Aziz Dostlar,kıymetli okuyucularım
Takdir edersiniz ki “hatasız kul olmaz.” Biz hatamız,günah ve sevaplarımızla insanız. Yaklaşık iki yıldır sosyal medyada ve internet gazetesinde yazıp çiziyoruz. İster istemez kasıt olmaksızın biz de hata yapabiliriz.Şöyle bir iddia sahibi değiliz “her şeyi biz biliriz,yazdiklarımız mutlak doğrudur.” Hâşâ asla böyle bir enaniyet ve çok bilmişlik sahibi değiliz. Sonuç itibarıyla biz de beşeriz. Beşer olmanın gereği şaşabiliriz.
Gerek sosyal medyadan ,gerekse bizzat telefonla arayarak yapıcı uyarıda bulunan âlicenap dost ve arkadaşlarıma yürekten teşekkür ediyorum.
Eleştiri bizlerin hata ve kusurlarımızla yüzleşmemizi sağladığı için minnettarım.
Şu da bir vâkıa. Memlekette ağzı olanın konuştuğu ilmi ,irfanı ve muktesabatı belli olmayan fakat cehaleti tavan yapanların büyük bir özgüvenle ahkam kestiği yerde , ömrünün otuzsekiz yılını devlet hizmetinde geçirmiş alın teriyle üniversite okumuş,ilkokula başlmadan K.Kerim öğrenmiş birinin de bir kaç kelâm etmeye hakkı olmalı diye düşünüyorum .Kendi uzmanlık alanımız ve tecrübemizle insanları aydınlatmada fâide mülahaza ediyor ve kendimi topluma karşı sorumlu hissediyorum.
Öğretmenlik sadece okulda yapılan iş olmakla kalmasın toplumun ihtiyaç duyduğu konularda da sahih bilgilerle aydınlatılması yararlı olacağına inanıyorum.
Emekli olup etliye sütlüye karışmayıp ,torun -torlak sevip büyütmek elbette mümkündür.
Böceğe, çicege ,tabiata duygulanip şiir yazmak ta mümkün.
“Her şeyin şükrü kendi cinsindendir.” Hal böyle olunca biz de maddi anlamda çok varlıklı olmadığımızdan bâri ilmimizin şükrünü bu şekilde eda etmemiz icap eder.
Hurafecilerin çakarlı arabayla caka sattığı bir dönemde bizim de kalemimizle irşadda bulunmamız makul karşılanmalı değil mi?
Selam ve muhabbetle.