BALDIRI ÇIPLAK kelimesinin anlamını pek çoğumuz bilmesek de kullanmışızdır. Belki anlamını bilseydik, kullanırken çok özen gösterirdik, belki de hiç kullanmazdık. Bu kelimenin kökünün Fransız Devrimi’ne kadar gitmesi ilginçtir.
BALDIRI ÇIPLAK kelimesi genellikle; ‘’ayak takımından, başı boş, işsiz güçsüz, serseri, yoksul, hali vakti iyi olmayan’’ anlamında kullanılır.
‘İki baldırı çıplak mı beni korkutacak?’, ‘Sokaklar baldırı çıplaklardan geçilmiyor!’, ‘Bu mahallede baldırı çıplak bir sürü insan var!’ vb. deyişleri duymuş olmalıyız. Evet, kızdığımız, hor gördüğümüz, yanımızda olmasını istemediğimiz kişiler için bu sözleri de kullandığımız bir gerçektir.
Ömer Seyfettin bir deyişinde bu kelimeyi açık bir şekilde kullanmıştır. “Tanıdıkları hep sefiller, ümmiler (okuma yazma bilmeyenler), ipten kazıktan kurtulmuş ‘baldırı çıplaklar’dı.”
Fransız Devrimi’ni (1789-1799) Bastille Zindanı’na ve garnizonuna saldırarak Paris’in yoksulları BALDIRI ÇIPLAKLAR başlatmıştır. Küçük burjuvalar, işçi, küçük esnaf ve zanaatçılardan meydana gelen insanlar, genellikle ‘’BALDIRI ÇIPLAK’’ diye anıldılar. Versailles Sarayı’na onlar yürüdüler. Krallığa, Feodalite’nin ve Kilise’nin saltanatına onlar son verdiler. Cumhuriyet ve demokrasi için ‘’özgürlük- eşitlik-kardeşlik’’ uğruna onlar savaşarak öldüler, öldürdüler!
Fransız Devrimi öncesinde, binlerce işçi; iş, ekmek ve özgürlük talep ederken, burjuvazi onları “bir avuç baldırı çıplak” diye aşağılamıştır. BALDIRI ÇIPLAKLAR, (Sansculottes) Fransız Devrimi esnasında ‘’dizden bağlı, vücuda yapışan pantolonların (külot) yerine çalışırken daha rahat hareket edebilmek için uzun, bol pantolon’’ giyen işçi ve küçük burjuvadır.
Devrim yıllarında BALDIRI ÇIPLAKLAR, kısa sürede sokağın iktidarını temsil ederek milli bir güç hâline gelmişlerdir. BALDIRI ÇIPLAK’lar, Paris’in çeşitli bölgelerinde ve Paris Belediye Meclisi’nde örgütlenmişler ve bu güçlerini kullanarak, taleplerini kabul ettirmek için sık sık protesto gösterileri ve ayaklanmalar organize etmişlerdir.
Terör döneminde BALDIRI ÇIPLAK, Jakobenleri ( Jakobenler: Halk adına devrimci girişimlerde bulunan kimse, devrimci, demokrat, keskin devrimci) desteklemeyi sürdürmeyi tercih ettiler, onlara göre sosyal adaletin ancak kendileri tarafından gerçekleştirileceğini düşünüyorlardı. Jakobenler, savaş esnasında ordunun ve halkın yiyecek sıkıntısı çekmesini engellemek için, gıda maddeleri fiyatlarına üst tavan getirmişler. Böylece BALDIRI ÇIPLAK‘ın geçimlerini belirli bir güvence altına almışlardı.
Gıda fiyatlarına üst tavan getirilmesinden sonra, ücretlerde de aynı yola gidilmiş fakat bu Jakobenler ile BALDIRI ÇIPLAK‘ın yollarının ayrılmasına neden olmuştur. BALDIRI ÇIPLAK‘ın sahip olduğu siyasi nüfuz da bununla beraber ortadan kalkmıştır.
BALDIRI ÇIPLAK konusunda basında başta New York-Tayvan olmak üzere dünyanın en kalabalık metropollerinde “Pantolonsuz Metro Günü” dikkat çekiciydi.
Pantolonsuz kızlar metroyu bastı!
Çevre koruma bilincini arttırmak için pantolonlarını atan Tayvanlı kızlar, metro trenlerine binerken, çevredekilerin de yoğun ilgi odağı olmuştu.
Bizim medyamızda ise bu olay bir BALDIRI ÇIPLAK eylemi olarak sunuldu. ‘’Tayvanlı kızlar, kış ortasında üstlerinde paltoları altlarında ise iç çamaşırları ile metro bastı. Yüzlerce metro yolcusu ise şaşkındı. BALDIRI ÇIPLAK eylemciler, olağandışı hiçbir şey yokmuş gibi davranırken eylemden haberi olmayan yolcular ise şaşkınlığını gizleyemedi.’’ şeklinde verildi.
Evet, BALDIRI ÇIPLAK artık bir eylem biçimine girdi. Özellikle bu eylemde bayanların önderlik yapması da ilginçtir.
Günümüzde BALDIRI ÇIPLAKLAR‘ın mücadelesi tüm dünyada görülebilmektedir. Yoksulluğa, kötü çevre ve yaşam koşullarına, işsizliğe, ırkçılığa, çocuk, kadın ve hayvan hakları şiddetine, sömürüye karşı sokağa çıkan insanlar, iktidar ve bir takım güçler tarafından “Serseriler, Çapulcular, Ayak Takımı ve de BALDIRI ÇIPLAKLAR” diye anılmaktadır.
Ben de, yıllar önce olduğu gibi, günümüzde de BALDIRI ÇIPLAK kelimesini bir çok kez kullanmışımdır. Emperyalizmin bekçiliğini yapan küresel güçler, emperyal emellerini ülkeler üzerinde sömürme aracı olarak kullanmaktadırlar. Başta ABD-AB-İsrail olmak üzere emperyalizm, küreselleşme adı altında sömürme dozunu artırarak devam etmektedir. Sömürgelerini, askeri, kültürel, ekonomik, siyasi yollar ile sarmala almaktadırlar.
Elbette, bizlerin de onlara söyleyeceğimiz bir çift sözümüz olmalı diye düşünüyorum.
Aklıma gelen bu söz; ‘’Sizi gidi, BALDIRI ÇIPLAKLAR!’’ oldu.
Vay baldırı çıplaklar vay !..
Evet… vay…!!! baldırı çıplaklar vay…!!!
Baldırı çıplak hakkında aydınlattığın teşekkür ederim… Baldırı çıpların neler yapabildiklerini öğrenmiş oldum… ?
Ahmet Kardeşim. …selam olsun…
Güzel bilgiler için teşekkürler, yazılarınızı ilgiyle takip ediyorum.. ????
Levent Kardeşim… teşekkürler…
Konular çok güzel, ilgiyle takip ediyorum.
KUTLUĞHAN Abim… sevgi ve saygılarımla…
Tansel bey kardeşim.Senin bu özelliklerini hiç mi hiç bilmiyordum.
SUAT Kardesim…. emeklilikten sonra yazmaya başladım… selamlar…