Fe eyne tezhebûn? (O halde nereye gidiyorsunuz?)

tekvir sûresi 26.ayet.
Allahım aklıma mukayyet ol demekten insan kendini alamıyor. Memlekette tam bir cinnet havası var.Freni boşalmış kamyon gibi alabildiğine bir hızla gidiyor ama uçurum ama duvar karşısına ne çıkar bahtına kalmış.
Biz böyle yönetilmeyi hak ediyor muyuz?
Borsa alaşağı, döviz rezervi lodos yemiş kar gibi eriyor. Ekonomi yönetimi herşey kontrolümüzde diye açıklama yapıyor. Umarım öyledir.
Hani çocuk babasına :babacığım rüyamda seni cennette gördüm diyor.
Babası; umamıyorum evlat diyor.
Ama biz ummak istiyoruz. Okumakta olduğum sekizyüz sayfalık Osmanlıların son dönem tarihi ile sanki şimdilerde yaşadıklarımız aynı siyasi çalkantılar.
Ve en kötüsü sokaklar karışıyor. İltifata boğulan terör yandaşları paçavralarını gözümüze sokarcasına fütursuzca nevruz kutluyor. Ne âlâ memleket değil mi?
Birileri baharın tadını çıkarırken, şehit yakınları ve gazilerimiz yas tutuyor. Mart karı yüreği yananların ocağına yağıyor.
Güzelim ülkeme yazık ediliyor. Bu gidişle ne barışın ne kardeşliğin geleceği var. Geçmişte de askere ve güvenlik güçlerine operasyon yapmayın denmişti. Ve teröristler askerlere gösteren göstere elini kolunu sallaya sallaya önlerinden geçip gitmişti.
İyimser olmak ne mümkün. Korkarım ki “kurucu önder”ın! çağrısına kimse kulak almayacak , devlet sürekli mevzi kaybedecek.
Bu vatan hepimizin. Bizim tek sığınağımız burası. Tarihte mülteci olmayan tek millet Türk milletidir. Eğer devlete (asla temenni etmem ama) zeval gelirse bu enkazın altında hepimiz kalırız.
Haçlı zihniyeti yüz yıl önce ulaşamadığı emeline ulaşır. Yüce milletimizin, tüm mukaddesatı, namus ve iffeti ayaklar altına düşer ve esaret gibi bir zillete maruz kalırız Allah korusun.
Nisa sûresi 135. Âyette Rabbimiz şöyle buyur “Ey iman edenler! Allah için adaleti ayakta tutun, adil şahitler olun. Bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi asla adaletsizliğe sevk etmesin. Adil olun; bu, takvaya daha uygundur.”
Altmışını geçmiş ;vatanını, milletini devletini seven ve az çok mektep medrese görmüş, eli kalem tutan biri olarak altmış darbesi hariç tüm darbe ve muhtıralara tanıklık ettiğimiz halde devletim adına hiç bu kadar endişelendiğimi hatırlamıyorum. Pusuda bekleyen ne kadar ihanet şebekesi varsa hepsi teyakkuz halinde bekliyor.
Binlerce yıllık devlet geleneği olan bu milleti per- perişan etmeyin, çakalları, akbabaları güldürmeyin. Yapılacak yanlışın faturası çok ağır olur ve seksen beş milyonun felaketi yle sonuçlanır. Buna kimsenin hakkı yok.
Mehmet Akif Ersoy’un şu mısrasıyla bitireyim.
Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Hudâ,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyâda cüdâ.
İsmail Parmaksız