayatlarını savunma,
doğanın sesini duyurma,
sessizlerin sesi (sokak hayvanlarının) olma,
mücadelelerini anlatan fotoğraflar,
bireysel bir cesaret, toplumsal bilinç ve kolektif bir uyanışı anlatır.
Direnenlerin çığlıklarını, gözyaşlarını, gülümsemelerini, yumruklarını bir araya getirirken, umudun ışığı, öfkenin gücü, dayanışmanın dokusu ve direnişe duyulan inancı görüyoruz.
Her bir fotoğraf geleceğe bir davet, bir umut, bir mücadele çağrısı…
İzleyenin, tanıklık ettiği bu cesaretle yüzleşmeye, bu direnişe ortak olmaya, dünyayı değiştirme çabalarına katkıda bulunmaya davettir.’’
Yorum yapmama gerek yok ki…
***
Elbette, İstanbul’un itirazı yanında tüm bu rantsal çirkinlikleri taşıyan tüm illerimizdeki bireylerin de itirazı olmalı.
Hele hele, Uludağ’ın bir bölümünün ‘’milli park’’ vasfının kaldırılarak, ‘’(T) Alan Başkanlığına’’ devredilmesi süreci, bölgenin doğasını ranta kurban edilmesi anlamındadır.
Elbette, Bursa’nın tüm stk’ları, kurum ve kuruluşları ile öncelikle bu şehri sahiplenmiş bireylerinin önceliğinde yeşil Bursa’dan arda kalan, gri Bursa’ya bile sahip çıkılması çok önemli olmalı.
Değerli sanatçı arkadaşım, Şafak Tuzcu Hacaloğlu’nun belirttiği üzere, ‘’Her bir fotoğraf geleceğe bir davet, bir umut, bir mücadele çağrısı…’’
Keşke… fotoğraflara yansıyan bu gerçekleri bizleri yönetenlerin de görmesi ve ‘’Şehirlerin İtirazına’’ kulak vermeleridir…
Lütfen, tüm dinamiklerimiz ve güçlerimizle ‘’Şehirlerimizin İtirazının’’ yanında olmalıyız.
Sağlık, sevgi ve hoşgörü ile kalınız…