BALKANI BİLDİNMİ NEDİR HEMŞERİ ?

Yayınlama: 22.02.2025
A+
A-

Ne zamandır Rumeli Türklerinin Osmanlı ve sonrası yaşadığı dramları anlatan eserler okuyorum. . Kıymetli dostum Hüseyin kenar bey balkan savaşlarının bir özetini çıkarmış onun emeğinin üzerine fazla laf etmeye gerek yok.
Dünya’nın çatısındaki geçmişimiz Kök Türkler Günümüz nesiller boyu tarihi yazan bir millet .Tarihin konusu geçmiş zaman olsa da tarihin oluşunu bire bir aktaramamıştır .Galiplerin bize bıraktığı belgeler üzerinden yazılmıştır.
Tarih hep söylene gelen odur ki tarihi yapanlara yazanlar sadık kalırsa okuyanlar da doğru ve gerçek bilgiye ulaşır.Tarih dediğimizde başarı kadar başarısızlık galibiyet kadar mağlubiyette olmuştur.Kazanılan bazı zaferlerde ileride yaşanacak kimi zaferlerin ön sözüdür diyebiliriz .
Bazı yenilikler de Zafer müjdelerini kendi içinde saklamıştır .Mutlaka tarihte tarihçilerin gözünden kaçanlar olmuştur.İnsanoğlunun yüzyıllarca bıraktığı tortuyu öteleyerek kadim geçmişine bir göz atarsak geçmişin içinde kendimizi arayacağız .Belki umduğumuzu bulamayacağız, belki de tarihte büyük insanların başarılarını okurken bir yanımız acıyacak bir yanımız gülecek , belki de o büyük insanların yıkımları veya mahalle hürriyetleri bize kendimizi anlatacak yahut da gelecekteki zaferlere tanık olacağız .
1912 yılı Osmanlı imparatorluğun en kara yılı olarak tarihe geçti.Balkan devletleri ortak ittifakla imparatorluğa karşı hareketlendi
birinci Balkan savaşı olarak adlandırılan bu savaştan sonra Osmanlı imparatorluğu balkanlardaki tüm topraklarını kaybetti
Batı Trakya Edirne Kırklareli gibi kadim Türk yurtları Balkanlar tarafından işgal edildi
terör uzmanı Coşkun başbuğ söyle diyor
Bulgaristan
Sırbistan
Karadağ
Yunanistan
gibi yapıların osmanlı’ya başkaldırmasıyla balkanlarda Osmanlı’nın kaygılı süreci yaşandı
güç kaybeden Osmanlı itibarıda kaybetmeye başladı. Bulgarlar bu evreyi iyi kullanıp Osmanlı büyük kayıp yaşadı maalesef Kırklareli,Edirne
30 Mayıs 1913 Londra antlaşması ile kabul ettik. Batı Trakya , Edirne , Kırklareli resmen Osmanlı’dan çıktı, bu anlaşmanın ardından bu devletlere Romanya’da katıldı. Romanya balkanlarda. Ortak edilme adına ittifaka dahil oldu.Bu da ikinci Balkan Savaşı’nın başlamasına sebep oldu. osmanlı’ya fırsat doğursa da hacı hatıralar bırakarak (Enver paşa ) komutasında Edirne ve kırklareli’ni geri aldı.
1915’te alma neticelenmek üzere iken Bulgaristan’la istanbul,Yunanistan ile Atina anlaşmaları imzalandı
Enver bey bundan yararlanarak İskeçe ve Gümülcine ile beraber Batı trakyayı tekrar almak için bir faaliyet gösterse de başarılı olamadı,çünkü başta Rusya olmak üzere Avrupa emperyalizmi baskıyı arttırdı ve Osmanlı Balkanlar’dan çekilmek zorunda kaldı.
Bu yenilginin üzerine Enver bey daha önce Trablusgarp’ta yaptığı gibi örgütlenme yaptı
ve bu görev Enver bey tarafından teşkilatı mahsusaya verildi,teşkilatı mahsusanın başında kuşçubaşı Eşref bey bulunduğu ve 16 subay 100 erden oluşan bir örgütlenme kuruldu çete örgütlenmesi hemen harekete geçti. Bu oluşumu yazar Nurettin Şimşek bey’den aldığımız bilgiler doğrultusunda şöyle der Nurettin Şimşek bey bu akınların başlangıç tarihi 15 Ağustos 1913 .Türk yüzbaşı
İlyas üsteğmen Lütfü sunan, teğmen Besim
Beşiktaşlı ,Kemal kaptan Ahmet Çakır Efe ,
Tataristan giritli Çakır Efe , Giritli İsmail kaptan
ikinci bir Tatar Hasan,Çerkez said kaptan,
malaka Mustafa kaptan bunlar 4 gün içerisinde 19 Ağustos 1913’te öyle bir yerlere geliyorlar ki bir anda saldırıya geçiyorlar 4 günde hani 40 gün yol alıyor ya ve ilgi çekiyorlar ya işte öyle .
19 Ağustos 1913’te bir toplantı yapılıyor Eşref bey isteğiyle yapılan bu toplantıya bu tarihte Süleyman askeri ve kuşçubaşı Eşref ile beraber değil ,burada şunu da belirtmemiz gerekiyor diye düşünüyorum.
İstanbul Bâb-ı âli hükümeti bu hareketi onaylamıyor ve bu 116 kişi cezalandırmak istiyor ve beyan ediliyor.Balkan savaşlarından önce Enver ve Mustafa Kemal ile birlikte Trablusgarp’ta yerel halkla birlikte mücadele verirken o sırada Trabzon fıkrası komutanı Enver bey Süleyman askeri Bey’in bu mücadelenin içinde olmasını istiyordu görev kendisine tevdiği edildiğinde seve seve her şeyimi feda ederek ve ölüm cezasını kabul ederim dedi.
Nurettin Şimşek Hoca’dan öğrendiğimize göre Süleyman bey 1884 prezent doğumlu
Halil Vehbi Bey’in oğlu yani Halil Vehbi paşa ,
bu paşa daha sonra 1903 yıllarında Afyon tabur komutanıdır baba adı yani Süleyman’ Süleyman askeri Bey’in dedesinin adı da süleyman’dır . Bu bilgi Kara harp okulu künyesinde vardır . Kara harp okulunda kayıtlıdır mezuniyeti Edirne askeri idadisidir .
1902 harp okulundan,1905’te ise harp okulundan mezun olmuştur.İşte milleti ve vatanı için ölümü göze alan adam kısaca budur seçme bir zabittir.Arkadaş çevresine bir bakalım kimler var kuşçubaşı Eşref ,yeni Bahçeli Şükrü ,Hüsrev Sami sapanca’lı Hakkı ,Topçu Rüstem. fedai Zabıtan grubu ile dostluk kuranlardır onlar,Ali Çetinkaya,Ömer Naci gibi ölmeden önce ölüp ölümsüz olanlardır. Yakup Cemil sonradan katılmış ve onlardan biridir . Süleyman bey sadece bir asker değil dünyanın ve imparatorluğun geleceği için fikirleri olan nadir bir kişiliktir.Kısaca Eşref Kuşçubaşı beyi de tanıyalım .
İzmir Katip Çelebi üniversitesi Ege ve Balkan çalışmaları uygulama ve araştırma merkezi üyesi özel hatipten dinleyelim . Bu grubun silahı kuşçubaşı eşreftir beyni de Süleyman askeridir. Süleyman bey komutanlar ve askerler arasında çok önemsenen bir kişiliktir. Bu arada Enver bey Trabzon da kurmay başkanıdır . Bir şeyi aklımızdan çıkarmayalım Osmanlı o dönemde sadece balkanlarda savaşmıyordu balkanlarla beraber pek çok cephede savaşıyordu diyeceğimiz olur ki ;vur kaç yapılıyor buna bir savaş da denmezdi .
Ortada görünen bir düşman yok idi fakat her taraf düşmandı. Doğuda da zaten aleni bazen de iç savaş vardı. Bâb-ı âli’nin birkaç başı bozuk gözünü karartmış demesi doğru değil
aslında ne olursa olsun Trakya elden çıkmamalı idi işte o 116 kişi imparatorluğun devamını devamı için ölmeden ölümsüz olmaya karar verdiler ,ve buradan geleceğe yönelik bir plan olduğu tartışmasızdır. Bu Akıncı öncü grup kurtardığı her karış Vatan toprağına ve ele geçirilen her yerde muhtarlıklar kuruyordu .Halkın kendi kendini yönetmesi kendi güvenliğini sağlaması için yapılan bu düzenlemeler bu akıncıların sadece birer asker olmadığının ispatı idi belirli bir hedeflerinin olduğu belliydi sadece Müslüman Türkler değil canından malından korkan değişik dinlere mensup insanlar da Türklere geliyor onlara karışıyorlardı .
Türkler Habipçeye girerler ve edirne’den sonra yaptıkları iş çok önemli yaptıkları ilk iş mahalleye mahalli bir idare kurarlar bu da gelecek planlarının ucudur,her yerde bunu yapmışlardır
Yenice
Harmanlı
harmanlık
Kırcaali
mestanlı plan şudur ki bağımsız bir vatan toprağı yaratmak ,istanbul payitahtta bir güvenlik sibobu olarak kalmasını sağlamaktır.
Habipçe’ye girip mahalli bir idare kuruluyorsa bunun askeri değil siyasi sonucu olur, bu uygulamalardan sonra Yenice ve Harmanlı kurtarılmıştır.Bütün bu oluşumdan sonra bölgede yaşayan Müslüman Türkler de muazzam bir desteği vardır bu çetelerin işlediği cinayetlerden dolayı dağlara kaçmış kenara köşeye sıkışmış ne kadar Türk varsa bu gruba katılmıştır . Korkularını yenmiş Türkler geldi diye kendilerine güvenmiştir Rus ve bulgarlara güvenmeyen az önce söylediğimiz gibi Hristiyanlar da Türklere sığınmışlardır .
Mahkeme çatışmada bir çete lideri yakalandı mahkeme kuruldu kendini savunma hakkı verildi yerel bir jüri kuruldu şahit gösterme ve delil sunma hakkı verildi sonuçta yerel jürinin kararıyla idam cezasına çarptırıldı idam hükmü Türkçe ve Bulgarca okundu bundan sonra kırcaali’de Bulgar Süvari alayı Müslüman halkı camilere tutsak tutuyordu halk kurtarıldı alay imha edildi Süvari alayının kılıcı Bulgar kralı tarafından verilmişti komutanın atı ve kılıcı Osmanlı sultanı Sultan Reşat da gönderildi .
31 Ağustos 1913 Gümülcine
1 Eylül 1913’te
İskeçe alındı.
31 Ağustos 1913 pazar günü Batı Trakya geçici hükümeti kurulmuş ve bu garbiTrakya hükümeti yani bağımsız Batı Trakya devletinin doğumu olmuştur .
Tarihçilere göre Türk tarihinin ilk cumhuriyeti onlara olarak kabul ediliyor kısa zamanda kurulan merkezi hükümet kuşçubaşı Eşref bey
Süleyman askeri bey 31 Ağustos’ta bir sonraki gün bu devletin bir hükümeti oluşturulmuştur cumhurbaşkanı müderris salih efendi ,
Süleyman askeri bey genel kurmay başkanı
Hafız Ali Galip bey
Müderris Hakkı
Hacı İsa efendi
Hoca Mehmet efendi
Mehmet paşa
Hilmi paşa
Mehmet Paşazade
Şükrü bey
Hacı Salih bey
Hüseyin paşa
Hacı Beyzade
Osman Nail bey
bu kabineden oluşan bir Cumhuriyet hükümeti olduğunu gösteriyor bu hükümetin Cumhuriyet olarak adlandırılması daha önceden kurtarılan bölgelerdeki uygulamalardandır. Bunu Cumhuriyet olarak adlandırmak çok da yanlış olmayacaktır. Bu kısa ömürlü de olsa Türk tarihi açısından Osmanlı tarihi açısından da çok önemlidir. Cumhuriyet, cumhuriyetin bayrağı üç renkli idi bayraktaki siyah balkanlardaki zulmü yeşil İslam’ı ay yıldız Türklüğü temsil ediyordu.
Ulusal marşı’nı Süleyman askeribey Dedeağaç’ta yazdı. Devlet Yunan ve Bulgar posta pullarını geçersiz saydı ve kendi pullarını bastı 30.000 kişilik savunma gücü oluştu .Devletin bütçesi hazırlandı pasaport uygulamasına geçildi .
Osmanlı yasa ve tüzük aynen kabul edildi.
Ve davalara garbi Trakya adliyesi bakmaya başladı.Selanik yahudisi olan Emmanuel Karasu tarafından resmi bir haber ajansı kuruldu Fransızca ve Türkçe olarak müstakil adında bir gazete çıkarıldı. Bulgaristan karşı çıksa da Yunanistan kabul etti. 2 Ekim de Deağacı Batı Trakya Türk devletinine bıraktı ancak kalmayı başaramadı . Bulgaristan’ın batılı devletlere ve Rusya’nın desteğiyle yaptığı girişimler sonucu osmanlı devleti üzerinde baskı kuruldu bu baskılar neticesinde Osmanlı devleti Bulgaristan ile İstanbul anlaşmasını imzalayarak Batı trakya’nın bulgarlara bırakılmasını onayladı onaylamak zorunda kaldı.Bu bir derlemedir bu zaferin üzerine Bulgarlar bir gece tertip ederler zamanın başkanı olan eski eserler müdürü ve kralları bu geceye katılıyorlar alkolün verdiği özgüven tavan yapmıştır. kralları salona girdiğinde önceleri kimse önemsemez sessizlik sağlanınca kısa bir konuşma şöyle der:
Bu başarı sizin değil Osmanlı paşalarının beceriksizliğidir der.Ve gece devam eder.
İyi geceler efendim uyuma numarası yaparsak asla uyanamayız.
Hüseyin kenar’dan alıntı.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

Clicky