Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) “How’s Life? 2024”, ‘’HAYAT NASIL GİDİYOR ?’’ raporu yayımlandı ve içinde bizleri üzen birçok veri ve sonuç ortaya çıktı.
Hayat Nasıl Gidiyor…!
Nasıl olabilir ki diye düşünürken, OECD; sağlık, eğitim, gelir dağılımı, yaşam memnuniyeti, sosyal adalet, çevre, toplumsal güven, cinsiyet eşitsizliği, istihdam, yaşam süresi vb. 80 farklı gösterge, istatistiki verilerle desteklenerek, ülkelerin toplumsal, ekonomik, sosyolojik durumlarını 4 yılda bir incelenmektedir.
Hayat nasıl gidiyor ? Adlı rapor, ayrıca OECD ülkelerindeki insanların, yıllık bazda durumunun iyileşip iyileşmediği, bunların sürdürülebilirlik kapasitelerini belirlemeyi amaçlamaktadır.
Gelin, hep birlikte OECD ülkelerinin bazılarını anımsayalım; Yunanistan, Çekya, Macaristan, Polonya, Slovakya, Şili, Estonya, Slovenya, İsrail, Letonya, Litvanya, Kosta Rika, Kolombiya, Abd, Almanya, İtalya, Kanada vb.
OECD ülkeleri, sanayileşmiş ve gelişmekte olan ülkelerden oluşmakta olup toplam 38 üyesi vardır. İlgili rapor OECD üyeleri ile birlikte toplam 41 ülkeyi incelemektedir.
Bu verileri incelediğimde beni üzüntüye boğan ve sebebini sorguladığım sonuçlar, sizleri de üzecektir diye düşünüyorum.
Kısaca şunu diyebilirim.
OECD raporunun ortaya koyduğu sonuç; Güzel Ülkemdeki vatandaşlarım, hayatlarından hiçbir şekilde memnun değiller….
***
Bu sonuçları birlikte inceleyelim mi ?
Tarafımı en çok üzen bir veri, vatandaşlarımız, ‘yaşam memnuniyetinde ve cinsiyet eşitsizliğinde’ maalesef 41 ülke arasında son sırada olmasıdır.
Yaşam şartlarından memnuniyet de, bizler 4,9 puan ile, OECD ortalaması olan 6,7’nin çok çok altındayız.
Cinsiyet Eşitsizliğinde de toplam 41 ülke arasında, sonuncu sırada yer aldık.
Başka bir olumsuz veri, kadınlarımızın istihdama katılımında sondan ikinci sırada olmasıdır. Yıllardır yürütülen olumsuz politikalar sonucu, kadınlarımızın işgücüne katılımı giderek de kötüleşmektedir.
***
Esas, beni çok üzen en önemli olumsuz veri, OECD ülkelerinde 15 yaşındaki öğrencilerin, %8’i, son 30 gün içinde yiyecek satın almak için yeterli paraları olmadığı için, haftada en az 1 gün yemek yememeleridir. Bizde bu oran % 20’ye ulaşmış olup, bu oran ile OECD ülkeleri arasında ne yazık ki ilk sıradayız.
Bu acı gerçeği anlamayanlar ve görmeyenler için üstüne basa basa bir kez daha yazıyorum.
Son 30 günde haftada en az 1 gün hiç yemek yiyemediğini söyleyen öğrencilerin oranı, OECD ülkelerinde % 8 iken Türkiye’de ne acıdır ki, % 20’ye ulaşmış durumda.
Kısacası, % 20’ye yakın öğrencimiz, okuluna aç gitmekte… !
Bir kez daha yazıyorum ; Veriler öyle acı ki, maalesef 5 öğrencimizden 1’i en az 1 gün okuluna ‘’aç’’ gitmek zorunda kalıyor.
Bu veriden başka hangi veri kötü olabilir ki…
Çağ atladığımızı ileri sürenlerin ve eski Türkiye’yi kötüleyenlerin, tek bu veriyi bile düşünmeleri gerek derim.
UTANDIK MI ? ÜZÜLDÜK MÜ ?
Gıdaya yeterince ulaşamama, yoksulluk öğrencilerimizin/gençlerimizin/çocuklarımızın fiziksel sağlıkları, sosyal yaşamlarını ve eğitimlerini kısacası tüm ileriki yaşamlarını olumsuz etkilemektedir.
Maalesef, çocuklarımız yeterince ve kaliteli beslenememeleri, bizler için beka sorunudur. Sağlıksız bir nesil, yitirilmiş ve kaybedilmiş olan bir nesildir.
Bu gençlerimizin, ‘okula aç gitmeleri’ onların tüm yaşamlarını olumsuz etkileyeceğini, kurum ve kuruluşlarımız bilmez mi ? Demek ki bilmek işlerine gelmiyor.
Bu gençlere çağdaş bir eğitim ile birlikte dünya standartlarında kaliteli bir yaşam fırsatı verilmesi, çok önemlidir.
***
İstihdam, eğitim veya öğretimde olmayan gençlerin (15-24 yaş) en yüksek oranı, Türkiye’dedir. OECD ortalaması yüzde 10’lar civarında iken Türkiye’de bu oran % 25’lerdedir.
Türkiye, hava kirliliği seviyesinde, 41 OECD ülke arasında 39. Sıradadır.
Türkiye’de yaşam beklentisi, 78,6 yıl olup bu rakam OECD ortalaması olan, 81 ile 31. Sıradadır.
Türkiye’de ortalama hane halkı net serveti, 41 OECD ülkeleri arasında 37. sıraya yerleştirmektedir.
Gelir dağılımındaki eşitsizliği göstermek üzere, gelir dağılımında en yüksek % 20’lik gelir grubunun en düşük % 20’lik gelir grubunun kaç katı gelir elde ettiğini ölçen orana göre, OECD ortalaması 5,6 kat iken, Türkiye’de 8 katın üzerindedir.
Çok acıdır ki, Türkiye, gelir dağılımının en bozuk olduğu 4’üncü OECD üyesi ülkedir.
OECD ortalamasında hane halkı geliri yıllık 35.200 dolar iken, güzel Ülkemde bu veri maalesef yarıya isabet edip, 18.000 dolar seviyesindedir.
Bizlerin reel ücretleri, (Tüik sayesinde) son 5 yılda % 20 azalmış durumdadır. OECD ülkelerinde, ücretler enflasyonun üzerinde artarken bizim ücretlerimiz Tüik’in gerçek olmayan verileri sayesinde gittikçe düşerek, toplumsal ve ekonomik dengeleri bizler lehine bozmaktadır.
TÜRK-İŞ tarafından hesaplanan Açlık sınırı, 2025 yılının ocak ayında 22.131 TL’ye çıkarken, 22.104 TL olan asgari ücreti yılın ilk ayından itibaren aşmış oldu.
Asgari ücretin ve emekli maaşlarının, yoksulluk sınırının çok altında olması maalesef, insanları ekonomik, sosyal, toplumsal ve psikolojik açıdan çok zor duruma soktuğunun acilen sorgulanıp, bozulan gelir adaleti ve paylaşımının bu gruplar lehine düzeltilmesi gerekmektedir.
Yazımın 2. bölümünde, önemli verileri yazmaya devam edeceğim.
OECD, “Hayat Nasıl Gidiyor ?’’ diye sormuş, bizler de mutlu olmadığımızı açıklamışız.
Keşke Tüik de, daha tarafsız ve şeffaf bir yöntemle tahlil ve analiz yapabilse, eminim sonuçlar benzer çıkacaktır.
Tüik 2023 yılı için, 18 yaş ve üzeri ‘yaşam memnuniyeti’ anketi yapmış ve bulduğu oran beni gülümsetti, hatta kahkaha bile attırdı.
‘Mutlu’ olduğunu beyan eden 18 ve üzeri yaştaki bireylerin oranı, 2022 yılında % 49,7 iken 2023 yılında % 52,7.
‘Mutsuz’ olduğunu beyan eden bireylerin oranı, 2022 yılında % 15,9 iken 2023 yılında % 13,7.
Tüik henüz, 2024 anketini yayınlanmadığı için korkarım bizler, onlara göre 2024 yılında, daha da mutlu olmuşuzdur…!
Olduk mu ????
Sağlık, sevgi ve hoşgörü ile kalınız…
Merhaba
Bizde fakirliğin bir önemi yok şükür çok.
Aydınlıklar dileğiyle…
Çok teşekkürler.