Batı’nın asla hazmedemedigi şey; önce Anadolu’nun Türkler tarafından fethedilmesi,ardından İstanbul’un fethedilerek Doğu Roma’nın tarihin çöplüğünde yerini almasıdır.
Ondan fazla Haçlı seferi bu sebeple düzenlenmiştir. Mora isyaniyla başlayıp Rumeli topraklarının elimizden çıkmasına sebep olan Balkan harbi Sevr ve Mondros ateşkes anlaşmasıyla işgale zemin hazırlanmıştır.
Sonuçta işgal edilen mübarek vatan toprakları uzun bir mücadele ile tekrar asıl sahiplerine teslim edilmiştir.
Mora isyanını planlayanlardan patriklerin idam edilmesiyle kin kapısı adını verdikleri kapı kapatılmış ve orada Türk devlet yetkilileri idam edilmeden açılmayacak ibaresi konularak intikam ateşi diri tutulmuştur.
Basbuğ Atatürk önderliğinde kurtuluş savaşı kazanilip işgal kuvvetleri yurttan atıldıktan sonra Lozan anlaşmasıyla sevr ve Mondros dayatmaları ebediyyen geçersiz kılınmıştır.
Bu vesileyle başta Gazi Mustafa Kemal ve onun silah arkadaşlarını aziz sehitlerimizi ve gazilerimizi birnkere daha rahmet ve minnetle anıyorum.
Doksanlı yıllarda bir kaç deneme yaptılarsa da muvaaffak olamadilar. Yerli işbirlikçiler ,devşirme ve dönmeler Trabzon’da limana bile yanasamadan defolup gittiler
Lakin ne olduysa Türkiye Cumhuriyeti’nin tapusu niteligindeki Lozan anlaşmasına aykırı olarak Fatih kaymakamlığına bağlı bir kurum olan patrikhaneye gizli kapaklı ekumeniklik kapısı açılarak Vatikan benzeri bir oluşuma göz yumuluyor algısı oluşmuştur, eğer gerçekten gözden kaçırılmış ise gaflet ,yok bilerek ise ihanetle eşdeğer bir durum söz konusudur. Biz buna ihtimal bile vermek istemiyoruz.
Tekrar Bizans’ı ihya etme teşebbüslerine milletimiz asla rıza göstermeyecek ve izin vermeyecektir.Bu böyle biline.
Bazılarının bin yıllık heveslerini kursaklarında bırakmak hepimizin boynunun borcudur.
Yüce Türk milletinin defalarca ağır bedeller ödeyerek sahip olduğu vatan toprakları üzerinde kimse kafasına göre operasyon yapmaya yeltenmesin. Dün ödediğimiz bedelin fazlasını ödemeye hazırız.Herkes haddini hududunu bilsin.