Dışarıdan fark edilmesi kolay ve çözümü de genellikle oldukça basit olan bir sağlık sorunundan bahsetmek istiyorum bu makalemde. Birçoğunuz şimdi anlatacağım tabloyu izlemiş ya da bizzat yaşamış olabilirsiniz. Bu tablodaki belirti veya yakınmaların hepsi birden olmayabilir.
Örneğin, birinin aniden ellerinin titremeye başladığına, elinin ayağının buz gibi olduğuna, boncuk boncuk terlediğine, ağzından anlamsız sözler döküldüğüne, durup dururken şaşkın veya sinirli bir hale geldiğine tanık oldunuz mu hiç?
Böyle bir durumla karşılaştığınızda şeker düşmesi ihtimali mutlaka akla gelmelidir. Bu kişi baş ağrısı, baş dönmesi ve çarpıntıdan yakınıyorsa, acıktığını söylüyorsa ve rengi solmuşsa büyük olasılıkla şekeri düşmüş olabilir. Kesme şeker veya şekerli içecek vererek böyle bir hastayı iyileştirmiş olanlar da vardır şu anda bu satırları okumayı sürdürenler arasında.
Hipoglisemiye bazen o kadar da kolay çözüm bulunamaz. Acil tıbbi müdahale gerekebilir. Müdahalede gecikme olduğunda nöbetler başlayabilir, kalp ritminde bozulma, kalp krizi, göz içi kanaması ve hatta koma bile görülebilir. Özellikle yaşlılarda uzun süren şeker düşüklüğü hayati tehlike yaratabilir.
Şeker düzeyinin 50 mg’ın altında olması, hipoglisemiye ait belirtilerin varlığı, şeker veya şekerli sıvı ile düzelme olması tanı için yeterlidir.
Tedavi ve takibi iyi yapılmayan ve şekeri genellikle yüksek seyreden şeker hastalarında 50 mg’ın çok üstünde de hipoglisemi bulguları görülebilir. Örneğin; şekeri 300’lü, 400’lü sayılardan aniden örneğin 150’ye düşen bir hastada da hipoglisemiye ait bulgular görülebilir.
Uzun yıllardır şeker hastalığıyla yaşayan bazı hastalar zamanla gelişen ve nöropati adı verilen sinir hasarı nedeniyle şeker düşmesini hissedemeyebilir. Kullandıkları bazı ilaçlar, örneğin beta bloker adı verilen bir grup ilaç da bu olumsuzluğa katkı yapabilir.
Şeker hastalığı hipogliseminin tek değil ama en sık görülen nedenidir. Şeker hastaları öğünlerin gecikmesi, ara öğünlerin ihmali, yetersiz beslenme, ağır egzersizler, aşırı alkol, kullanılan insülin veya ilaç dozunun yüksek olması gibi nedenlerle hipoglisemiye girebilirler. Kilo kaybı, adet dönemleri ve doğum sonrası dönemde de şeker düşmesine rastlanabilir. Eski şeker hastalarında mide boşalmasında gecikme olması da şeker düşmesine neden olabilir.
Türk Endokrin ve Metabolizma Derneği şeker hastalarındaki hipogliseminin tedavisi için şu önerileri yapmıştır:
Şeker hastalığı olmayıp tokluk sırasında görülen hipoglisemiler (Reaktif hipoglisemiler) için üç örnek vermek istiyorum:
Şeker hastası olmayanlardaki hipogliseminin acil tedavisi şeker hastalarındaki gibidir. Fakat önemli olan altta yatan neden neyse onu bulup tedavi etmektir.
Selam ve saygılarımla…