İnsan en çok meramını anlatmakta zorlanır. Bazan doğrudan bazan dolaylı yollardan imâ eder.
“Uslûbü lisan, ayniyle insan. ” der kibârı kelâm ehli. İletişim çağındayız ister yüz yüze ister iletişim araçları yahut yazılı olarak kelimeler kifayetsiz kalır.
Kırkbeş yıldır topluma hitap ederim, kimi zaman öğretmen, kimi zaman yönetici kimi zamanda imam-hatip veya vaiz sıfatıyla.
Vermek istediğim mesaj yerine doğru ulaşırsa mutlu olurum. Ama bazı zamanlarda yanlış anlaşılmak insanı yorar. Aslında senin niyetinde ve amacında problem yoktur. Ama karşı taraf işine geldiği gibi anlar ve amacından saptırır.
Benzer olayları yaşayan dostlarımız olmuştur. Telafisi ve düzeltmesi mümkün olan iletişim kazaları kolaydır. Ancak öyle durumlar olur ki aynı ok’un yaydan çıktığı gibi geri dönülmesi kolay olmayan, yani tamiri mümkün olmayan haller olur ki bu çok üzücüdür.
İnsan arzu etmediği halde yanlış anlamadan dolayı şahsı veya bir başkasının zarar görmesi kadar acı veren başka bir şey olamaz.
Atalarımız boğaz dokuz boğumdur.Dokuz düşün bir konuş derler. Güzel Türkçemiz anamızın ak sütü gibidir. Bu güzel dili doğru kullanmak kadar ve doğru anlamakta kıymetlidir.
Rasûlullah efendimiz (sav) ” Ya hayır konuş yahut sus.buyurur.
Selam ve muhabbetle