Kimden neyimizi koruyalım?

Bütün uluslararası insan hakları sözleşmelerin de ve kutsal dinlerde temel insan hakları güvence altına alınmıştır. Bu durum bizim anayasamızda da aynen geçerlidir.
Mal,can, akıl, namus, inanç başta gelen insan haklarındandır.
İnsan hayatının hiçe sayıldığı bir dönemden geçiyoruz. En temel hak yaşama hakkıdır. Bu tür suçlara verilen cezalar maalesef caydırıcı olmaktan uzaktır. Bir şekilde cezaevine girenler kader mahkumu muamelesi ile masum gösterilmeye çalışıyor ne hikmetse.
insan canına kıymak en büyük günahlardan biridir ve cezai müeyyide gereklidir.
Bilhassa sosyal medya mecraları üzerinden fuhuş ve ırza tasallut vakayı adiyeden yani sıradanlaşmakta ve insanlardaki ar namus mefhumunu ayaklar altına almakta utanma duygusunu ortadan kaldırmakta ve AB uyum yasakarı çerçevesinde tarafların yaşı reşit ve rızası varsa suç olmaktan çıkarılmış bulunmaktadır. Doğal olarak bu da milletin en temel taşı aile kurumunu tarumar etmeye yetmektedir.

Bilhassa çocuk gelinler ve çocuk istismarlarrı toplumun çürümüşlüğünün en çarpıcı göstergesidir. Heleki bu olay din ve dindarlarla ilişkilendirilmesi mide bulandırıcıdır.Kimden ve nerden olursa olsun hoş görülemez. Bu işin dinlisi dinsizi olmaz.
Akıl sağlığı noktasındaki en büyük tehdit ise Uyuşturucu ve madde bağımlılığı genç nüfus umuzu tehdit eden en sinsi ve tehlikeli bir durumdur. Katıldığım bir toplantıda uyuşturucu kullanım yaşının onbir yaşa kadar düştüğü resmi makamlarca ifade edilmiştir. Kara para ve gayrı meşru kazancın en temelinde bu yatmaktadır.
Mal canın yongasıdır ata sözü insanın el âleme muhtaç olmadan hayatını sürdürmesi meşru ve helal yollardan mal mülk edinmesi gayet tabidir. Modern eşkiyalık yoluyla ve yasal boşlukları kullanarak insanların kazançlarına ve mallarına çökme sık rastlafığımız haberlerdendir. Bu da yetmezmiş gibi telefon ve internet dolandırıcılığı almış başını gitmekte. “Padişah yol vermeden eşkıya yol kesemez ” deyimi ne kadar güncel değil mi?

Defalarca yakalanıp salıverilen hırsızlar etrafımızda cirit atmakta ve pişkin pişkin sırıtmaktalar.
Öbür yandan etraf bezirganlarından geçilmiyor.
Akidesi bozuk,ilmi yetersiz üretime zerre katkısı olmayıp lüks ve şatafat içinde yaşayan bir çoğu yabancı milyonlara hizmet ettiği Fetö örneğinde olduğu gibi şeyh görünümlü insanları gördükçe Allah’a sığınıyorum. Diyanetimizin konuyla ilgili tek kelime etmemesi derinden endişelendiriyor.
Vatandaşlarımız kelimenin tam anlamıyla Allah’a emanet yaşıyor.
Yakılan ve talan edilen ormanları söylemeye gerek yok, evcil hayvanların durumu ayrı bir yazı konusu.
Biz neden Avrupalı olamayız sorusunun cevabı bunlarda olması gerek. Adalet hakkı teslim etmektir.kamu vicdanını rahatlatmaktır.Suçluyu korumak hiç değildir. Adaletin zıddı zulümdür. Bu millete zulüm yapmaya kimsenin hakkı yoktur.

Bir saat adaletle hükmetmek altmış yıllık nafile ibadetten üstündür buyurur peygamberimiz (s.a.v.)
Şu cennet misali ülkeyi neden daha yaşanılabilir hale getirmiyoruz.?