Beslenmede yağın yeri konusunda büyük tartışmalar var bildiğiniz gibi. Zeytinyağı bu tartışmalara asla dahil edilmiyor. Değerli bir besin maddesi olduğu eski çağlardan beri bilinen bu yağın yararları bilimsel olarak da birçok çalışma ile kanıtlanmıştır.
Bugünkü yazımda zeytinyağının yararlarını özetlemek istiyorum sizlere.
Yaklaşık dörtte üçü oleik asit adı verilen bir yağ asididir. Bu yağ asidi mikrobik olmayan yangısal süreçleri yavaşlatıcı bir özelliğe sahiptir. Zamanı durdurmak ve damar sertliği isimli makalelerimde anlatmış olduğum gibi, yangısal süreç kalp damar hastalıkları, şişmanlık, Alzheimer hastalığı, hatta kanser dahil birçok hastalığın sinsice başlamasına ve ilerlemesine yol açar. Dolayısıyla zeytinyağı bu tür kronik hastalıklardan korunmamızda dost cephede savaş verir.
Damar sertliği isimli yazımda anlatmış olduğum gibi, kolesterol oksitlenmesi, yani bir bakıma paslanması durumunda zararlı hale gelir. Zeytinyağında bulunan ve anti oksidan adı verilen maddeler, özellikle de oleocanthal isimli bir madde bu süreci de yavaşlatır.
841 bini aşkın kişiyi kapsayan bir çalışmada zeytinyağı ile hayvanlardan veya başka bazı bitkilerden elde edilen farklı tipteki tekli doymamış yağ asidi içeren yağların kullanımı kıyaslanmış. Felç görülme ihtimali zeytinyağı tüketenlerde % 17 daha düşük bulunmuş.
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre halen Dünya’daki en sık 10 ölüm nedeni arasında kalp hastalıkları birinci sıradadır. Akdeniz çevresinde yaşayan insanların dünyanın geri kalan bölgelerine göre kalp hastalıklarına yakalanma ihtimallerinin çok daha az olmasında Akdeniz diyetindeki en önemli unsurlardan biri olan zeytinyağının katkısı uzun yıllardan beri bilinmektedir. Yangısal süreci yavaşlatarak, kolesterolün oksitlenmesini azaltarak, kanın pıhtılaşma hücrelerine etki edip gereğinden fazla yani istenmeyen düzeyde pıhtılaşma olmasını engelleyerek bunu başarır.
Dünyadaki en yaygın hastalıklardan biri olan Alzheimer hastalığının en belirgin özelliklerinden biri beyinde beta amiloid adı verilen bir maddenin birikmesidir. Farelerde yapılan bir çalışmada beyinde biriken amiloidin oradan uzaklaştırılmasında zeytinyağında bulunan bir maddenin işe yaradığı belirlenmiştir.
522 kişiyi kapsayan ve 6,5 yıl süren bir çalışmada ise zeytinyağı tüketimi ile beyin fonksiyonlarında iyileşme olduğu belirlenmiştir.
418 kişiyi kapsayan bir çalışmada zeytinyağının tip 2 şeker hastalığı gelişme riskini % 40 azalttığı gösterilmiştir.
Akdeniz ülkelerinde kanser riskinin daha düşük olmasında Akdeniz diyetinin diğer özelliklerinin yanı sıra zeytinyağındaki antioksidanların da rolü olduğuna inanılmakta. Laboratuvar deneylerinde zeytinyağındaki maddelerin kanser hücreleriyle savaşabileceğine dair bazı bulgular elde edilmiştir.
Kronik tahrip edici hastalıklardan biri olan romatoid artritte zeytinyağının yangısal reaksiyonların kan bulgularında düzelmeye yol açtığı gösterilmişir.
Bazı bakterileri öldürebileceği deneysel çalışmalarda gösterilmiştir. Örneğin 2012’de İspanya’da yapılan bir çalışmada, helikobakter pilori enfeksiyonu olan kişilerin % 10 -40 kadarının iki hafta süreyle günde 30 gram zeytinyağı kullandıklarında iyileştikleri görülmüş.
Sağlıklı ve mutlu kalmanız dileğiyle.