Kıymetli okurlar

Bu gün size paylaşımlarımı nasıl ve hangi ortamlarda hazırladığımı anlatmak istiyorum.
Kendime ait herhangi bir ofisim, masam ve Bilgisayarım yok. Sadece bir telefonum var.
Ülke gündemine ilişkin çarşı’da, pazarda, sokakta, kahvede velhasıl dost Meclisi’nde ne düşünülüyor, nasıl algılanıp ne konuşuluyor bizzat işitip tanık olduğum şeyleri kendimce harmanlamaya çalışıyorum. Bir anlamda halkın duygu ve düşüncelerini aktarıyorum.

Tabi zaman zaman kendi fikir ve görüşlerimi de paylaşıyorum. Sonuçta bu ülkede olup biten doğrudan veya dolaylı, olumlu yada olumsuz herşey bizleri de etkiliyor.
Örneğin seri halde çıkartılan orman yangınları kimine göre kaza, kimine göre kasten çıkıyor. Bazı sosyal medya paylaşımlarında ise uzaktan kumandalı drone vasıtasıyla oluşuyor. Bunu iklim kanunuyla ilişkilendirenler de var. Bu bazılarına göre komplo teorisi kimine göre iddiadan ibaret. Devletin ilgili kişi ve kurumlarınca resmi bir açıklama yapılmadığı veya doğrulanmadığı sürece teoriden ibaret. Öyle bile olsa bunun açıklığa kavuşturulması kafalardaki soru işaretlerinin giderilmesi gerekir.
Her halükarda bir hakikat varsa o da ormanlarla birlikte yanan ve yok olan yaban hayatı, yerleşim yerlerinde yanan köyler ve ev hayvanları. İnsan olarak bunlara duyarsız kalmak mümkün mü?
Osmaneli yangınına müdahele eden köylüler ilaçlama tankerlerini seferber ettiler. İznik belediyesi ve sivil toplum kuruluşları bu anlamda çok ciddi bir görev üstlendi. Aynı şekilde yangınla mücadele edenlere ücretsiz yeme içme desteği sağlayan köfteci yusuf’unda hakkını teslim etmek lazım. Ve yine vatansever kuryeler takdiri hak ediyorlar.
Çok ilginçtir beton mikserleri ve pompalarının da yangına etkili şekilde müdahale ede bildiklerini gördük. Hatta TOMA olarak biline toplumsal olaylara müdahale araçlarının da fevkalade işe yaradığına şahit olduk.

Tarım ve orman bakanlığı öncelikle yangına müdahale araçlarını modernize edip güçlendirmeli. Yine yangına müdahale eden ekiplerin dumandan boğulmaması için gerekli ekipmanı tedarik etmeleri kaçınılmaz bir önceliktir. Eskişehir yangınında şehit olan Akut ve orman işçilerine de Allah’tan rahmet, ailelerine ve yüce Türk milletine sabır ve başsağlığı diliyorum.
Yeşil vatanımızı gözümüz gibi korumamız lazım yoksa torunlarımıza sadece çölden ibaret bir miras bırakmış oluruz.
Yüce meclisimiz bu tür suçlara yönelik etkili ve caydırıcı cezai müeyyideleri sıcağı sıcağına yasalaştırmadan tatile gitmemeliydi.
Acıdan ve kederden değil sevinç ve mutluluktan gözlerin yaşardığı yeni bir güne uyanmanız dileğizle.