Yıllar yılı merdiven altında yaptıkları neşriyat ve din sömürüsü sonucunda seküler materyalistlerin de katkısıyla din – karşıtı uygulamaları, söylemleri – siyasal ümmetçiler mağduriyeti kullanarak iktidara geldiler. Demokrasinin nimetlerini kullanarak demokratik yollardan yönetimi devraldılar. İçlerinde biriktirdikleri Cumhuriyette milli, devlette milli vatana karşı kinlerini kusacakları ortamı beklediler ve zamanı geldiğinde adım adım milli devleti bütün kurum ve kuruluşlarıyla ekarte etme yoluna gittiler.
Bugün yaşadıklarımız Lozan’la temeli atılan Türkiye Cumhuriyeti devletine karşı siyasal ümmetçilerin kurtuluş savaşı rövanşıdır. Hukukun devre dışı bırakılması, yasama -yürütme ve yargı erklerinin bir kişide toplanmasının temel gerekçesi Osmanlı dedikleri yeni bir hanedanlığa geçiş hazırlığıdır.
Siyasal ümmetçiler neden rabia işaretiyle Türk milleti, devleti, vatanı ve bayrağını değil de kimliksiz millet, devlet, bayrak ve vatanı ifade etmektedir? Sayın Cumhurbaşkanı’nın ‘bizden ayrılan ümmetten ayrılır’ sözünü hangi milli devlet kavramıyla açıklayabilirsiniz? Türkiye Cumhuriyeti’ni belirten her yazı, iz ya da işaretin sistematik bir şekilde silinmesinin temel nedeni siyasal ümmetçilerin yetiştikleri ilkel ihvan ideolojisinde yatmaktadır.
Hiçbir zaman iktidar olmamış, bulundukları yerlerde emperyal güçlerin baskısıyla yer altına inmiş, devlet, modern hayat, millet realitesi ve demokrasi gibi değerlerle kavgalı olan bir ideolojinin yansımasıdır yaşadıklarımız.
Ülkemizde 18 yıldır bir paradigma değişikliği mücadelesi verilmektedir. Cumhuriyetten adı siyasal ümmetçilik olan monarşiye dönüşün altyapısı hazırlanmaktadır. Siyasal ümmetçilerin bu öç alma mücadelesine maalesef liberaller, Marksistler, bölücüler ve son zamanlar sözde Türk milliyetçiliğini savunduğunu iddia eden bir yapının başındaki zat da destek vermektedir.
Bir daha tekrarlamak lazım; Cumhuriyetle savaşan, kurucularına söven, din öğretisinde cumhuriyeti, milli devleti kafir ilan eden bir yapı var karşımızda. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna Yunanlılar’ın işgalini tercih eden meczupları baş tacı yapan bir zihniyetten ne beklenebilir?
Devletin imkanlarıyla yandaşlara vakıf kurduran, kendi zengin burjuva sınıfını oluşturan devletin malını batan geminin malları gibi gören, eğitimden sosyal güvenliğe kadar dokumuzu alt üst eden bir yapının başka hangi amacı olabilir? Türk’e karşı kuyruk acısını Türk’ün vatanında Türk’ü azınlığa düşürerek Suriyeli ve diğer topluluklarla demografik operasyona başvuranların bilinçaltını hala anlayamıyorsak mukadder hüsrana da şimdiden hazırlıklı olmalıyız.