Rakipsiz demokrasi

Gelişmiş ve medeni ülkelerde toplumun her kesimi mümkün mertebe mecliste temsil edilir.
Seçimler şeffaf adil ve rekabet kuralları içinde yapılır.
Ticarette de her sektörde aynı işi yapan firmalar arasında ister istemez rekabet olur. Ancak bu güçlü olanın zayıf olanı piyasadan silmesi değildir. Çünkü rekabet kaliteyi de beraberinde getirir. Rekabet yoksa tekel var ama kalite de yok demektir. O yüzden adil şartlarda ticaret olsun diye rekabet kurumu oluşturulmuş ve haksız rekabetin önüne geçilmiştir.
Bu şu demektir. Rakipleriniz ne kadar kaliteli ise sizde o oranda kaliteli olmak zorundasınız aksi halde piyasada iş yapmazsınız.
Hani her yıl buğday yarışmasında birinci gelen çiftçinin hikayesini bilirsiniz. Diğer çiftçilerin de iyi ürün vermesi için yardım eden adam.
Süper lig takımının 2. Veya 3. Lig takımıyla maç yapması rekabet değil antrenmandır.
Ülkemizde de iki kutuplu siyasi yapı sayesinde rekabet şartları tümden değişmiştir.
Henüz seçime daha iki yıl kadar vakit varken muhtemel rakipleri saf dışı etmek devletin gücünü amacı dışında kullanmak pek etik değil ve kamu vicdanı da onaylamamaktadır.
İlahi bir denge vardır kainatta. İşte bahar geldi etrafımıza bir bakalım her yer aynı renk çiçek veya ağaç olsaydı acaba bin bir rengin verdiği güzelliği sunabilir miydi?
Yahut canlılar alemi tek bir tür olsaydı mesela?
Demem o ki dikensiz gül bahçesi aramak beyhude çabadır. İlahi hikmete aykırıdır.