Cumhuriyetimizin 102. Yılına gelmiş koskoca bir asrı geride bırakmışız. Yedi düvele karşı verilmiş Kurtuluş savasindan harap ve bitap çıkmış bir ülkeyi yeniden inşa ve imar etmek kolay olmadı elbette.Üç yani Deniz dört bir yanı düşmanla çevrili bir vatanımız varsa ve bu vatan dünyanın en stratejik noktasında ise elbette size burada rahat ettirmezler.
Ancak düşman her zaman var olmaya devam edecektir.Onlar var diye biz ülkemizi kalkındırmaktan tabi ki geri duracak değiliz.
Gelmiş geçmiş cumhuriyet hükümetleri kendi çaplarinda bir şeyler yapmış,medeniyet yolunda önemli adımlar atmışlar fakat bu yine de yeterli değildir.
Kişi başı milli gelirin en az otuz bin dolarlarda olması gerekirdi.
Şehirler arası yük ve yolcu taşimaciligi % 100; demiryolu ve hızlı trenlerle sağlanmaliydi. Deniz yolları ve taşımacılığının dünyada rekabet edecek boyutta olması aynı havayollarimiz gibi.
Tarımda dünyayı besleyecek ileri teknoloji ile üretim yapılıp kargo uçaklarla tazeliği bozulmadan dış pazarlara ulaştırılabilirdi.
Gıda en az silah kadar önemli ve stratejik bir üründür.Bu asla ihmal edilmeyecek bir gercektir.
Sanayi ve teknolojide savunma sanayinde olduğu gibi dev adımlar atılıp dışa bağımlılıktan kurtulup ihracatımız ithalatın kat kat üzerine çıkabilir ve cari açık diye bir şey söz konusu olmaz,üretime ve kaliteye dayalı bir ekonomide enflasyon diye bir şeyi duymazdık.
Eğitimde üniversite sayısıyla olduğu kadar nitelikte de dünya bilim literatürüne yüzlerce yeni buluş ve patentle katkı sunabilirdik.
Yeraltı ve yer üstü madenlerimizi yabancı şirketler değil kendimiz çikartip hammadde değil katma değer yükleyerek daha verimli bir şekilde ve daha kârlı ihraç edebilirdik. Lozan’ın olmayan gizli maddesi diye bir saçmaliga inanmazdık.
Şehir ve kırsalda insanların en ufak bir can güvenliği ve endişesi taşımadan yirmidört saat asayişin sağlandığı,terörün bırak kendisini adının bile anılmadığı,kadın ve çocuk istismarı ile cinayetlerinin işlenmediği,mafya denen yeralti örgütlerinin temizlendigi ,uluslararasi suç liderlerinin cirit atmadığı bir ülkede yaşamayı insanların Adalet beklerken ömür tüketmediği,adaletin her hal ve şartta tecelli ettiği kimsenin alamadığı hakkını ilahi adalete havale etmediği bir memleket düşlüyorum. Ceza evlerinin suçlularla dolmadığı,şairin dediği gibi “şikayet olursa bir tek ölumden olduğu” mutlu insanlar ülkesi hayalim.
Evlatlarımızın gelecek kaygısı taşımadığı, istikbâlini yabancı ülkelerde aramadığı ana okulundan üniversiteye kadar eğitimin Türkçe ve ücretsiz olduğu bir Türkiye düşlüyorum.
Çocuklarin kahvalti yapmadan okula gidip aç yatağa girmediği zengin bir ülke hayal ediyorum.
Dosta güven ,düşmana korku salan güçlü bir ordu hem ülkemiz hem bölgemiz ve hemde Turan için teminat olacağını biliyorum.
Tarih,doğa ,deniz güneş,gastronomi ve kültürel zenginliklerle turizmin yükselen yıldızı ülkemiz aynı zamanda tüm dünyadan insanlarin şifa aramak için akın akın geldiği ve tıp dünyasinda hakkiyla ün yapmış doktorlarımızla sağlık turizminde de zirveyi hedefleyen bir ülke görmek istiyorum.
İthalatla dengelenen et ve süt yerine ıslah edilmiş yerli ırklarla et ve süt ihtiyacımızı karşılamayı hatta dünyanın tercih ettiği marka oluşturmayı arzu ediyorum.
Yangın ve benzeri sebeplerle çoraklaşan arazileri ve bozkırları seferberlikle ağaçlandırıp yemyeşil ve gümrah ormanlarla çölleşmenin önüne geçmeyi,tertemiz nehirler ve göllerle sulak alanlarıyla ekolojik zenginliği olan sınır aşan sular üzerinde hiçbir devlet veya uluslararası örgütün hak iddia edemediği gelecekte yaşanmasi muhtemel su savaşlarinda hakimiyetimizin tartışma konusu olmadığı tam bağımsız bir devlet olmayı.
Oto yollar,demir ağlar,köprü ve tünelleriyle sosyal yaşam alanlarıyla,topyekûn kentsel dönüşümü sağlanmış ve göçük altında can aramadığımız müreffeh bir ülkeye sahip olmak çok uzak ve imkansız değil.
Kısaca hem Türk dünyası,hem İslâm âlemi için lider bir ülke TÜRKİYE. İlelebet pâyidar olması ve hayallerimin gerçek olması dileğiyle.
Kurtuluş savaşını kazanan şehit ve gazilerimizi rahmet ,minnet ve şükranla yadediyorum.
Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun.