Cenazesinde sadece 9 – 10 kişi bulunan Mozart…
Cenazesinde yaklaşık 30.000 kişi bulunan Beethoven…
***
Dünya sanat ve edebiyat alanında, yaşamları yoksulluk içinde geçen ve ölümlerinden yıllar sonra değerleri anlaşılan ünlü sanatçıların sayısı hiç de az değildir.
Yaşamları boyunca ürettikleri müzik, resim, roman vb. her türlü sanatsal ürünleri, kimsenin dikkatini pek çekmemiş ve yaşamları ekonomik sıkıntı ile son bulmuş ünlüler.
Ürettikleri ve topluma artı değer katan eserleri ne yazık ki yaşamlarından sonra ünlü olmalarına olanak sağlamıştır.
Sizlerin de aklınızda mutlaka vardır ama ben yine de yazmaya çalışacağım. Şimdilik aklıma gelenler;
Alexandre Dumas, Mozart, Mark Twain, Tolstoy, Stefan Zweig, Dostoyevski, Vincent Van Gogh, Franz Kafka, Oscar Wilde, Charles Bukowski, Paul Gauguin, Friedrich Nietzche, Edgar Allan Poe, Mehmet Akif Ersoy, Sabahattin Ali, Nazım Hikmet, Ahmet Hamdi Tanpınar, Peyami Safa.
***
Yukarıda isimleri yazılan ünlülerden Wolfgang Amadeus Mozart’ı (1756 – 1791 / 35 Yaş) ele alacağım. Onunla birlikte klasik müzik sever birisi olarak, yaşamı bana çok ilginç gelen Beethoven’ı, (1770 – 1827 / 57 Yaş) yazmaya çalışacağım.
***
Alkışları duyamayan bir sanatçı Beethoven…
Beethoven, eserlerine kişisel duygularını ve felsefesini katıp, klasik ve romantik müziği birleştirip kendisine özgü bir tarz geliştirdi.
Tamamen ‘sağır’ olmasına rağmen 9. Senfoni gibi dev eserleri besteleyerek, insan azminin neleri başarabileceğini de ispatlamıştır.
Babası, tenor ve müzik öğretmeni olup, küçük yaşta onu eğitime aldı. Aynı zamanda Beethoven Ailesi, maddi sıkıntılarla uğraşıyordu.
Aldığı eğitimler sonucu, sağırlığına rağmen bestelediği duygu yüklü eserler, insanüstü bir yeteneğe sahip olduğunun kanıtıdır.
Sizlerin düşündüğünüzü bende düşünmekteyim, tamamen sağır bir insan beste yapabilir mi ?
Evet, Beethoven bunu başarmış bir insandır.
***
Beethoven hiç evlenmemiş olup, en ünlü eseri 9. Senfoni ölümünden 3 sene önce, Viyana’da bir konserde çalındı.
Ama ne yazık ki Beethoven, hem eserini hem de seyircilerin uzun süre ayakta alkışlamalarını duymamıştır.
Siroz hastalığı ilerleyerek onu yatağa bağlı hale getirdi.
Yaşamının son günlerinde yatağından, durmadan yağan yağmuru izliyordu. Ansızın, şimşeğin aydınlattığı bir parlaklık odasını kapladı.
Yumruğunu havaya kaldıran Beethoven’in gözleri son kez açıldı ve sonsuza dek kapandı.
57 yaşında hayata veda etmiş olup, cenaze törenine oldukça fazla sayılabilecek oranda yaklaşık 30.000 kişi katıldı.
Evet, yaklaşık olarak 30.000 kişi ya Mozart’ın cenazesinde kaç kişi vardı ?
Bana yıllardır çok ilginç gelen bu konuyu, nedense yazmak bugüne kaldı…
Beethoven; ‘’Çocuklarınıza erdemli olmalarını tavsiye edin, sadece erdem mutluluk getirebilir, para değil.’’
***
Cenazesinde sadece 9-10 kişi bulunan Mozart…
Cenazesinde yaklaşık 30.000 kişi bulunan Beethoven…
***
Mozart, klasik batı müziğinin en etkili ve en üretken bestecisidir. Beste yapmaya 5 yaşında başlamış ve 600’den fazla esere imza atmıştır.
35 yaşına kadar yaşayan Mozart’ın ölüm nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, romatizmal ateş ve böbrek yetmezliği gibi hastalıkların etkisinde olduğu tahmin edilmektedir.
Şiddetlenen hastalığı sebebiyle vücudu şişmiş, yürüyemediği için de sokağa çıkamaz olmuştu. Çok sevdiği kanaryasının ötüşleri bile artık ona rahatsızlık veriyordu ve kafesi başka bir odaya taşımak zorunda kaldılar.
Mozart, Avusturya’nın başkenti Viyana’da ortak bir mezara gömüldü. Cenazesine sadece 5 -10 kişi katıldı çünkü hava çok soğuk ve ayaz idi.
Evet, Mozart’ın cesedi Viyana’da fakirler ve kimsesizler için hazırlanmış toplu bir mezara atıldı ve ismi yazılmadan üstü kapatıldı. Daha sonra eşi, mezarlığa gitti ama yerini bulamadı.
Mozart’ı gömen kişinin yerine gelen yeni mezarcı da maalesef Mozart’ın hangi yerde gömüldüğünü bilmiyordu. Ne yazık ki bu gerçek mezar hiçbir zaman bulunamadı.
Ölüm nedeni bugüne kadar açıklığa pek kavuşamayan Mozart‘ın ölmeden önce dudaklarından dökülen son sözler ise şöyleydi ; “Ölümün tadı dudaklarımda… Bu dünyadan olmayan bir şey hissediyorum.”
Albert Einstein onun için şöyle demiştir: “Mozart’ın müziği o kadar saf ve güzel ki, onu evrenin iç güzelliğinin bir yansıması olarak görüyorum.’’
İşte yaşam böyle mi olmalı ?
Birisi sağken gerekli ilgi ve sevgiyi görmüş ve ölümünde binlerce kişi var olurken, bir diğeri ise yaşamında bulamadığı ilgiyi ne yazık ki ölümünden sonra hak etmiştir.
Sağlık, sevgi ve hoşgörü ile kalınız…
Yüreğine kalemine sağlık yazarım.
Sevgilerimle …
Bazı insanların kıymeti yokluğunda belli oluyor
Teşekkürler
Çok anlam çıkartabilinecek bir yazı..Tebrikler üstadım