Üç aylık şeker…

A+
A-

Kan şekerinin son iki üç ay boyunca nasıl bir seyir izlediğini ön görmek için yararlanılan, şeker hastalarının adını çok iyi bildiği HbA1c’den bahsetmek istiyorum bu makalemde. Başlığa bakmakla yetinmeyip makalemin tamamını okursanız HbA1c için kullanılan geriye doğru üç aylık şekerin ortalaması şeklindeki bir tanımlamanın, kestirmeden söylenen yetersiz bir tanımlama olduğunu fark edeceksiniz.

Öncelikle belirtmek isterim ki, şeker hastalığının neden olabileceği organ hasarı riski ile HbA1c değeri arasında çok yakın bir bağlantı vardır. Örneğin HbA1c değerinin 8 den 7’ye düşürülmesi diyabete bağlı ölümlerin % 21 oranında azalması demektir. Sadece bu kadarcık düzelme, kalp krizi riskini % 14 oranında azaltırken, göz ve böbrek damarlarını ilgilendiren hastalıklara ait riskler yani retinopati ve böbrek yetmezliği riski ise % 37 oranında azalır. Okurlarıma aktarmak istediğim en önemli bilgi budur.

Biraz daha meraklı veya sabırlı olanlar ise makalemin bundan sonraki satırlarında bu testin anlamını, nasıl değerlendirilmesi gerektiğini, hatalı olarak yüksek ya da hatalı olarak düşük değer bulunmasının, yani yanıltıcı faktörlerin neler olabileceğini bulacaklar.

HbA1c hem açlık, hem de tokluk kan şekerinin seyri hakkında fikir verir bize. Bu değerin oluşmasına şekerin son bir aydaki seyri % 50 oranında etki eder. Ölçümden önceki 2. ayın katkısı % 20, ölçümden önceki 3. ayın katkısı ise % 10 kadardır. HbA1c arttıkça açlık şekerinin, normale yaklaştıkça tokluk şekerinin katkısı daha ön plandadır.

Sadece HbA1c değerine bakarak, şekerin çok yüksek değerlere çıkıp çıkmadığını, ya da çok düşük değerlere inip inmediğini net olarak anlayamayız. Bu tür şeker dalgalanmalarının sebep olabileceği riskleri ön görmemiz için HbA1c değeri bize yardımcı olmaz. Özellikle hipoglisemi (şeker düşmesi) ya da ağır bir yemekten sonra yaşanabilecek aşırı şeker yükselmesinin varlığını bu testin sonucuna bakarak söyleyemeyiz. Bunun için en güvenilir yol şeker takibidir.

HbA1c değeri şekerdeki günlük değişimler ya da dalgalanmalar hakkında bilgi vermese de düşük düzeyde tutulabildiğinde böbrek, göz ve sinir sisteminin hasar görme riski (mikrovasküler komplikasyonlar) daha düşük olur. Yüksek kan şekeri kalp hastalıkları için bir risk oluşturduğuna göre HbA1c yüksekliğinde kalp hastalığı riskinin arttığını da söyleyebiliriz.

HbA1c aslında çok tanıdık iki molekül olan şeker ile, kana kırmızı rengini veren hemoglobin isimli proteinin birleşmesinden oluşur. Hemoglobinin yüzde olarak ne kadarı şekerle birleşmişse HbA1c değeri odur. Şeker ne kadar yüksek seyrederse hemoglobine bağlanma yüzdesi de o kadar yüksek olur. Bu bağlanma geri dönüşümlü değildir. Şeker molekülleri kırmızı kan hücrelerinin ömrü bitinceye kadar yani iki üç ay orada kalır.

Türk, Avrupa ve Amerikan Diyabet cemiyetleri, HbA1c için bazı aralıklar belirlemiştir:

1) HbA1c 5,7 den düşük olmalıdır.

2) HbA1c 5,7 ile 6,49 arasında ise prediyabet (gizli şeker) kabul edilir.

3) HbA1c 6,5 ve üstünde ise diyabet tanısı konur.

Diyabet tanısı konduğunda hedeflenen HbA1c değeri kişinin yaşına ve eşlik eden diğer hastalıklara göre değişebilir. Genellikle 6,5 ile 7 arasındaki değerler hedeflenir. İleri yaştaki kişiler, özellikle ciddi koroner arter hastalığı ve kalp yetmezliği olan yaşlılar, şeker hastalığı süresi uzun olup sık hipoglisemi yaşayan ve hipoglisemiye karşı duyarsızlaşmış kişilerde 6,5 – 7 gibi değerler risklidir. Bu tür durumlarda HbA1c değerinin 7,5 – 8, hatta 8,5 düzeyinde tutulması önerilir.

Bu konuda yapılan standardizasyon çalışmalarına rağmen HbA1c değerleri laboratuvardan laboratuvara zaman zaman 0,5 kadar bir değişiklik gösterebilir.

HbA1c, hem kırmızı kan hücrelerinin yaşam süresi, hem de her bir hücreye bağlanan şeker miktarıyla bağlantılı bir değerdir. Böbrek hastalıkları, hemoglobin yapım bozukluklarına bağlı bazı anemiler, bazı ilaçlar ve vitaminler kırmızı kan hücrelerinin yaşam süresini etkiler. Bu durumlar yanıltıcı HbA1c değerlerinin ortaya çıkmasına neden olur.

Amerikalı ünlü Endokrinoloji Uzmanı Dr. Irl Hirsch, HbA1c ölçümlerinde yanıltıcı bilgi alma oranının % 14 ile % 25 arasında değişebileceğini öne sürmekte.

Bir örnekle durumu anlatmak istiyorum: Gece gündüz sürekli kan şekeri takibi yapılan bir kişide, şeker ortalaması 140, HbA1c düzeyi 8 bulunurken, diğer bir kişide ortalama kan şeker düzeyi 220 iken bile HbA1c düzeyi 8 bulunabilir. Bu farklılık kırmızı kan hücrelerinin yaşam sürelerindeki farklılıktan kaynaklanır. Diğer bir anlatımla, örneğin HbA1c düzeyi 8 ölçüldüğünde bu sonuç bir hasta için ortalama 140 mg seyreden şekeri işaret ederken, diğer bir hasta için ortalama 220 mg seyreden bir şekeri işaret edebilir.

Tedavi edilmemiş demir eksikliği anemisi ve B 12 vitamini eksikliği anemisinde HbA1c değeri olması beklenenden daha yüksek bulunur. Anemi tedavi edildiğinde HbA1c değerinde düşme olur.

Böbrek yetmezliği, tiroid tembelliği (hipotiroidi), trigliserid yüksekliği, kronik alkolizm, yüksek dozda aspirin kullanımı, sarılık, haşhaştan elde edilen maddelerin kullanımı gibi durumlarda da HbA1c değeri, şekerin seyrine göre beklenenden daha yüksektir.

Orak hücreli anemi ve Akdeniz anemisi taşıyıcılığı adı verilen adı verilen hemoglobin yapım bozukluklarında, kan hücrelerinin parçalanmasına yol açan anemilerde ve gebelikte ise HbA1c değeri beklenenden daha düşük bulunur.

Özetle belirtmek isterim ki, HbA1c tanı ve takipte oldukça önemli bir test olmasına rağmen değerlendirilmesinde dikkate alınması gereken pek çok ayrıntıyı da göz ardı edemeyiz.

Selam ve saygılarımla…

Yazarın Son Yazıları
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

Clicky