Sokağın sesini duyan var mı?

Yayınlama: 20.11.2025
A+
A-

Mahalli ölçekte bile vatandaşın sesini yetkililere duyurmak o kadar zor ki yazılı ve görsel basın aracılığı ile dile getirdigimiz konulara muhatap bulamazken ulusal manada
vatandaşın dilek ve şikayetlerini duyup gereğini yapacak makam ve merciyi Diyojen gibi fenerle arar olduk.
Sokakta ,kahvede veya başka bir yerde vatandaşın en büyük sıkıntısı geçimdir.Semt pazarında yahut herhangi bir markette bu hafta aldığın ürünü haftaya aynı rakama almak imkansız.
Daha ilginci her zaman dostlarla oturup birşeyler içip sohbet ettiğimiz çay bahçesinde bir gün önce 15 TL ye içtiğimiz kuş burnunu bir gün sonra 30 TL ye içmek zorunda kaldık. %100 lük zamma bir türlü anlam veremedik.
Haklı olarak o mekana uğramayı bıraktık.
Şu özellestirilen GSM operatörlerinin insafsız zamlarını anlatmaya dahi gerek duymuyorum.
Ev kiralarını karşılayamayan emekli maaşları tam bir facia.
Üç evladini üniversitede okutmuş biri olarak diyorum ki şimdi olsa tek maaşla başka sehirlerde çocuk okutmak tamamen imkansız hatta hayal ötesi
Hazine bakanına sesimiz duyulur mu bilemem.Akaryakıt,elektrik doğalgaz gibi temel girdilere zam yaparken vatandaşın ne hissettiği umursanmazken asgari ücrete gelince kılı kırk yarmak nasıl bir duygu nasıl bir vicdan merak ediyorum.
Örneğin tarlada beş liradan alinan marulun Pazar tezgahında elli lira olması akıl alır gibi değil. Piyasa serbest ama asgari ücretli,emekli ve memurlar serbest artışa tabi değil. Her iki senede bir oturup toplu sözleşme pazarlığı yapana kadar dolara endeksleyin ve bu dertten kurtulun.Boylece sendikalara da gerek kalmaz. İşci ve memur sendikaları koltuklarını korumak yahut gelecek seçimlerde bir yerlere aday olabilmek için iktidarı kızdırmamaya azâmi özen gösteriyorlar,toplu görüşme masasında uysal kedi olanlar enflasyon hesapları tutmayınca güya memur ve emeklisi geçinemiyor oranlar güncellensin kaabilinden gaz alma halaskar gazi görünme derdine düşüyorlar. Biz durumun farkindayiz Gülhane parkında lakin polis farkında değil.
Hani meşhur bir olay anadolunun bir şehrine televizyon cihazı gelir. Satıcı ürünü satmak için işte sanatçıları göreceksiniz deyince vatandaş Zeki Müren de bizi görecek mi der. Demem o ki bizlerin yaşadığı hayat pahalılığını TÜİK de görecek mi?
Mevcut şartlarda sürdürülebilir bir rakam değil,enflasyon karşısında lodos yemiş kar gibi eriyen maaşlar sabredin şükredin telkinleriyle olacak iş değil.
Zamanın birinde evladi ölüm döşeğinde yatan baba son olarak dini vecibeler için hoca davet eder.Hoca efendi gayet güzel sesiyle başlar okumaya.Acılı baba dayanamaz ” hocam güzel güzel okuyorsun da evladım ölüp gidiyor demiş.”
Kimse Almanya bizi kıskanıyor falan diye anlatmasin. Avrupa’nın emeklisi Ülkü ülke gezerken bizim emeklimiz market market indirim kovalıyor.Bu mu kıskanılan durum?
Biraz insaf lütfen artık duyun sokağın ızdırabını.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.