ATATÜRK ”EĞİTİMDİR Kİ, BİR MİLLETİ YA ÖZGÜR, BAĞIMSIZ, ŞANLI, YÜKSEK BİR TOPLULUK HALİNDE YAŞATIR; YA DA ESARET VE SEFALETE TERK EDER”
Ülkemizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk yukarıdaki sözüyle eğitimin toplum hayatındaki önemini çok net ifadelerle vurgulamıştır.
Bununla yetinmemiş 15/21 Temmuz 1921 tarihinde Kurtuluş savaşı devam ederken Ankara’da maarif kongresini toplayarak fiili olarak memleketin kalkınması adına ciddi adımlar atmıştır.
” Memleketimizi, toplumumuzu gerçek hedefe, gerçek mutluluğa ulaştırmak için iki orduya ihtiyaç vardır. Biri vatanın hayatını kurtaran asker ordusu, diğeri memleketin geleceğini yoğuran irfan ordusudur.”
Modern zamanlarda eğitime yapılan yatırım katma değeri en yüksek yatırımdır.
Şu sıralar en çok gurur duyduğumuz savunma sanayi de yetişmiş insan gücüyle elde edilmiştir.Çıtayı daha yukarı çekerek küresel anlamda rekabet şartlarını zorlayacak konuma gelmemiz gerekir. Bu başarıyı tıp,temel bilimler, tarım genetik,Uzay,nükleer enerji gibi diğer alanlara da taşımalıyız.
Eğitim deyince işin bir de ekonomik boyutu gündeme geliyor.Ve kabul etmeliyiz ki eğitim gerçekten masraflı bir iş.Halkımızın gelir seviyesi ortada.Aileler dişinden tırnagından artırıp evlatlarını okutmak için hakikaten çok büyük fedakarlıklar yapmaktadır.
Ve maalef bir çok evladımız yüksek öğrenimini bırakmak zorunda kalıyor.Bilhassa büyük şehirlerde barınma,beslenme ve yol giderlerini karşılamaktan aciz kaldıkları bir vakıa.
Bu durumda sosyal sorumluluk gereği hem.kurumsal hem de bireysel olarak maddi güçlük çeken gençlere ama az ama çok gücümüz oranında destek olmamız gerekiyor.
Atalarin bir sözü var “damlaya damlaya göl olur.” İnsanların samimiyetle yapacakları bu küçük katkılar onlar için büyük bir motivasyona sebep olur ve azimle inançla eğitimlerini tamamlamalarina vesile olur.
Üniversiteye başladığım seneydi 1983 yılının ilk dönem sonlarına doğru benzer sebepler yüzünden bende okulu bırakmaya niyetlenmiştim.Bu düşüncemi liseden dönem arkadaşlarimla paylaşma ihtiyacı duydum. Bir süre sonra isimlerini veremeyeceğim arkadaşlarım ve hocalarım bana bir miktar maddi destek sağladılar.Ve bunun üzerine ne pahasına olursa olsun başarmam gerektiğine inandım.Şimdi onları şükranla anıyorum.İyi ki onlarla yollarımız kesişmiş.
Emekli bir eğitimci olarak dört yıldır bu türden bir sorumluluk projesinin ortağı olarak kendimi bahtiyar hissediyorum.Çünkü bu gün elinden tuttuğumuz gençler bu ülkenin geleceğidir.Eğer onların başarısında bir nebze de olsa bir payımız varsa ne mutlu bize. Bu mutluluğu parayla olçmek mümkün değildir.
Millet olarak gerek vakıf ve dernek ve sivil toplum kuruluşları gerekse “imece usulü” milli dayanışmamızı temsil eden bir kurumsal yapımız var. Allah’a şükürler olsun ki insanlığımızı yitirmemişiz.
Demek o ki sevgili Peygamberimiz Hz.Muhammed (sav)in bir hadis-i şerifiyle yazıyı noktalayalım.
“Ya ilim öğreten, ya ilim öğrenen, ya dinleyen veya bunları seven ol! Sakın beşincisi olma, yoksa helâk olursun.”
Siz yine de bunu bir düşünün isterseniz
Selam ve muhabbetle.