Düşünmek ve Üretmek…

“İki şey dünyaya hükmeder; biri kılıç diğeri düşünce. Kılıç eninde sonunda, düşünceye yenilir.”

Napolyon bile o çağlarda, ‘düşünce’ kavramını ön plana çıkardıysa, başka ne diyebilirim ki…!

Bizler, yaşam boyunca neler yapmak isteriz ama amacımıza uygun bazı şeyleri yapamadığımız için sadece yetinmekle kalırız.

Bazılarımız şükreder,

Bazılarımız da isyan eder,

Bazılarımız da çaba gösterir.

***

İnsan istekleri sonsuzdur evet iktisat bilimi de her zaman kaynakların kıt olduğunu hatırlatır.

Evet, kaynaklar gerçekten kıttır. Ama buna rağmen, bir zümrenin buna ister dış güçler, ister yerli ve milli olmayanlar gibi ‘masalımsı’ hayal ürünü fikirlerle olaya bakışları sayesinde, kıt kaynakların çoğunluğunun hep aynı kitlenin kullanımında ve elinde olması bizleri düşündürmeli derim.

Tabi ki, düşünmemize izin verilirse.

Düşünmek ve bunları sunmak yani üretmek, etik ve insancıl bir davranıştır…

***

Düşünmek

Ve

Üretmek …

***

Düşünceyi sunmak ve kaleme almak gibi, insanca yaşamanın unsurlarını taşımak, bizler için neden tehlikeli ve de sorunlu olsun ki.

‘’Başın belaya girer, aman aman söyleme, sakın ha… bu yaştan sonra başımızı belaya sokma, sen çok yazıyorsun, benden söylemesi, senin dilin çok sivri, ben sana demiştim dostum…’’

Bu tür öneri ve uyarmalar hemen hemen hepimiz için kullanılmıştır.

Yapılan akıl ve bilim dışı uygulamalara ses çıkarmamak elbette onaylamak anlamına gelir.

Kimimiz, karşı geldiğimiz halde ‘aman aman’ kavramı ile kutsal sanılan güçlere bulaşmamak, bela almamak zihniyeti ile ‘kabullenmek’ gibi kolaycı ve teslimiyetçi çıkmaz yola koyulmak, sonun başlangıcıdır, biline.

***

Ken KOOPER, “Düşüncelerimizi sadece ve sadece sözcüklerle ifade edebiliriz; bu sözcükleri ne kadar iyi ifade edebilirsek, o kadar üretici oluruz. Ne de olsa, insanları hayvanlardan ayıran şey üreticiliktir.”

Bizler, düşünmeden ve üretmeden var olabilmek gibi kaos ve ütopik bir yoldayız.

Düşünme, ama üret…!

Yerine; ‘düşün ve üret’ gibi bir toplumsal felsefeye tutunmak, tüm insanlığın varlık sebebidir.

İnsanlar, düşünerek varlıklarını ve doğallıklarını koruyabilirler, biat etmek ise sonsuzluğa uzanan bir karanlık süreçtir.

‘’Ne de olsa, insanları hayvanlardan ayıran şey üreticiliktir.’’

Kooper, keşke senin bu zihinsel yargın, tüm biat eden Ortadoğu ülkeleri için de geçerli olabilse.

Biat kelimesini özellikle hiç sevmediğim halde kullanıyorum.

Çok mu çok tehlikeli bir kelime…

***

Bizler, koruyucu ve kutsal kabul ettiğimiz insan yaratıklı güçlere nedense tapmak ve kabullenmek gibi aciz yollara başvururuz.

Biat etmek sonucu, tüm Ortadoğu ülkelerinin acınacak ve sömürülecek konumda olmalarından halen ders almadık.

Emperyal ve küresel güçlerin oyuncağı olan bu ülkeler, ‘sabır, şükür, biat’ söylemleri ile, yaşam döngülerinin ne kadar geride kaldıklarının farkında bile değiller.  

Bu kısır döngüden kurtulmanın tek yolu ‘Bilimsel Düşünmek ve Üretmek’ yöntemidir.

***

Kötü günler geçiriyoruz.!!!

***

Kadınlarımız, canice katledilmekte…!

Köpek ve kedi dediğimiz canlar, vahşice yok edilmekte…!

Tüm doğa, ‘rant olgusu’ sayesinde, küresel güçlere kurban edilmekte…!

***

Daha kanun, meclisten çıkar çıkmaz, bu kanuna sığınarak ‘katledilen’ canlar…!

Ama, sinsi kirli siyaset…!

Biat eden zihniyet…!

Şükür ve sabır edebiyatı…!

***

 “Akıllı konuşur, çünkü söylemek istedikleri vardır; aptal konuşur, çünkü kendisinin bir şeyler söylemek zorunda olduğunu sanır.”

Platon, çok haklı.

Günümüzde akıllılar yerine, cahil ve aptallar konuşarak haksızlıklarını, kabul ettirmek yoluna gitmektedirler.

İşte, esas tehlike burada.

İnsanın, insanlardan kaçışıdır hayvan sevgisi.

Ama ne yazık ki halen tehlikenin farkında değiliz. 

Sağlık, sevgi ve hoşgörü ile kalınız…