‘’Hiç şüphe etmemelidir ki yeni Türk devletinin genç Türkiye Cumhuriyetinin temelleri burada atıldı. Ebedi hayatı burada taçlandırıldı. Bu sahada akan kan Türk kanları bu semada uçuşan şehit ruhları devlet ve Cumhuriyetimizin ebedi muhafızlarıdır.’’ (Zafertepe,30 Ağustos 1924)
Gazı Paşa’ nın 19 Mayıs 1919’ da Samsun’ dan fitilini ateşlediği, bütün imkansızlıklarına rağmen Türk devletinin baştan yaratılışının hikayesidir milli mücadele.
Ulu önder komutasındaki Türk ordusunun ” Ya istiklal, ya ölüm” diyerek 26 Ağustos 1922’ de başlayan zorlu mücadelesi 30 Ağustos’ ta büyük bir zaferle sonuçlanan Büyük Taarruz en büyük kahramanlık destanlarımızdan biridir.
Milli Mücadelenin kilit taşı, 23 Temmuz 1919 tarihinde yayınlanan Erzurum Kongresi bildirisinin 3. Maddesinde ‘’ Ulusal kuvvetleri etken ve ulusal iradeyi egemene kılmak esastır.’’ kararı egemenliğin halk iradesinde olacağını gösterir.
Milli mücadelenin amacı; egemenlik, bağımsızlık ve istikbaldir.
Genç-yaşlı, kadın-erkek, çoluk-çocuk demeden, milli birlik, beraberlik ve vatanın bölünmezliği uğruna dayanışma ruhu içinde cepheden cepheye koşan, geri dönmeyi düşünmeyen kahramanlarımız vardır bizim. Ayrıştırmadan, bölüştürmeden tüm ülke insanı el ele düşmana karşı dik duruşlarıyla kahramanlık dersi vermiştir tüm dünyaya…
Bütünüyle kahraman olan Türk milleti cesaretini göstermekten çekinmemiştir.
‘’ Kadın gücün en büyük sembolü neslin devamını sağlayan varlık ve yüze konan minik tebessümdür. Türkiye Cumhuriyeti geçmişten günümüze destansı hayatları pes etmeyen çevreleri ve fedakârlıklarıyla adlarını yüzyıllar geçse de unutturmayacak çok kadınla karşılaşmıştır.’’ Akademi.edu.tr
‘’Dünyada hiçbir millet kadını ’ Ben Anadolu kadınından fazla çalıştım. Milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar emek verdim ‘ diyemez.’’
Nezahat Onbaşı, Şerife Bacı, Kara Fatma, Halime Çavuş, Gördesli Makbule, Tayyar Rahime bunlardan birkaçıdır. Bazen bir erkek kadar cesur olup, erkek kılığına girmek zorunda kalıp savaşmış, bazen askerin karnını doyurmuş, bazense yarasını sarmıştır Türk askerinin, vatan uğruna canını feda eden kundakta ki bebelerin, 15’ liklerin anası… Kimlerin bacısı, yâri, yarenidir Milli mücadeleden günümüze destan yazanlar.
”Vatan mutlaka selamet bulacak, millet mutlaka mutlu olacaktır. Çünkü kendi selametini, kendi saadetini memleketin ve milletin saadeti ve selameti için feda edebilen vatan evlatları çoktur. (Nisan 1922)
Yaşasın Kuvayı Milliye diyen Mustafa Kemaller!! Atatürk’ ün izinden giden, onun yolundan şaşmayan vatanı selamete erdirecek olan vatan evlatları sizler çok yaşayın…
”Milli müdafaamızı; düşmanların bayrakları, babalarımızın ocakları üstünden çekilinceye kadar terk edemeyiz. İstanbul mabedleri etrafında düşman askerleri gezdikçe, öz vatan toprakları üstünden yabancı adamların ayakları çekilmedikçe biz mücadelemize devam etmeye mecburuz. Kendi hükümetimizin idaresi altında bedbaht ve fakir yaşamak, yabancı esareti bahasına nail olcağımız huzur ve mutluluktan bin kere üstündür.(1920)
‘’Artık kadın-erkek yok artık İstiklal var.’’ Der Kara Fatma. Bu sebepledir ki; milli müdafaa için kadın erkek ayrımı yoktur! Her karışı kanla canla kazanılmış bu topraklara sahip çıkmak her Türk vatandaşının borcudur; hem Başkomutan Gazı Mustafa Kemal Atatürk’ e hem de milli mücadele şehitlerine!
Kuvayı Milliye ( Milli Kuvvetler) ‘’ 1920 Kasımında düzenli ordu kuruluncaya kadar düşmana karşı sivil ve asker görevlilerin halkın efelerin dağınık gruplar halinde Yunan işgaline karşı yaptıkları savaş ve bu savaşa katılan birlikler’’ demektir. (Atatürk ün Söylev ve Demeçleri)
Evet, bu vatan sahipsiz değil. Kuvayı Milliye ruhunu taşıyan; Sütçü İmamlar, Kubilay teğmenler, Seyit onbaşılar, Kara Fatmalar, Halide Edipler asla bitmez bu ülkede! Geleceğimiz gençlerimize bırakacağımız bu güzel, özgür ülkenin askerleri biziz. Atatürk’ ün bizlere emanet ettiği ülkeye, devrimlerine ve Cumhuriyete bizler sahip çıkacağız. Yılmadan, yorulmadan, gerekirse her fırsatta, her zaman yeniden başlayacağız.
Özgürlük savaşımız adını bile unuttuğumuz kahramanlarımızla doludur. Onlardan kalan birkaç resim, bir gazetenin köşesinde ya da bir kitabın sayfalarında yazan isimlerinden ibaret olmamalı, gelecek nesillere özenle aktarılmalı bu destansı tarihimiz!
Milli mücadele direnişinin başladığı ilk günden, zaferle sonuçlanan son güne kadar mücadelenin içinde yer almış Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve tüm Cumhuriyet askerlerinin önünde saygı ile eğiliyor, onları minnetle anıyoruz.
30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun.
Sevgi ile kalın.
Arkadaşım, artık öyle bir duruma geldik ki artık her daim ‘Ya İstiklal Ya Ölüm’ emeklerine sağlık…