SPARTAKUS; kölelerin, efendilerine ve egemen sınıflara karşı ilk ayaklanışını gerçekleştiren cesur yürekli bir gladyatördür. Özgürlüğü için Roma İmparatorluğu’na karşı isyan etmiştir. SPARTAKUS’ün gayesi zulüm gören köleleri özgürlüğe kavuşturmaktı. (MÖ.111 Trakya – MÖ.71 İtalya)
SPARTAKUS’ün doğduğu yerin günümüzde Güneybatı Bulgaristan’da bulunan Sandanski bölgesi olduğu düşünülmektedir.
Trakyalı köle SPARTAKUS, bir savaşta Romalılara esir düşünce, Roma’da köle olarak bir gladyatör okulunun sahibine satılmış ve gladyatör olarak yetiştirilmiştir. SPARTAKUS’ün amacı buradan kaçıp İtalya’da bir ayaklanma başlatarak tüm köleleri özgürlüklerine kavuşturmaktı. Başarıya ulaşırsa, bütün kölelerin özgürce yaşayacağı bir düzen kurmak istiyordu.
Gladyatörler, çok kötü şartlar ve ağır koşullarda yaşıyorlar ve çeşitli savaş teknikleri ile eğitilip vahşi hayvanlarla yarıştırılıyorlardı.
Tüm kölelerde olduğu gibi SPARTAKUS‘un vücudundaki damga da onun devamlı bir köle olarak kalacağının işaretiydi.
Gladyatör okulundan kaçan SPARTAKUS ve arkadaşlarına kısa sürede yüzlerce köle katılarak silahlı bir güç oluşturmuşlardır. Romalıların 3.000 kişilik ordusunu yok etmişlerdir. Elde ettikleri silah ve malzemeyi binlerce köleyi silahlandırmak için kullanmışlardır. Evet, kutsal Roma, SPARTAKUS önderliğindeki kölelere ilk kez yenilmiştir. SPARTAKUS, binlerce köleye umut ışığı olmuş ve kölelerden kurulu ordunun başına geçmiştir.
SPARTACUS, Romalılardan nefret ediyor, özgürlüğü seviyordu. İtalya’yı kasıp kavuran bu isyan, daha sonraki benzer girişimler için bir ilham kaynağı haline gelmişti.
Romalılar, Güney İtalya’yı SPARTAKUS’a terk ederek geri çekilmişlerdir. En önemli amacı, sivilleri savaşın vahşetinden korumaya çalışmaktı. Bazı köleler yağmacılık yapmakta, masumları öldürmekte ve köyleri ateşe vermekteydi. SPARTAKUS’ün hiç de istemediği olay; ezilenlerin ezmeye çalışmalarıydı.
SPARTAKUS, Roma ordusunu perişan ettikten sonra bütün kölelerin özgürlüğünü ve eşitliğini ilan etmiştir. Altın ve gümüş biriktirmeyi, yüksek fiyatla mal satmayı yasaklamıştır.
SPARTAKUS, Kuzeye Alpler’e doğru ilerleyerek, kendi yurdu olan TRAKYA ve Galya’ya ulaşmayı amaçlamıştır.
SPARTAKUS, Romalılar ile giriştikleri büyük bir savaş sonunda yenilgiye uğramış ve Romalılar 3 yıl kadar süren bu ayaklanmayı bastırmışlardır. Evet, uzunca bir süre SPARTAKUS’ü takip eden Romalılar, Trakyalı SPARTAKUS’ü mağlup etmişlerdir.
60.000 köle, Romalılar tarafından çarmıha gerilerek öldürülmüş ve özgürlük timsali SPARTAKUS’ün cesedi bulunamamıştır.
‘’Bu dünyadan özgür bir adam olarak gitmek kadar büyük bir zafer yoktur’’ sözünün sahibi SPARTAKUS, öyle de gitmiştir.
SPARTAKUS hareketi, kendinden sonra gelen başkaldırmalara esin kaynağı olmuştur. Esarete karşın ölümü tercih etmesi ve ezilen sınıfların önderi olması SPARTAKUS efsanesinin günümüze kadar gelmesini sağlamış ve bence en önemlisi ezilen sınıflar hep onu hatırlamıştır…
Özgürlüğüne düşkün olan yüce Türk Milleti, Çanakkale Savaşı’ndan Kurtuluş Savaşı’na kadar geçen süre içerisinde emperyalist ülkelerin yok etme çabalarına, canları pahasına izin vermemiştir.
SPARTAKUS’un özgürlük uğraşısı ile mehmetçiğimizin emperyalizme karşı verdiği mücadeleler tarih sayfalarındaki özgün yerini almıştır. Özgürlüğün elbette bir bedeli vardır ve bu bedeli tüm özgürlük sevdalıları ödemişlerdir.
Mustafa Kemal Atatürk’ün, 1934 yılında Çanakkale Savaşı’nda ölen ANZAK askerlerinin, (Avustralya ve Yeni Zelanda’dan toplanan askerler) annelerine hitaben yazdığı mektubu tarihe damgasını vurmuştur.
ATATÜRK; “Bu memleketin topraklarında kanlarını döken kahramanlar! Burada, dost bir vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükun içinde uyuyunuz. Sizler, mehmetçiklerle yan yana koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve rahat uyuyacaklardır. Onlar bu topraklarda canlarını verdikten sonra, artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.”
Savaşın galip liderinin beyan ettiği ‘’insancıl, hoş görülü, gönül alıcı ve barış’’ dolu bu mesajı tüm liderlerine örnek olmalıdır diye düşünüyorum. Liderlerin ve politikacıların öncelikle sağduyu ve hoşgörüye sahip olmaları, ötekileştirici ve ayrıştırıcı söylemlerden uzaklaşarak dünya barışına katkıda bulunmaları gerekmektedir.
Dünya barışına en büyük katkıyı yapan başta, MUSTAFA KEMAL ATATÜRK, silah arkadaşlarını ve tüm şehitlerimizi saygı ve rahmetle anıyorum!!!
Bu dünyadan özgür bir adam olarak gitmek kadar büyük bir zafer yoktur.
Kemal Abim..çok haklısın…. tesekkürler..
Yine çok güzel bir yazı !!
Barış’çığım.. teşekkürler. ..selamlar..
Spartaküs’den Atatürk’e …
Harika bir yazı.
RAKI Kardeşim… Ankara’ya selam olsun…
RAJİ Kardesim teşekkürler. .. Ankara’ya selam olsun..
Her zaman ki gibi halikulade bir yazı…
Ahmet Kardeşim… selam olsun…
Barış’çığım.. teşekkürler. ..selamlar..
RAJİ Kardesim teşekkürler. .. Ankara’ya selam olsun..
Tansel bey kalemine sağlık Spartaküs ve Atatürk eşlemesi harika olmuş.Keşke bunu politikacılar da anlayabilse…
Fikret Kardeşim… selam olsun….Everest’e iyi yolculuklar….