Ormanlarımız

Yine yaz geldi, piknik zamanı. Artı hasat sonrası anız yakmalar yetmez birde kasıtlı sabotajlar derken o güzelim zümrüt renkli ormanlar yıldan yıla tükenip gitmekte.
Orman sadece ağaçtan ibaret değil elbette.
Orman ev sahipliği yaptığı bir çok canlı türü ve endemik bitkilerin de mekanıdır.

Son yıllarda çokca şahit olduğumuz ormanla birlikte yanan canlıları gördükçe yüreği burkulmayan vicdan sahibi olduğunu düşünemiyorum.
Orman yüzlerce kurda kuşa çiçeğe böceğe kucak açan bir velinimettir. Şu içtiğimiz pınarların derelerin de kaynağıdır.
Ormanın sayısız faydası vardır insanoğlu için lakin yine de insanoğlu nankördür. Avcıların neslini kurutamadığı yaban hayatı yangınlarla mahveder.
Yağmurlarla bolluk ve bereket getiren orman yok olunca erozyon ve kuraklığa sebep olur.

Bu yüzden ormansız alanların da süratle ağaçlandırılması gerekir.
Gelecekte şu savaşları varsayımı dikkate alınacak olursa suya sahip olmak stratejik öneme haizdir.
Yangınların haricinde yerli ve yabancı bir çok uluslararası şirketin maden arama adı altında ormanlarımızı hallaç pamuğu gibi tarumar etmesine göz yumulmamalıdır. Kazdığı yerlerden değerli madenleri çıkarmayı becerenler kazandıklarının bir kısmı ile kullanım dışı bıraktığı alanları tekrar ağaçlandırması sözleşmeye eklenmelidir.
Vahşi kapitalizmin insafına bırakılmamalı.

Orman köyünde büyümüş biri olarak kışlık yakacağını temin için orman’dan odun getiren veya evini yapmak için ağaç kesen köylüye orman muhafaza memurlarının neler yaptığı, mahkemelerde nasıl süründürüldüğüne şahidim. Meşhur ormancı türküsünde anlatıldığı gibi ormanı koruyamayan ormancıların vaktiyle cinayet işledikleri bile olmuştur.
Ne var ki ormanlarını yağmalayan madencilerden korumaya çalışan köylülerin karşısına devletin jandarması durmaktadır. Bu nasıl bir çelişkidir anlaşılmaz.
“Ormanı sevgi korur” diye bir slogan var. Aslında doğrudur. Avrupayı görenler az çok bilirler. Oralarda ne ormanlar ne de doğal varlıklar bizdeki gibi tahrip edilmez.
Bari yeni bir ağaç dikemiyorsak, var olanı koruyalım. Evlatlarımıza ve torunlarımıza daha yaşanılanilir bir vatan bırakalım.
Yüce peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) :
“Kıyamet kopuyor bile olsa elindeki fidanı toprağa dikin. ” Buyuruyor. Hiç bir şey için geç değildir. Uygun mevsimde mutlaka ama mutlaka müsait arazilere fidan dikelim.