Ülkemizde bir tüketici olarak kuralların hep aleyhimize işletilmesinden çok rahatsız oluyorum. Zaman içinde tüketiciler sayesinde büyüyen şirketlerin bir yerden sonra sadece reklam içerikli söylemler ile her şeyi kendilerine hak görmeleri ve alışverişin insani boyutunu bir kenara bırakmaları bence sonun başlangıcıdır.
Tüketiciler olarak bir araya geldiğimiz takdirde neler olacağını anladıklarında ise iş işten geçmiş olacak, yöneticilerini değiştirmek ve defalarca özür dilemeleri dahi tüketicinin kaybolan güvenini yerine koymayacaktır.
Aşağıda yazdığım husus, bir kaç ay önce başımdan geçti.
Yoğun seçim telaşı sebebi ile paylaşamamıştım. Geçenlerde tekrar gözlemlediğim Pegasus Havayolları’nda bu yazımı o zaman da her yetkiliye ve kademeye ulaştırmama rağmen gördüğüm, değişen hiç bir şeyin olmamasıdır.
Artık konuyu havayolu kullanan tüketicilerin takdirine bırakıyorum.
*** ***
‘’Sayın saygıdeğer Pegasus yönetimi,
YETER Kİ UÇMAK İSTE gibi sloganlarınız var; bazı şeyleri yazması kolay uygulaması zordur… Uygulamayacaksanız da komik duruma düşmeyin bari.
Uzun zamandır kullanmakta olduğum havayolu şirketinizde iki defadır yaşadığım olumsuzluklar sonucunda artık sizlere olan gönül bağımı kaybetmiş bulunmaktayım.
Yaşamış olduğum durumu kısaca özetlemek istiyorum. İlgili şikayetimde belirttiğim ses kayıtlarını ve görüntüleri izleyerek konuya vakıf olabilirsiniz.
Bu konuda sizlere yazmış olmam; ilgili personele ceza vermeniz için değildir; ki ben onu Allaha havale ettim, elinde imkan olduğu halde inisiyatif kullanmadığı için.
Bakın ben tıp doktoruyum ve Bursa’da yaşıyorum. Çok sevdiğim teyzemin oğlunun kalp krizi sonrası Malatya’da yoğun bakıma yatırıldığını öğrendim ve o andan itibaren oraya ulaşabilmek için en güvendiğim havayolu şirketi olan Pegasus’tan bilet aldım ve yola çıktım. Fakat maalesef havanın yağışlı olması ve navigasyonun beni alternatif yollara sokması nedeniyle uçağı kaçırdım. Bu hususta çağrı merkezinizi de aradım üstelik. Durumu belirttim ama orada sorunun büyüğü bendeydi ve bu konuda bilet paramı iade etmemeniz ve/veya yeni bilette hiç bir katkı yapmayarak fırsatçılık yapmanıza rağmen (bu paranın size helal olduğunu düşünmüyorsunuzdur inşallah) şikayetçi değilim.
Bu uçağı kaçırıp bileti yaktıktan sonra ben yolda iken yeni biletimi kardeşim satın aldı ve bana gönderdi. Mevcut durumun can sıkıcılığı ile sağlıklı uyku da uyuyamadım.
17 Kasım sabah 7.20 Elazığ uçağına binmek üzere sabah erken saate havalimanına geldim, saate bakmadım bu sebeple tam saati belirtemem. Kuyruğa girdiğim saat görüntülerde vardır. Giriş yoğunluğunu aştıktan sonra panoda yazılı H sırasına gittim, aşırı bir kalabalık ve sıra vardı. Ben de olması gereken gibi sıramı bekledim ve aklım hasta kuzenimdeydi. Başka hususlar ve görüşmeler yapmam gerekiyordu.
Sıra bana geldiğinde gişedeki arkadaş check-in süresinin 5 dakika ile kapandığını söyledi, durumumu anlatınca beni 11 numaraya superviserinıza yönlendirdi.
İsminin Ş. Ç. (şikayetimde açıkça yazılı) olduğunu daha sonra öğrendiğim hanımefendi, kurallar gereği beni uçağa almayacağını ifade etti.
Ben kendisine doktor olduğumu, kendisinin inisiyatif alabileceğini söylememe rağmen olumsuz yaklaştı. Benim hastaya yetişmem gerektiğini ve önemini belirtip yetkili birilerini ya da pilotu arayıp izin almasını talep ettim. Yanımda üstelik sadece uçağın içine alacağım çantam vardı. Kendisi 15 dakika sonra kapının kapanacağını söyledi, ben de yetişeceğimi ifade ettiysem de tüm uyarılarıma karşın binebileceğim uçaktan beni alıkoydu. Kendisine gecikmemin sebebinin sizin check-in kuyruğunuzun olduğunu da defalarca söyledim üstelik.
Gelelim işin kurallar boyutuna…
Sevgili yöneticiler,
Kurallar eğer insani boyutun dışına çıkmış ise inanın bundan sizler zararlı çıkacaksınız.
Gişelerinizdeki kalabalığın fotoğraflarını o tarihteki kameralardan görebilirsiniz. Çözüm üretmesi gereken makamlarda bahane üretenleri oturttuğunuz sürece gelmiş olduğunuz zirvelerden de aynı hızla düşeceğinizden emin olabilirsiniz.
Orada sıra beklerken check in süresi bitmeye yakın olan uçuşun gerek elektronik, gerek sözlü anonsu geçilip mağduriyetin önüne geçilebilirdi. Benzer bir örnek; sizin görevliniz yaptı, Avusturya uçağı için akşam yolcusu varsa sabah uçağına alabiliriz diye bağırınıyordu ortalıkta.
Sizin yetkilileriniz sabah yoğunluğuna önlem almayı beceremiyorlarsa çekilsinler bu işi yapabilecek görevliler gelsin. Benim bir haftamı almaz bu duruma çözüm getirmek, yeter ki sizin de niyetiniz olsun. Ama insanların tepkisizlikleri sizlerin de uyumasına sebep oluyor.
Ayrıca çalışanlarınıza vicdanlarını kullanma yetkisi vermiyorsanız gün gelir aynı vicdansızlıkla imtihan olursunuz. Sanmayın ki bu gidişle her zaman zirvelerde olacaksınız. Güler yüzlü ve vicdanlı yeni bir şirket çıkar ve siz onları sadece izlersiniz.
Bu durum ayrıca YETER Kİ UÇMAK İSTE sloganınızla da ne kadar uyumlu değil mi?
Ben Longe’de oturmuş diğer havayolu uçuşumu bekliyorum; şunu bilin ki beni kaybettiniz ve emin olun her geçen gün bu gidişle kaybedeceksiniz.
Sizlere iyi çalışmalar dilerim. (Ya da uykular mı dilesem…)
Saygılarımla…
Dr. Sadettin Sadi SESLİ