İlk, orta lise derken üstüne üstlük uzak bir şehirde beş yıl üniversite tahsili. Özellikle Anadolu’nun kırsal kesimlerinde doğup büyümüş, dar gelirli ve kalabalık ailelerin üniversitede evlat okutmasının ne kadar zor olduğunu söylemeye gerek yok. Aileler gariban olunca evlatlarına burs verecek hatırlı dostta bulunmuyor. Nasıl olsa kazanamaz diye bol keseden yardım vaat edenler ,sınav kazanılınca sözlerini pek hatırlamak istemezler.
Ben ve benim gibi zor şartlar altında üniversite tahsili yapan gençlerin ev diye kaldıkları gecekondudan bozma, tavan deliklerinden mehtabı seyrettiğimiz, toprak zemine; yağan yağmurun dolduğu çok olmuştur. Isınma ayrı bir dert odun bulamadığımız zaman sebze meyve kasaları ile sobayı tutuşturup göz açıp kapayıncaya kadar sönmesi bir olmuştur.
Ders notları, vizeler finaller dönem kaybetme riski yaşamak çabası. Hepsinden sonra bir de lisans tezinin kabul görmesi başlı başına büyük uğraş gerektirir. Eğer bugün akademisyen olmamışsam altında yatan yegane sebep lisans tez hocamın keyfiliği idi. Bu keyfilik benim öğretmenliğe akranlarımdan sekiz ay geç başlamama neden oldu.
Şimdi bütün bunları niçin anlattığıma gelince son günlerde yaşanan sahte diploma furyasında işin kolayını bulanlar, sahte diploma ile en ufak dini, ahlaki ve vicdani rahatsızlık duymadan maaş alanlar? Hiç mi yüzünüz kızarmadı? Ailenize ve sevdiklerinizin yüzüne nasıl bakıyorsunuz? Zerre kadar izzeti nefis ve şerefiniz var mı?
Kpss de yüksek puan aldığı halde atanamayıp intihar edenlerin olduğu bir ülkede siz kendinizi insan mı sanıyorsunuz? Siz anca sıradan bir yaratıksınız. Dabbe’tül arz ne diye bir araştırın isterseniz.
Bu işe aracılık eden, göz yuman her kim varsa sakın ha! biz müslümanız diye dolaşmayın. Siz ancak müslümanların yüz karası olursunuz.
Mutaffifin süresi 1,2,3. Ayetlerde şöyle buyurur Rabbimiz.
“1,2,3. Ayetler:İnsanlardan, kendileri bir şeyi ölçerek aldıkları zaman tam alan; ama onlara bir şeyi ölçüp tartarak verdiklerinde eksik tutan kimselerin, vay haline!”
Şuayb a.s kavmi olan medyen halkının bu sebeple helak edildiği bildirilir. Ayetin iniş sebebi budur. Merak edenler açar okurlar.
Alemlere rahmet olarak gönderilen sevgili peygamberimiz Hz Muhammed (sav) bir hadisinde şöyle buyuruyor.
Ebû Hüreyre’den (ra) rivayet edildiğine göre, Allah Resûlü (sas) şöyle buyurmuştur:
“…Bizi aldatan, bizden değildir.”
(M283 Müslim, Îmân, 164)
İbn-i Arabi Şam halkına sizin taptığınız ayaklarımım altındadır der ve gadre uğrar.
Yavuz Sultan Selim Şamı fethedince ibni Arabi’nin ayaklarımın altında dediği yeri kazdırır ve bir küp altın çıkar.
Veli zât o zamanın insanlarına aslında siz Allah’a değil paraya pula tapıyorsunuz demek istemiştir. Ve bu keramet ancak Yavuz Sultan Selim’in fethi ile anlaşılmıştır.
O günden bu güne değişen çok şey yok hattı zâtında.
Biz de ancak şöyle uyarabiliriz.
Kuldan utanmıyorsunuz onu anladık. Bâri Allah’tan korkun, Allah’tan korkun Allah’tan korkun.
Diyeceklerim bu kadar.