Son aylarda neredeyse tüm dünyayı etkisi altına alan coronavirüs salgını nedeniyle bağışıklık konusu çok daha büyük bir önem kazanmıştır.
Vücudumuzu bakteri, virüs ve mantar enfeksiyonlarına karşı 24 saat koruyan sisteme bağışıklık sistemi diyoruz. Bağışıklık hücreleri ve çeşitli moleküllerden oluşan bu karmaşık sistemin nasıl çalıştığı tam olarak bilinmiyor. Bu yazımda bağışıklık sistemi hakkında gerçekle ilgisi olmayan neler konuşulduğunu ve bunların doğrularını özetlemeye çalışacağım.
Daha aktif bağışıklık sisteminin sağlık için daha iyi olduğu iddiası temelsizdir. Bağışıklık sisteminin daha aktif olması demek, zehirli ya da zararlı olmayan pek çok maddeye karşı alerjik reaksiyonların olması demektir aynı zamanda.
Romatoid artrit, lupus gibi hastalıklar da bağışıklık sisteminin hastalıkları arasında olup nedenleri tam anlaşılabilmiş değildir.
Vücudun ihtiyacından daha fazla besin, vitamin ve mineral almak bağışıklık sistemini güçlendirir iddiasının gerçekle bir ilgisi yoktur. Vitamin ve mineralleri, vücutta eksik olmadıkları halde kullanmakla bağışıklık sisteminin düzeldiğine ve bunlarla hastalıklardan korunacağımıza dair tıbbi bir kanıt yoktur.
Aşıların sağlık için riskli olduğunu söylemek doğru değildir. Dünya çapında birçok salgın hastalık aşılar sayesinde önlenebilmiştir. Aşılarla ortaya çıkacak risk, örneğin trafik kazalarındaki riskin yanında hiç gibidir. Trafiğe çıkmaktan kaçınmayıp aşıyı riskli görmek mantığa aykırıdır.
Yaşam tarzımıza göstereceğimiz özen vücudumuzdaki tüm sistemlerin yanı sıra, bağışıklık sistemimizin de daha sağlıklı olmasını sağlar.
Daha sağlıklı bir yaşam tarzına, dolayısıyla da daha iyi çalışan bir bağışıklık sistemine sahip olabilmek için bazı öneriler sunuyorum sizlere:
Sağlıklı ve mutlu kalmanız dileğiyle.