Türkiye’mizde ilk defa 1913 yılında İstanbul Darül Fünuna bağlı bir ilahiyat fakültesi tesis edilmiş daha sonra Cumhuriyet döneminde Tevhidi tedrisat kanununa göre 1924 yılında Ankara’da açılmış.okulumuz ise 1975 yılında eğitim öğretime açılmıştır Bu gün itibarıyla sayısı yüzü aşkın ilahiyat fakültesi var ancak bazıları henüz akedemik anlamda ilim üretme kapasitesine sahip değil.
Eskiden okul müdürü kadar okuldur denirdi. Fakülte de sahip olduğu ilmi kadro kadar fakültedir. Her biri kendi sahasında otorite olan saygın bilim adamlarına sahip olan Uludağ üniversitesi İlahiyat fakültesi de kendi alanında çok sayıda ilim adamı,din adamı,eğitimci,siyasetçi ve bürokrat yetiştirmiş on bin mezun vermiş köklü bir eğitim kurumudur. Bu gün itibarıyla Avrupa,Afrika ve Orta Asya dan çok sayıda öğrenci barındıran uluslararası bir ilim yuvası konusunda konumundadır. Mensubu ve mezunu olmaktan iftihar ettiğim okulum sahih İslâmın öğretimi için her türlü takdira şayan bir ekol olmuştur.
Günümüzde bazı ilahiyat fakültesi öğretim üyesi kimselerin medyada veya sosyal medyada İslam akâid ve ahlakına muğayır aşırı radikal görüşleri serdetmesini üzülerek takip etmekteyiz. İlim adamı mensup olduğu ülkenin gelenek görenek ve inançlarına zarar verecek tarzda görüş beyan etmesi pek hoşgoruyle karşılanacak bir durum degildir. İlim adamı da topluma saygı duymak zorunda.
1979 yılından beri mezun olmuş büyüklerimiz ve bizden sonra mezun olan kardeşlerimiz ve dönem arkadaslarimizla Fethiyedeki okulumuzda biraraya gelerek hasret giderdik. Kuşaklar arası bağın devam ettirildigi,hatıraların tazelendigi bu buluşmayi tertip eden BİLDER ve fakülte yönetimini tebrik ediyorum.
Her yıl temmuz ayının ilk hafta sonu olarak gerçekleşecek olan buluşmaya yurdun dört bir yanına dağılmış arkadaşlarımızın katılımını önemsiyoruz.