Köprüden önceki son çıkış

Dünyanın hiç bir medeni, bağımsız ve onurlu ülkesinde teröriste bariş güvercini muamelesi yapılmaz.
Eğer Barış görüşülecekse bunu muhataplariyla Devletin ilgili birimleri yapar. Koskoca Gazi meclis aylardan beri işi gücü bırakıp komisyonlarda ev ödevi yapar gibi çalışıp sonrada öğretmenine sunan öğrenci misali elli bin kişinin katilinin ayağına gitmez. Haydi diyelim ki gittiniz adam sizden kabulü mümkün olmayan taleplerde bulundu başüstüne mi diyeceksiniz? Seksenyedi milyonluk milletin sizin nazarinizda hiç izzeti nefsi ve haysiyeti yok mu?

Devleti yöneten yahut malum süreci yürüyetenlerin iyi niyetli olduklarını var saysak bile karşi tarafin dürüstlüğünden,hile hûd’a peşinde olmadığından nasıl emin olabiliriz.
Birinci açılımın akîbetini görmüş insanlar olarak haklı endişelerimizi ortadan giderecek
hangi argümanlarıniz var?

Kamuoyunu ikna etmeden böyle bir teşebbüsün vebal ve sorumluluğunu kim üstlenecek?
Sürece karşı çıkan şehit analarina had bildirerek ve onların nezdinde yüreği yaralı insanlari inciterek bir yere varilamaz.
Siz millete karşı sorumlusunuz,eli kanlı katile karşı değil.
Bir âyet meali vererek sürecin sahiplerine ve sayın cumhurbaskanının dikkatine sunmak istiyorum .
Bakara sûresi 11. ayetin Diyanet İşleri Başkanlığı Mealinde aynen şöyle diyor.
“Onlara “Yeryüzünde düzeni bozmayın” denildiğinde, “Hayır, biz yalnızca ıslah edenleriz” derler.”
Barış ve kardeslik istiyoruz demiyorlar mı diyorlar. Mesele anlaşılmıştır sanırım.
Yilanla Tilki hikayesini aktarayim belki konunun daha iyi anlaşılmasına yardımcı olur.
“Yilanla Tilki arkadaş olurlar.Günlerden bir gün bir yere giderlerken karşılarına büyük bir nehir çikar.Köprü yoktur,birbirlerine sorarlar karşıya nasıl geçeceğiz diye.
Tilki, yüzer geçerim der. Yılan ben yüzme bilmem ancak sırtına alırsan geçebilirim der.
Tilki kurnazdir,ya beni nehirin ortasında sokarsan? der.Yilan asla ve kat’a sokmayacagına yemin eder. Tilki peki bin sırtıma der ve başlar yüzmeye.Can çikar huy çikmaz derler ya. Nehrin ortasında yılan tilkiden özür dileyerek sokmak istediğini çünkü tabiatının öyle olduğunu söyler.Tilki ne kadar dil döktüyse de yılanı ikna edemez. Çaresiz bir eda ile boynunu büker ve şöyle der.Tamam kabul ancak o kadar dostluğumuz var.Ölmeden önce son arzumu yerine getir bari der. Yılan nedir son arzun der. Tilki: gözlerinden bir öpeyim ondan sonra sokarsın der. Yılan bu masum isteği kabul eder. Tilki ani bir refleksle yılanın uzattığı başını kapıp boğar ve karşıya çıkınca boylu boyuna uzatır ve şöyle der.Dost dediğin böyle dosdoğru olacak.”
Kıssadan hisseye gelince karşımızda çok masum bir lider ve örgüt yok. Kırk yılın bilançosu ortada. Sizin iyi niyetleriniz her an suistimal edilebilir ve telafisi imkansız sonuçlara sebebiyet verebilir.

Elinizi kaptırdığınız örgütten kolunuzu kurtaramazsınız.
Bu milletin evlatlarını tekrar bedel ödemek zorunda bırakmayın.