Kıssadan Hisse

Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, develer tellal pireler berber iken ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken diye başlardı çocukluk hikayelerimiz.
Büyük keyifle dinlerdik. Hikayeydi ama olsun. Orda iyi yürekli insanlar hep kazanırdı.
İşte yine bir hikaye anlatacağım. Zamanın birinde bir ülke padişahının en büyük arzusu Hızır aleyhisselamı görmekmiş. Tellal çıkartmış. “Her kim padişah efendimize Hızırı gösterirse her dileği yerine getirilecekmiş. ”
Bu ilanı duyan yoksul mu yoksul bir adam evinde fare düşse başı yarılacak durumda evine bakamaz çocuklarını doyuramazmış.
Kendi kendine düşünmüş taşınmış bir plan yapmış. Padişaha gidip Hızırı kendisine getireceğini fakat kırk gün mühlet verilmesini söylemiş.Bu şartla getiririm demiş. Evine saraydan istediği kadar erzak verilmesini istemiş. Nasıl olsa kelle gidecek bari çoluk çocuk aç kalmasın.demiş.Aslında mümkün olmadığını kendisi de biliyormuş.
Padişah adamın şartını kabul edip isteklerinin karşılanmasını söylemiş vezirlerine. Ve ardından hatırlatmış adama ” Bakasın sonunda sözünü yerine getiremezsen kelleni alırım demiş. ”
Adam da başım fedadır hünkarım deyip ayrılıp evine bir yığın erzakla dönmüş.
Eşi sormuş beyine : efendi nedir bunca erzak ?
Adam da olan biteni bir bir anlatmış hanımına.
Hanımı: ah be adam hızır kim sen kim? Yok yere kendini öldürteceksin demiş.
Adam: ölsem bile evlatlarımın karnı aç kalmaz hiç olmazsa demiş.
Hani derler ya sayılı gün tez geçer. O misali kırkıncı gün saraydan görevliler sabah kapıyı çalmış ve adamı padişahın huzuruna çıkarmışlar.
Sarayda büyük bir divanda Padişah, vezirleri ve bir köşede sessiz sedasız bir ihtiyar oturmaktaymış.
Padişah” Efendi kırk gün doldu hani hızır demiş.
Adam: işin aslını olduğu gibi orda bulunanlara anlatmış. Kendisinin niyetinin çocuklarını doyurmak olduğunu yoksa Hızırı tanımadığını ölecekse bile çoluk çocuğunu sefil perişan bırakmayacağı için gözü arkada kalmayacağını itiraf etmiş.
Padişah : vezirlerine dönerek vezirlerim söyleyin bana bu adama ne mumale yapmamız uygun olur demiş.
1.Vezir :Hünkarım paramparça edip köpeklere yem edelim demiş.
Sessiz ihtiyar : asluhu neslihu demiş durduğu yerde.
Vezir : Derisini yüzüp yorgan yapalım demiş.
Sessiz ihtiyar yine: asluhu neslihu demiş
3.Vezir : Hünkarım demiş görüyorsunuz bu kulunuzun kötü bir niyeti yok sadece çoluk çocuğu için böyle bir plan yapmış. Verdiğiniz erzaklar hazinenizden önemsiz bir miktar. Hem kusurunu da itiraf etti. Siz büyüklük gösterip bağışlayın demiş.
Sessiz ihtiyar yine :asluhu neslihu demiş.
Padişah : Bre ihtiyar sende kimsin ikide bir asluhu neslihu deyip durursun demiş.
İhtiyar :Hünkarım müsade buyurun açıklayayım demiş.
1.vezirinizin babası kasaptı o babasından gördüğü gibi bir ceza teklif etti. O yüzden asluhu neslihu dedim.
2.Vezirinizin babası yorgancıydı o da babasından gördüğü cezayı teklif etti ona da asluhu neslihu dedim.
Gelelim üçüncü vezirinize onun babası soylu bir devlet adamıydı o da kendisine yakışanı teklif etti. Ona da asluhu neslihu dedim.
İşte sana Hızır ,işte sana gerçek vezir deyip gözden kaybolmuş.
Böylece kul sıkışmayınca Hızır yetişmezmiş sözü gerçekleşmiş. Yoksul adam sözünü yerine getirerek kendisini kurtarmış.
Yine eski hkayelerin sonundaki tekerlemeye göre onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine derler.
Kıssadan hisse ise
Devletimizi yöneten zat-ı devletleri ülkeyi öfkeyle değil büyüklük ve merhametle yönetmesi. Vatandaşlarını düşman değil birer Eşref’i mahlukat olarak kabul etmesidir. Eğer devletin kahredici gücünü mutlaka kullanmak gerekiyorsa ; katillere, uyuşturucu tacirlerine, sabi sübyana korumasız kadınlara tecavüz edenlere, Beyt-ül maldan haksız kazanç elde edenlere, askerimizi polisimizi, öğretmen ve sivil vatandaşlarımızı katleden bölücülere karşı kullanmasıdır.
Yoksa Ülkede meşru zeminde siyaset yapanları hapse atarak, yeni mağduriyetlere sebebiyet verir. Bu millet oldum olası kesinleşmemiş yargı kararı olmadan bu tür mağdur edilen kişilere her zaman sahip çıkmıştır. Hatırlanacak olursa kendisi aynı şekilde mahkum edildiğinde bu toplum sahip çıkarak kurduğu partiyi ilk seçimde iktidar yapmıştı.
Son bir not tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması kimseyi küçültmez aksine gönülleri feth eder.
Not : aslıhu neslihu: herşey aslına çeker demektir.