Bu akşam iki emekli arkadaşla sohbet ediyorduk. Biri dedi ki “Türkiye hem ekonomik hemde savunma sanayi anlamında dünyada adından söz ettiriyor. ” Peki savunma sanayi alanına itirazım yok ama ekonomide söylediklerine katılmıyorum dedim. Taa 1979 lu yıllarla bu günü kıyasladı. O zamanki aldığı maaşın alım gücünden söz etmedi. Vay efendim her evde bir araba var dedi. Araba lüks değil her evin zaruri ihtiyacıdır. Bu aynı çıkar telefonunu demekle aynı şey. Sonra diğer emekli arkadaş ta memura verilip emekliye verilmeyen seyyanen zamdan yakındı. Cumhuriyet tarihinde böyle bir ayrımcılık olmadığını dile getirdi. Sahte diploma skandalı üzerine fazla itiraz olmadı. Reis’in etrafında kurulan örümcek ağı yüzünden bazı hususlarda Reisin üstü kapalı haberi olmadığı gibi garip bir savunma sonra iş TBMM de kurulan komisyonun yanlış olduğu noktasında yine diğer emekli arkadaş benimle ortak düşünürken Reis’ci arkadaş olayı malum dış güçlere bağladı. Yetmedi Lozan’la Sevr arasında çok fark olmadığını iddia edecek kadar akla ziyan bir ifade kullandı. Üniversite okumuş devlet umuru görmüş birinin bu kadar gerçeklikten uzak bir şey söylemesi karşısında hayrete düştüğümü itiraf etmeliyim.
Allah rızası için bir kere de yanlışa yanlış deyin. Bu sizi alçaltmaz bilakis yüceltir.
Sokaktaki vatandaş ekonomik sıkıntıyı iliklerine kadar hissediyor. Türkiye’nin kazanımları maalesef adil bir şekilde tabana yayılmıyor. Vatandaş Cami çay ocağında çay ısmarlmamak için ezana yakın geliyor. Eğer erken geldiyse ya yalnız oturuyor veya çay içebileceği bir grubun masasına oturuyor. Gururundan içinde bulunduğu vaziyeti söyleyemiyor.
Herkes böyle mi hayır elbette hali vakti müsait olanlar da mevcut. Onlar ya ticaret yapmış birşeylere sahip olmuş veya varlıklı aileden gelmiş kimselerdir.
Yukarda telefon dedim de yaşı yetmiş ve üzeri olan ağabeyler en çok teknoloji özürlü oluyor.
Her gün bir veya bir kaç ağabey akıllı telefonları ile ilgili mutlaka birşeyler sormaya gelirler. Bizde sevaptır diye bildiğimiz kadarıyla yadımcı oluruyoruz.
Salgından önceye kadar sahildeki çay bahçelerinde oturacak yer olmazdı. Şimdi yeni sahil düzenlemesi ile birlikte portatif sandalye masa ve termosunu kapanlar ailece uygun yerlere kurulup daha ekonomik akşam sefası yapıyorlar.
Tabi şimdi çay simit hesabı yapacak değilim.En hafifi çay 25+ simit 20 birkaç saat oturulacak olsa kişi başı en az 100 ₺ sadece çay masrafı çıkar. Vatandaş bu yöntemle problemi çözmüş oluyor.
Daha müreffeh bir Türkiye de yaşamayı herkes hakediyor. Yeterki adalet ve hakkaniyet olsun.