Herkesi memnun etmek mümkün değil
Şunu net olarak söylemek isterim. Yazılarımı kaleme alırken acaba falanca ne der ,eş dost hatır gönül mevzusu gözeterek yazmıyorum.
Benim için en önemli konu inandığım doğrular sonra ülke ve milletimin çıkarıdır.
İslâm medeniyetinin temel esasları “Adalet, liyakat, emanet, hürriyet bunların da temeli akl-ı selim, ilim ve hikmettir. ”
Aldığım eğitim ve içinde bulunduğum sosyal çevre Kuran-ı Kerim ve sünneti seniye ile necip Türk Milleti’nin asırlardır hamurunun mayasını oluşturan gelenek ve töresidir.
Zulüm kimden gelirse gelsin zulümdür. Sizden bizden diye yüceltmem.
Abdurrahim Karakoç’un ifadesiyle
“Beni dinle ey kadı
Bozuldu işin tadı
Zulümse eğer adı
Kenan yapsa da aynı
Yunan yapsa da aynı
Söylenecek söz varsa
Söyle sende yüz varsa
Hakka tecavüz varsa
Nokta yapsa da aynı
Yekta yapsa da aynı
Bu gemi böyle gitmez
Giderse zulüm bitmez
Kim örnektir fark etmez
Nefsim olsa da aynı
Hasmım olsa da aynı ”
Demem o ki herkes evinin önünü süpürürse mahalle temizlenir. Herkes çöpünü sokağa dökerse kirlenir.
Bizzat kendi nefsimizden başlayarak ;kimine göre nefis muhasebesi, kimine göre özeleştiri kimine göre de adına kendimizle yüzleşmek diyelim. Ama lütfen bir an önce yapalım.
Kuran’ı Kerim’de Tekvir Süresi, 26. Ayet’te geçmektedir “Fe Eyne Tezhebun!” “Nereye bu gidiş?” demektir.
Ey nefsim, haktan ayrılan her yolun yolcusu olma sakın.
Kanuni Sultan Süleyman ile Zenbili Ali efendi arasında geçen şu beyitlerle yazımı bitiriyorum.
“Dırahtı ger sarmış olsa karınca Zarar var mı karıncayı kırınca
(Dıraht : Ağaç Ger : Eğer)
Cevap benzer şekilde gelir Zenbilli’ den:
Yarın Hakkın divanına varınca Süleyman’dan hakkın alır karınca.