Büyük Devlet olmanın gereği

Tarihin çok eski çağlarından beri asırlara ve kıtalara hükmetmiş, nice milletleri devlet şemsiyemiz altında huzur ve refah içinde yaşatmış kutlu bir milletiz.
Türkiye gerçekten çok büyük ülke aynı zamanda dünyanın en stratejik konumunda. Vazgeçilmez öneme sahiptir. Anadoluya hakim olan dünyaya hakim olur. Bunu ben söylemiyorum.Bilim adamları söylüyor. Akdenizin,Karadenizin,Ortadoğu,Balkanlar ve kafkasların kontrol noktası. Aynı zamanda Basra Körfezi ve Afrika etki alanında. Pasifiklere kadar uzanır.Türkistan ve Güney asya buna dahildir. Bu alan daha da genişleyecektır.

Ziya Gökalp’in ifadesiyle:
“Vatan ne Türkiye’dir Türklere, ne Türkistan
Vatan, büyük ve müebbet bir ülkedir, Turan!”
Kızıl Elma ve Türk cihan hakimiyeti mefkuresi olan bir milletiz.
Yazılarımı eleştirel bakış açısıyla kaleme aldığım doğrudur. Bu şu demek değildir. Biz kimsenin düşmanı veya yandaşı olmadık. Bizim yegane kaygımız Al bayrağımız altında aziz milletimizin huzur ve güven içinde yaşaması.

Milletimizin birliğine, dirliğine göz diken herkes bizim düşmanımızdır.
Hamasi laflarla problemleri halının altına süpürerek ortadan kaldırmış olmuyoruz. Farkındalık oluşturarak meselenin çözümüne odaklanmaya çalışıyoruz. Problemi dile getirirken çözümü de göz ardı etmiyoruz. Yani işin özeti erken uyarı görevi yapıyoruz.
Yakın ve uzak coğrafyalardaki kan ve din kardeşlerimizin kıvancına da hüznünü de ortak olmalıyız bu temenniden öte mecburiyettir.
Nizam-ı Âlem ülküsü bunu gerektirir.
Bunları yazarken hiç bir siyasi parti, dernek veya cemaatin mensubu ya da sözcüsü değilim. Bazan dostlardan sitem işittiğim oluyor. Şunu tüm içtenliğimle ifade edeyim ki yanlışı yapan babam bile olsa yanlışa yanlış, doğruya doğru derim. Başı dik, sırtı pek mutlu insanların yaşadığı bir Türkiye görmek istiyorum. Hepsi bu kadar.
Tanrı Türk’e yar olsun
Turan eller var olsun.