Gizli Şeker

A+
A-

Konuya girmeden önce şeker hastalığı tanısının nasıl konduğunu belirtmek istiyorum.

Şeker hastalığı tanısı koymak için şu üç şarttan birinin varlığı yeterlidir:

1- Açlık kaç şekerinin 126 mg veya üzerinde olması

2- Tokluk kan şekerinin (veya şeker yükleme test sonucunun) 200 mg veya üzerinde olması.

3- HbA1c değerinin 6,5 veya üzerinde olması.

Şeker düzeyi normalden yüksek fakat şeker hastalığı tanısı koymaya yeten sınırın altında olduğunda gizli şeker söz konusudur.

Üç kategorisi vardır:

1- Bozulmuş açlık glukozu: Açlık kan şekeri 100 mg. ile 125 mg. arasındadır.

2- Bozulmuş glukoz toleransı: Şeker yükleme testinde 2. saatin sonunda şeker 140 ile 199 mg arasındadır.

3- Diyabet için riskli durum: HbA1c 5,7 ile 6,49 arasındadır.

Ülkemizde gizli şeker sıklığı 2002 yılında yapılan TURDEP 1 isimli çalışmada % 6,7 bulunmuşken on yıl sonra yapılan TURDEP 2 çalışmasında oran 30,4′ e yükselmiştir. Gördüğünüz gibi hastalık hızla artmakta.

Gizli şekerin genellikle hiçbir belirtisi olmaz. Bu nedenle gizli şekerlilerin çoğu  hastalıklarının farkında değildir.

Gizli şeker tanılı kişilerin tip 2 diyabet hastalığına yakalanma riski vardır. Bu kişilerde kalp krizi, inme, böbrek hastalığı, görme problemleri, nöropati ve kalp yetmezliği riski de artmıştır. Tokluk kan şekerinin yüksekliği, açlık kan şekeri ve Hba1C ‘nin normalden yüksek olmasına göre kalp damar hastalıklarını öngörmekte daha belirleyicidir.

Sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz ve sağlıklı uyku sayesinde tip 2 diyabete yakalanma riski  azaltılabilir, geciktirilebilir veya tamamnen önlenebilir. Özellikle obez ye da aşırı kilolu kişiler vücut ağırlıklarının en az % 5 – % 7 kadarını kaybedip bunu korumayı başarabirlerse tip 2 diyabete yakalanma riskleri azalır.

Bazı faktörlerin varlığı gizli şekere yakalanma riskini artırır:

  • 45 yaşından büyük olmak.
  • Obez ya da aşırı kilolu olmak.
  • Egzersiz yapmamak.
  • Sağlıksız beslenmek.
  • Tip 2 diyabetli kardeş veya ana babanın varlığı.
  • Gebelik diyabeti tanısı konmuş olması veya iri bebek doğurmuş olmak.
  • Polikistik over sendromunun varlığı.

Bu hastalığın tedavisi için öncelikle yaşam tarzı değişikliği yapılmalıdır. Doğru yaşam tarzı ilaçla tedaviden daha etkilidir. İlaçla tedaviye  (örneğin metformin) hastalar kendi kendilerine karar vermemelidir. Hastanın hekimi klinik ve laboratuvar bulgularını birlikte değerlendirerek uygun görürse böyle bir tedavi önerebilir.

Sağlık en büyük hazinemizdir, koruyalım.

Yazarın Son Yazıları
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

Clicky