Anadolu’da şöyle bir söz vardır. Gurbetteki eşini özleyen gelin çocuğuna “gel babası gel”diye çağırtırmış derler. Acaba birileri anayasanın 4. Maddesi üzerinden utanmadan 85 milyona hakaret ederek neyi amaçlıyor. İç savaş mı dediniz. Kırk yıldır dağlarda elde edemediğinizi mecliste şark kurnazlığı ile mi elde edeceksiniz? Haydi ordan başka kapıya. Burası sizin kafanıza göre operasyon yapacağınız bir ülke değil. Sınırları cetvelle çizilmiş ülke hiç değil. Malazgirt’ten bu yana 42 milyon şehidin kanıyla sulanmış mukaddes bir vatan parçasıdır.
Sade bir vatandaş olarak böyle bir projeye asla destek vermem söz konusu dahi olamaz. Çünkü bu sinsi planın geri planında ana dilde eğitim, özerklik ve federasyon gibi daha bir çok talep gelecektir. Hiç boşuna heveslenmeyin. Biz sizi çok iyi tanıyoruz Maşası olduğunuz yerlere umduğumuz bulamadık deyin.
Anayasanın ilk dört maddesi Türk olmayan herkese batıyor nedense. Böyle bir değişiklik demek Türkiye Cumhuriyeti’nin ruhuna Fatiha demektir.
Bu ülkenin namuslu gazetecileri, siyasetçileri ve sivil toplum kuruluşları yürekli aydınları,üniversiteleri,sendikaları lütfen sizde sesinizi yükseltin. Şimdi susarsanız yarın konuşmanıza kimse müsaade etmez.
Seçim zamanı piyasaya çıkan kuyruklu yıldız misali ortada bir daha görünmeyen siyasi partiler nerdesiniz?
Hani Tanrı dağı kadar Türk, Hira dağı kadar müslümanız diyen ve Türk milliyetçilerinin oylarıyla meclise giren siyasi partiler yoklama zamanı haydi çıkıp burdayız deyin. Biz varken kimse böyle bir şeye bırak teşebbüsü niyet bile edemez deyin haydi neyi bekliyorsunuz?
Ben siyaset yapmıyorum bu yüce milletin reflekslerini dile getiriyorum.
Allahaşkına memleketin çözüm bekleyen onca sıkıntısıngiderildi de bir tek anayasa mı kaldı?
İşsizlik bitti, ekonomi fazla verdi, milli gelirimiz 25 bin dolara mı yükseldi?
Adalet tıkır tıkır işliyor, eğitimde dünya lideri mı olduk? Kadın ve çocuk cinayetleri sıfıra mı indi?
Sınırlarımızdan kuş uçmuyor ama milyonlarca sığınmacı yürüyerek geliyor hatta maaş bile alıyor.
Nüfüs artış hızımız durma noktasında, gençlerimiz evlenmeye korkuyor, Beyaz yakalılarımız ilk fırsatta yurt dışında kendilerine istikbal arıyor. Bunlara çözüm bulun önce
Ormanlarımız cayır cayır yanıyor, tarlalar ekilmez oldu, hayvancılık sektörü can çekişiyor.
Sanayide peşpeşe konkardoto ilanları ve fabrikaları yurt dışına taşıma telaşı tam gaz devam diyor.
Ama bir avuç tuzu kurunun keyfi yerinde.
Elin oğlu yarım milletvekili ile meclise girip kendi ezberlerini aklınca millete dikte ettirmeye cüret ediyor.
Bizim iltica edeceğimiz başka bir vatanımız yok ,cebimizde başka ülke pasaportu taşımıyoruz. 1699 dan beri 16 milyon kilometre kareden kala kala 783.562 km kare kaldı onu da kimsenin gül hatırına feda edemeyiz. Doğrudan başarılı olamayanlar,güreşte olduğu gibi arkadan dolanmak diye tabir edilen yöntemlerle amacına ulaşmasına seyirci mi kalacağız, asla ve kat’a.
Herkes edebini ve haddini bilsin. Eskiler islamın şartı beş altıncısı haddini bilmektir derler. Umarım bu hadsizlere meclis kürsüsünden anladığı dilden haddini bildirecek bir vatan evlâdı çıkar.
Sanırsın ki burası kel Ali’nin bağı. Adam yüksek perdeden atıp tutuyor. Kusura bak burası babanızın çiftliği değil. Türk milletinin sinir uçlarıyla daha fazla oynama.
Ahmağa anlatır gibi anlattım. Ben bir öğretmenim anlamayan varsa tekrar anlatayım.
Ne Mutlu Türk’üm diyene!