Lütfü Türkkan, tartışma yaratan “İYİ Parti’nin parlamenter sisteme dönüş şartıyla, 2020 içerisinde bir erken seçim takvimi açıklanması ve 5-6 icracı bakanlık alarak olası bir koalisyonda yer alabileceği” açıklamasını bu cumartesi günü Bursa’da benim de hazır bulunduğum iki toplantıda gelen sorular üzerine yapmıştır.
Gelen soru: “İYİ Parti ve Ak Parti arasında bir yakınlaşma var mı?”
Lütfü Türkkan ise cevaben, “İYİ Parti bünyesinde ülkücüler, muhafazakarlar, liberaller ve sosyal demokratlar var, dünya görüşleri farklı olsa da birleştikleri en önemli husus Erdoğan ve AK Parti muhalifliğidir. Biz böylesi bir ittifak yapacak olsak tabanımız buna karşı çıkar ve %95’i bize sırtını döner, peşimizden gelmez” demiş ve ilave etmiştir; “Ne açıktan, ne de kapalı kapılar ardında böyle bir görüşme yapmadık ama güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönmek, bir ucube olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden vazgeçmek kaydıyla, çok geciktirmeden 2020 yılı içerisinde bir erken seçim tarihi açıklanması ve adalet, içişleri, milli eğitim gibi icracı 5-6 bakanlığın İYİ Parti’ye verilmesi koşuluyla evet diyebileceklerini” açıklamış ve bunun şahsi görüşü olduğunu ifade etmiştir.
Bugün Lütfü Türkkan’a saldıran İYİ Partililer, 30 Ağustos resepsiyonunda Erdoğan ile el sıkışması eleştirilen Meral Akşener’e, Erdoğan’ın Türkiye ittifakı fikrini dillendirmekte olduğu hatırlatılarak AK Parti ile ittifak yapıp yapmayacakları sorulduğunda böylesi bir ittifakın içinde olmaları için tek şartlarının Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden vazgeçilerek parlamenter sisteme dönüş yapılması kaydıyla destek vereceğini ilan ettiğinde sustular.
Bu tavrı doğru bulmuyorum.
Akşener ve Türkkan, ülkemizin menfaatine olan bir tavır ortaya koymuşlardır.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni yerden yere vuran ve bir çıkış yolu arayan Lütfü Türkkan, Türkiye ve İYİ Parti’nin bir değeridir.
Ona haksızlık edilmesine gönlüm razı gelmedi ve bu notlarımı sizlerle paylaşmak istedim.
Evet yazdıklarınıza katılıyorum.. doğrudur..ancak her açıklamanın.. söylemin tabanda nasıl algılanacağının hesap edilmesi gerekir.. ayrıca karşımızda büyük bir yandaş basın var.. her şeyi çarpıtan.. iftira atan bir medya var.. hepimiz herşeyimize hatta oturup kalkışımıza bile dikkat etmeliyiz.. çokmu lazımdı bu açıklama