Bu makalemde yağ tiplerinden ve bunların sağlıkla bağlantısından söz etmek istiyorum.
Üç tür yağ vardır: Doymuş yağlar, doymamış yağlar ve trans yağlar.
1- Doymuş yağlar oda sıcaklığında katı duran yağlardır. Çoğu hayvansal kaynaklıdır. Kırmızı et ve süt ürünlerindeki yağ bu gruba girer. Yeri gelmişken kısaca belirtmek isterim ki, tereyağ hakkındaki olumsuz yargılar büyük ölçüde gerilerde kalmış durumda. Zamanım olursa tereyağı hakkında da bir makale yayınlamayı düşünüyorum.
Hindistancevizi, kakao ve hurma gibi ülkemizde hemen hemen hiç tüketilmeyen tropikal bitkilerin yağı da doymuş yağlara örnektir.
Doymuş yağlar, LDL isimli kolesterolün yükseltmesine, HDL isimli kolesterolün düşmesine etki eden faktörler arasındadır.
Amerikan Kalp Cemiyeti kalp damar sağlığı bakımından günlük enerji ihtiyacının en fazla % 5-6 kadarının doymuş yağlardan karşılanmasını tavsiye etmektedir.
2- Doymamış yağlar oda sıcaklığında sıvı halde duran yağlardır. İki tip doymamış yağ vardır: Tekli doymamış ve çoklu doymamış.
Doymamış yağlar somon balığı, alabalık, ringa balığı gibi hayvansal; zeytinyağı, ceviz yağı, mısır, ayçiçeği, fındık ve soya fasulyesi gibi bitkisel kaynaklardan elde edilebilir.
Doymamış yağlar LDL koleterolü düşürüp HDL kolesterolü yüksetmeye katkıda bulunarak kan kolesterol bileşimini sağlıklı yönde etkiler.
Önümüzdeki haftalarda zeytinyağını ele alan bir makale yayınlacağımı da bu vesile ile açıklamak istiyorum.
3- Trans yağlar adından da belli olduğu gibi dönüşüme uğramış yağlardır. İki tip trans yağ vardır: Doğal ve yapay.
Bazı hayvanların bağırsaklarında üretilen doğal trans yağlar süt ve süt ürünlerindeki toplam yağın % 3-7’sini, sığır eti ve kuzu eti içindeki toplam yağın % 3-10’unu ve tavuk etindeki toplam yağın % 0-2’sini oluşturur. Yapılan çalışmalardan anlaşıldığına göre, et ve süt ürünlerde bulunan doğal trans yağlar oran olarak düşük olduğu için daha az zararlıdır..
Sıvı yağların hidrojenlenerek katı hale getirilmesiyle ortaya çıkan endüstriyel trans yağlar uzun raf ömürleri ve lezetli oluşları nedeniyle çok yaygın bir kullanım alanı bulmuştur. Kızartılmış yağ da yapay olarak trans yağa dönüştürülmüş yağdır.
Amerikan Kalp Cemiyeti bu yağların küçük miktarlarda kullanıldığında bile kalp hastalıkları, felç ve tip 2 diyabet riskini arttırdığını bildirmekte olup Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) ise 2013 yılında trans yağı insanlar için güvenli besinler listesinden çıkarmıştır.
FDA, bir kaşık yiyecekte 0,5 gramdan daha az trans yağ varsa, etiketlere ancak o zaman 0 (sıfır) gram olarak yazılmasına izin vermiştir.
Trans yağın sadece kan kolesterol bileşimini olumsuz yönde etkilemekle kalmayıp bir çok kronik hastalığın temel nedeni olan kronik inflamasyonu da (mikropsuz iltihap) hızlandırdığını ortaya koyan çalışmalar vardır.
23 Ekİm 2019 tarihinde The Journal Neurology isimli dergide yayınlanan bir çalışmanın sonuçlarından öğreniyoruz ki, trans yağlar beyin fonksiyonlarında ve bilişsel yeteneklerde azalmaya da yol açıyor.
Chicago’daki Rush Alzheimer Merkezi tarafından Japonya’nın Hisayama kasabasında yaşamakta olan insanlarda yapılan çalışmadan elde edilen sonuçlar çok dikkat çekici. 2002- 2003 yılları arasında başlatılan çalışmada yaşları en az 60 olan ve demansa ait hiçbir bulgusu olmayan 1628 kişi aradan 10 yıl geçtikten sonra sonra tekrar incelendiğinde görülmüş ki, trans yağ tüketenlerde tüketim miktarı ile orantılı olmak üzere Alzheimer hastalığı veya herhangi bir nedene bağlı olarak demans (bunama) oluşma riski % 52 – 74 oranlarında daha yüksektir.
WHO (Dünya Sağlık Örgütü), trans yağ tüketimi nedeniyle dünya genelinde her yıl 500 binden fazla kişinin kalp damar hastalıkları nedeniyle yaşamlarını kaybettiklerini tahmin etmekte, trans yağ oranının günlük enerji ihtiyacının % 1’ini aşmamasını önermekte.
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre trans yağdan zengin beslenme tarzı kalp hastalığı riskini % 21, ve tüm nedenlerden ölüm riskini % 28 oranında arttırmakta. Bu verilerden yola çıkan Dünya Sağlık Örgütünün uzmanları trans yağların beslenmeden bütünüyle çıkarılması amacıyla üye ülkelere tavsiye niteliğinde bir eylem paketi sunmuş bulunuyor.
Özetle belirtmek isterim ki; doğal yaşama yapılan her müdahale gibi yapay besin maddeleri de yaşamla ters düşmekte.
Sağlıklı ve mutlu kalmanız dileğiyle.