Milliyetçi ve muhafazar seçmen son gelişmelerden dolayı kelimenin tam anlamıyla şok yaşıyor. Genel Başkan ve ortağı anlaşmış görünüyor.
Amaç önce terörün bitirilmesi iken sonra CB nının tekrar seçilmesine evriliyor. Terörist başının hapisten çıkarılması ve örgütü lağv ettiğini ilan etmesi isteniyor. İyi de köprünün altından çok sular aktı. Örgüte o kadar hakim olsa idi belediye seçimlerinde İstanbul’u cumhur ittifakının kazanması gerekirdi deniliyor. Ayrıca Demirtaş faktörü var yetmedi kandil var örgüte maddi manevi destek sağlayan DİŞ GÜÇLER var. Meclistekileri ikna etseniz bile buna dağdakiler ne kadar itibar edecek, haydi onu da geçelim ABD ve Avrupa ülkeleri desteğini çekecek mi örgütten?
Mesele zannedildiği kadar basit değil. Celladımıza gülümserken binlerce şehit yakınına ne diyeceksiniz?
Yahu biz aslında terörü bitirecektik ama dağdakiler dinlemedi veya dış güçlere engel olamıyoruz mu diyeceksiniz?
Şehit ailelerinin rızası var mı?
Bu konuyu millet iradesine sunmak neden düşünülmez. Bırakın millet hakem olsun.
Eğer adını anmaktan imtina ettiğiniz Türk milleti onay verirse kimsenin diyecek lafı olmaz.
Ama mesele dolaylı yoldan ülkenin üniter yapısını bozacak, yeni bir anayasa için taviz bile vermek söz konusuysa öyle lafı eveleyip gevelemeye gerek yok. Türk milleti bunu asla ve kat’a onaylamaz.
Bir kişinin ikbali için koca ülkeyi ateşe atmanın makul bir gerekçesi olamaz.
Dün çocuklarımızın katili olanlar bu gün çıkıp karşımızda sırıtarak dolaşacaksa bu ne insani ne de vicdani bir niyetin eseri olarak görülmez.
Bilge Kağanın deyimiyle yazıyı bitirelim.
“Ey Türk titre ve kendine dön. Üstte mavi gök, altta yağız yer delinmedikçe senin ilini senin töreni kim bozabilir. “