Zirveye tırmanırken bastığı tüm dalları kırarsan inerken tutacak dal bulamazsın der bir bilge. Bazı kimseler zirvenin ebedi sahibi sanıyor kendilerini. Oysa zirveler hep tehlikelidir. Kar olur,boran olur, tipi olur. Zamanında bir kaymakamımız şöyle demişti “aşağıdakiler yüksektekilerden daha güvendedir.” Bir devlet dairesinin makam kapısında şu yazıyı okumuştum. “Menfeatını baş tâcı yaparsan alçalırsın ama ayaklarının altına alırsan yükselirsin. ”
Üç günlük dünya menfaati için her yolu kendine mübah görenleri bekleyen çok büyük bir hüsrandır. Hakkaniyet ölçüsüne uymayan her şey gayr-ı meşrudur.
Şair şöyle izah eder;
“Sanma ey hace ki senden zer ü sim isterler,
Yevme la yenfau da kalb-i selim isterler. ”
Anlamı:”Ey efendi Sanma ki senden altın ve gümüş isteyecekler.Hayır Yevme lâ yenfau da (mahşer günü) ancak kalb i selim isterler. ”
“Mümin kendisi için istediğini din kardeşi için de istemedikçe olgun mümin olamaz. ” Böyle buyuruyor sevgili peygamberimiz (sav)
Dünya menfeatını gereğinden fazla yani hayatın yegane gayesi sananlar bilsinler ki her şey fanidir. Rahmetli Barış Manço’yu vefat yıl dönümünde anarken bir beyitte ondan alalım.
“Unutma ki dünya fani, veren Allah alır canı
Ben nasıl unuturum seni? can bedenden çıkmayınca. ”
Hasılı kelam insan ne oldum değil ne olacağım demeli. Dünya fani Allah bakidir.