Şam Ümeyye camii kutsal mıdır?

Yayınlama: 20.12.2024
A+
A-

Emevi Camii (Arapça: جامع بني أمية الكبير Ğām’ Banī ‘Umayya al-Kabīr), Şam Ulu Cami olarak da bilinen yapı, Suriye’nin başkenti Şam’ın eski şehir kısmında yer alır ve dünyanın en büyük ve en eski camilerinden birdir.
Emevi Camii

Wikimedia | © OpenStreetMa
634 yılında, Şam’ın Araplar tarafından alınmasından sonra, Roma İmparatoru I. Konstantin zamanından beri Vaftizci Yahya’ya adanmış Hristiyan bazilika, Ebu Ubeyde bin Cerrah’ın gözetimi altında 635 yılında yapıya eklemelerle camiye çevrilmiştir. Yetmiş yıl boyunca aynı yapı hem kilise hem de cami olarak iki dinin ibadethanesi olmuş; Müslüman nüfusun zaman içinde artması sonucu tamamı camiye çevrilmiştir.[1]
Cami, bugün hala korunan Vaftizci Yahya kafası gibi kutsal emanetleri muhafaza eder.
Ayrıca cami içerisinde Şiilik için önemli nirengi noktaları vardır. Bunlar arasında I. Yezid tarafından gösterilmek üzere saklanılan Muhammed’in torunu Hüseyin’in kafası yer almaktadır. Caminin kuzey duvarına eklenmiş küçük bir bahçede Selahaddin Eyyubi’nin türbesi bulunmaktadır.
Orijinal planıyla günümüze kadar gelebilmiş olan Şam Emeviye, enine gelişme gösteren, mihrap önü kubbeli plan tipine sahiptir. Yapımından sonra kurulan tüm İslam devletlerinde cami mimarisine model olmuş ilk yapıdır.[1] Cami mimarisine birçok yenilik katmış, hatta çok sonra Anadolu camilerini plan yönünden etkilemiştir.[1]
Caminin bitkisel ve geometrik motiflerle şehir ve bina tasvirlerinden meydana gelen fevkalâde zengin mozaik süslemeleri de sanat tarihi bakımından büyük bir önem taşır.[2] Caminin bir diğer özelliği de İslâm alemindeki ilk umumi helâların burada yapılmış olmasıdır.[2]
Yukarıdaki bilgiler wikipediadan alındı.
Ancak şunları da ilave etmekte fayda var. Aslında Şam valisi Muaviye’nin Halifeliği hakem olayında hileye başvurarak ele geçirmesi dolayısıyla Meşrutiyet’ten uzaktır.
İslam peygamberi Hz Muhammed (sav) ‘e en şiddetli mukavemet Mekke döneminde Ümeyye oğulları ve onların lideri Ebu süfyan ve eşi Hind tarafından yapılmış, hatta Hz Hamza’nın Uhud’da kiralık katil tutularak şehid edilmesi ardından göz, kulak burun kesilmesi ve dahası ciğerinin deşilip çiğnemesi de Hind eliyle yapılmıştır. Mekke feth edildikten sonra Peygamber Efendimiz genel af çıkarmasına rağmen üç kişiye kendine görünmeyi yasaklamıştır. Bunlardan bir de Muaviye’nin annesi Hind’dir. Bu biline ikinci olarak sahabe büyükleri Yezid’e biat etmemiş bunun üzerine Şam’dan Medine’ye ordu gönderip üç gün şehir yağmalanmış, mal, can ve namusları ayaklar altına alınmış. İslam tarihinde harre vakası olarak bilinir. O seneden sonra doğan çocuklar Harre çoçuğu diye anılmıştır. Peygamberimizin ensar ve muhacirlerden oluşan yüzlerce sahabesi katledilmiş. Yetmemiş zalim Haccac Mekke’yi kuşatarak Yemen valisi Ebrehe’nin yapamadığını yaparak Kabe’yi mancınıklarla yıkmıştır. Ve Peygamberimizin bir çok akrabası başta Zübeyr olmak üzere katledilmiştir.
Şimdi yetmemiş Yezid tatafından Kerbela’da Hz Hüseyin ve beraberindeki yetmiş kadar yakını vahşice katledilmiş ve başı kesilerek Şam sokaklarında teşhir edilmiştir.
Emevi camine kutsiyet addedenlere Tevbe süresinde zikredilen Mescid-i Dırar’ı hatırlatmakta fayda var. Eğer peygamber efendimiz sağ olsaydı o camide asla namaz kılmaz ve onu yıktırırdı. Çünkü o camii müslümanlar arasına nifak tohumu ekilen bir kaynak hükmündedir.
Ve hadis ilmi konusunda araştırma yapanlar çok iyi bilirler ki binlerce uydurma hadis bu dönemin ürünüdür.
Demem o ki Ümeyye Camii’nde keramet aramanın hiç bir mantıklı ve tutarlı gerekçesi yoktur.
Cumanız mübarek olsun sevgili okuyucularım.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

Clicky