Yıl 1991 çiçeği burnunda genç bir öğretmenim.Yer Adana Seyhan merkez ilçe.Askerden yeni gelmişim.Ben askerdeyken çalıştığım okula liseden öğretmenimiz olan merhum Vahit hoca müdür olarak atanmış.
Askere kadar iki ayrı okulda geçici görevlendirme ile çalistim ama hiç bir müdürle toplamda altı aydan fazla çalışmadım.O nedenle hala stajyer görünüyorum.
Okul müdürüm benim dosyamı incelemiş ve stajyerliğimin kalkması için gerekli makamlarla görüşerek mağduriyeti gidermiş.
Eğitim öğretim sezonu başlar başlamaz okula döndük ve ilk iş müdür olarak atanan hocamızın elini öpüp hayırlı olsun dileklerimizi sunduk.Vahit hoca kısaca benim stajyerlik sorununu hallettigini ve müdür yardımcılarından bazıları ile çalışmak istemediğini ve bu aşamada beni müdür yardımcısı olarak görmek istediğini söyledi. Hocam ben daha yeni askerden geldim hele bir kendimi toparlayayım dedimse de idarede güvenebileceği insanlarla çalışmak istediğini ve mazeret kabul etmeyeceğini soyleyerek pansiyondan sorumlu müdür yardımcısı olarak 1991 yılı Ağustos itibarıyla başladık.O günden sonra yoneticilik serüveni yirmi dört yıl devam etti.
Pansiyon bölge devlet parasız yatılı ortaokul konumundaydi ve 220 kız öğrenciye hizmet veriyordu. Pansiyonda aşci,aşçı yardımcısı,hemşire ,gece bekçisi ,sayman ,kaloriferci ve belletici gibi çalışan arkadaşlar doğrudan bana bağlı olarak görev yapıyorduk.Ayrica kadın bir müfettiş ve il milli eğitimde görevli kadın bir memur da pansiyonda misafirimizdi.
O yıllarda belletici olarak çalışan üç kadin öğretmen arkadaş boş zamanlarında okul lojmaninda eşimle beraber vakit geçirirlerdi.
Hepsi göreve yeni baslamiş pırıl pırıl genç meslektaşlarımdı.Günseli,Emine ve Atike hanımlar.
Amir memur ilişkisinden ziyade ağabey kardeş gibiydik. Okulun bulunduğu semt suç oranı yüksek bir yerdi adeta güneydoğudan farksızdı diyebilirim.Üstelik birinci Körfez savaşı başlamış ilk defa özel TV kanalından canlı yayında savaşı izliyorduk.Gulf in the War alt yazısı ile meşhur savaş muhabiri Christiane Amanpour, tarafindan gelişmeler aktarılıyordu.
Saat akşam 21:30 yahut 22:00 sularında hava saldırısı alarmı verildi.Sirenler acı acı ötüyor.Çünkü Irak’ı vuran Amerikan uçakları İncirlik üssünden gidip geliyordu ve Saddam Hüseyin’in meşru hedefleri arasındaydı.Lojman yüksek.olduğu için İncirlik üssünden inip kalkan uçakları çıplak gözle görebiliyorduk.
Dördüncü kattaki lojmandan hangi hızla indiğimi bilemiyorum ilk iş eşimi ,öğrencilerimi belletici arkadaşlarimi ve misafir kalan görevlileri sığınağa dört dakika içinde indirmekti.Ve henüz yeni uyumuş veya uyumak üzere olan öğrencileri sığınağa aldık.Askerde aldığımız eğitim gereği hemen sayım yaptık lakin bir türlü sayı tutmuyor.Tekrar tekrar yaptık olmuyor bir öğrenci eksik çıkıyor.Öğretmen arkadaşlara hangi öğrenci eksik diye soruyorum onlar da ayakta olan herkesi indirdiklerini söylüyorlar.
Baktım olmayacak kız öğrencilere biraz kızgın ifadelerle aranızda eksik olan kim çabuk söyleyin dedim ve kaşlarımı çatarak süzmeye başladım. Çocuklardan biri öğretmenim yatmadan önce biz falan arkadaşımızı şaka olsun diye yatağa bağlanmıştık o gelemedi dedi.
O gergin ortam bir anda yumuşadı hepimizin yüzünde biraz tebessüm oluştu.İkinci alarmı beklemeden gidip bağlı öğrenciyi de alarak sığınaga getirdim.
O yillarda henüz cep telefonlari yaygın değildi fakat alarm sonrası PTT hatları da devre dışı kalmıştı aynı deprem zamanı kitlenen GSM operatörleri gibi. Dışarıyla telefon dışında irtibat sağlayacak herhangi bir iletişim aracı yoktu.Sığınakta kaldığımız süre bir ömür kadar uzun gelmişti.
İşte o zor yıllarda beraber görev yaptığım meslektaşım Atike hocahanim eşiyle ziyaretimize geldi.İtiraf etmeliyim ki terapi kadar etkili oldu.Geçmişi yâdettik, birlikte görev yaptığımız iki zorlu yılı andık. Hani bazı dostlar ilaç gibidir derler ya Atike hocam da öyle bir arkadaş hatta arkadaştan öte aile dostu. Ondaki pozitif enerji hemen etkisini gösterir.Bulunduğu ortam eksi derecelerde bile olsa sımsıcak olur.
İşte kıymetli okurlarım meslek hayatımızda daha nice yasanmışlıklardan sadece birini paylaştım. Öğretmenlik hakikaten kutsal bir meslektir.Dünyaya bir daha gelecek olsam yine öğretmen olurdum.
Elinden tuttuğunuz,hayatına dokunduğunuz bir öğrenci bile olsa vatan için büyük kazançtır.
Bu vesile ile üzerimizde emeği bulunan ve ahirete göçmüş hocalarımıza Allah’tan rahmet hayatta olanlara sağlık afiyet diliyorum. Görevde olan meslektaslarima da başarılar diliyorum. Ögretmenler günümüz kutlu olsun.
Selam ve muhabbetle.