Geçen yıl Antalya’da bir hortum felaketi oldu. 1954 doğumluyum, ortaokula giderken Resimli Bilgi adında 15 günde bir çıkan dergide ilk kez hortum resmini görmüştüm. Daha sonra bir Amerikan filminde de izledim. Hortumu ABD’ye özgü bir doğa olayı olarak öğrendik. Yaşım altmışa yaklaşırken ülkemizde ufak ufak hortum haberlerini okumaya, resimlerini medyadan görmeye başladım. Bu hortumlar ilk başlarda zarar vermiyordu, deyim yerindeyse teğet geçiyordu. Ama son yıllarda meydana gelen hortumlar, önce ağır maddi hasar vermeye ve hasarın yanı sıra can almaya başladılar.
Uzmanlar yıllardır, “İklim değişiyor, daha az tüketelim, fosil yakıtı bırakalım, güneş ve rüzgâr enerjilerine, diğer yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelelim, enerji tasarrufu yapalım” söylemleri halkımızın ve onların seçtiği yönetimlerin bir kulağından girdi, öbür kulağından çıktı. Hortumun zarar verdiği yörelerde yaşayanlar alışkanlıklarını değiştirip, kendilerini sorgulayacaklar mı? Sanmıyorum. “Para yakın, ölüm uzak, para kazanmak için her şey mubah” anlayışının egemen olduğu toplumlarda kolay kolay anlayış değişimi olmaz.
***
Antalya’da yaşanan felaketin ardından “Türkiye Ormancılar Derneği” bir açıklama yaptı. Dernek, “Kentler nasıl planlanıyorsa kente dikilecek ağaçlar da planlanmalı. Londra, Paris gibi kentlerin ağaçlandırma planları var, bizde de acilen bu konuda planlama yapılmalı” dedi.
Ormancılar, “Çam benzeri ağaçların dalları çabuk kırılır, rüzgârla etrafa zarar verir. Şemsiye benzeri ağaçlarsa rüzgârda yelken etkisi yaparlar ve köklerinden sökülürler” diye ilave ettiler.
Doğrusu bu konuyu ilk kez duydum.
Çocukluğumun geçtiği İnegöl’ü hatırladım. İnegöl’de caddelerde atkestanesi ve akasya ağaçları dikiliydi. Çınarlar genelde boş alanlar, çeşme veya kahve önlerine dikilmişti. Demek ki dikenlerin bir bildiği varmış.
Bunlar, FSM CADDESİ, ÇÖKÜNTÜ BÖLGESİ OLDU diye bir yazı yazmayı düşünürken aklıma geldi.
“Turgut Özal iktidarı, ekonomiye hareket getirmek için her kuralı yıktı. ‘Amaç piyasalarda bereket olsun’ dedi. Benzin istasyonları arasında 15 km. mesafe şartı vardı, kaldırdı. Sonra banka şubeleri gibi yan yana ikişer, üçer, dörder benzin istasyonları açıldı. Dayanan birkaçı ayakta kaldı; çoğu hem kendini, hem de komşularını batırdı.
FSM Caddesi’nde dolaştıkça maalesef bu aklıma geliyor. Caddenin Tuna Caddesi ile birleştiği noktadan İzmir Yolu’na kadar kentsel dönüşüm adı altında yıkılmayan bina kalmadı. Her inşaatın altında mağazalar yapılıyor.
Caddenin üzerinde 6-7 katlı binaların yanında on iki veya on beş katlı binalar yapılıyor. Cadde ve civarında oturanlar toz yüzünden pencerelerini açıp, evlerini havalandıramıyorlar.
Oysa cadde üzerinde boş onlarca dükkân var. Açılıp kapanan dükkânın haddi hesabı yok. Kafelerin çoğu sinek avlıyor. Yeni yapılmış sitelerde üç yıldır kiralanmayan mağazalar var. Caddede dönüşüm bittiğinde 10-15 gökdelen ve onlarca mağaza olacak. İnsanlar, bomboş, karanlık mağazaların önünden geçmeye korkacaklar.
Bunun çözümü; caddeyi Paris’in lüks mağazaların bulunduğu Şanzeli’ye benzetmek. Cadde bir AVM gibi planlanmalı. Mağaza zincirleri özel olarak davet edilmeli, FSM Caddesi için caddeden sorumlu Büyükşehir Belediyesi özel teşvikler çıkarmalıdır. Bursa, cadde mağazacılığı için Türkiye’ye örnek adımlar atmalıdır.
Bu yazım yerel basında bir gazetenin dert köşesinde yayınlanmıştı.
Daha önce de yaya kaldırımlarının durumunu dile getirmiştim. Asfalt sanki çok ucuz ve petrol ithal etmiyormuşçasına, caddelerden sorumlu yaya kaldırımlarına da taş döşemek yerine asfalt döküldü. Çınar ağaçlarının kökleri de bu asfaltı parçaladı. Bazı yerler yürünemez hale geldi.
Cadde üzerinde üç-dört yıl önce yapışmış dükkânlar, mağazalar sinek avlarken, sırayla kapanırken, kimisi hiç açılmadan, cephesi bile yapılmadan dururken başka bir planlama hatası daha yapıldı. “Metal yorgunu” statüsüne girdiği için görevinden alınan Büyükşehir Belediye Başkanı ve belediye meclisinin AKP çoğunluğunun “Kentsel dönüşüm” gerekçesiyle verdiği imar izinleriyle caddede altında büyük mağazalar olan kuleler yükselmeye başladı. Adamına göre kat müsaadesi verildiği için caddede bir insicam kalmadı.
Şu an boş mağazaların önünden gece geçerken insan ürperiyor. Altı ay veya bir yıl sonra FSM Caddesi boş mağazalarla dolacak. Geceleri insanlar yürümeye çekinecek.
İki yıl önce yazdığım yazıdaki önerimi tekrarlamak istiyorum: FSM caddesi, Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından AVM mantığıyla yeniden planlanmalı. Gerekirse mağazalardan emlak vergisi alınmamalı; su, doğalgaz ve elektrik için indirimli tarife uygulanmalı.