Hukuk Maskeli Siyasi Linç!

Türkiye’de adalet mi var, yoksa “siyasi iktidara biat etmeyen herkesi susturma operasyonu” mu? Ümit Özdağ hakkında hazırlanan iddianame, hukukun değil, muhalefeti ezme refleksinin bir ürünüdür!

Nefret Söylemi mi, Gerçekler mi?

Ümit Özdağ, bu ülkenin en büyük sorunlarından biri olan kontrolsüz göçmen meselesini cesaretle dile getirdi diye mi suçlanıyor? Milyonlarca vatandaşın endişelerine tercüman olduğu için mi “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” davasıyla karşı karşıya? Peki, aynı savcılık, Suriyelileri “kardeş” diye kucaklayıp, onlara vatandaşlık dağıtanlara ne zaman soruşturma açacak?

Hukuk, siyasi iktidarın çıkarlarına göre şekilleniyorsa, buna hukuk denemez; baskı rejimi denir!

İktidar Yandaşları Dokunulmaz, Muhalifler Hapsedilecek mi?

Aynı ülkede, Cumhurbaşkanı’nın “terörist” dediği milyonlarca insan var, ama ona dava açan yok! Suriyelilere “misafir” diyenler, şimdi onlara vatandaşlık veriyor, ama bu politikanın sonuçlarını eleştirenler “nefret suçlusu” ilan ediliyor!

Bu iddianame, hukuki değil, siyasi bir silahtır! Amacı, muhalefeti susturmak, eleştiriyi “suç” haline getirmek ve korku iklimi yaratmaktır!

Demokrasilerde, hükümet politikaları sertçe eleştirilir, hatta protesto edilir. Ama Türkiye’de durum farklı: İktidara dokunulmazlık zırhı giydirilirken, muhalifler hücreye atılıyor!

Ümit Özdağ’ın suçu, gerçekleri söylemekse, o zaman bu ülkede ifade özgürlüğü diye bir şey yok demektir!

Bu Dava, Türkiye’nin Adalet Faciasının Yeni Bir Perdesidir!

Eğer bu ülkede hukuk gerçekten bağımsız olsaydı, önce göçmen pazarlığı yapanlar, vatandaşlık satanlar, ülkeyi kaosa sürükleyenler yargılanırdı! Ama maalesef, gerçek suçlular korunurken, muhalifler cezalandırılıyor!

Bu dava, hukukun değil, siyasi hesapların gölgesinde yürüyorsa, o zaman Türkiye’nin adalet diye bir derdi yok demektir!