Ütopik Düşünmek…

A+
A-

Bazen hayallere kapılmak ve o yolda yürümek güzel olmalı.

Hayatı ‘tiye almak’ ise kolay bir yol olmalı.

Umursamadan, takıntıya girmeden gayet rahat ve kuruntusuz hani derler ya ‘es geçtim’ söylemi.

Böyle mi olmalı, yoksa kul ve kamu hakkı yemeden, hakkını söke söke almaya odaklı yaşam tarzı mı ?

Ya da ‘mangalda kül bırakmadan’ daha doğrusu ‘cahil sendromu’ söylemi ile ahireti baz alıp, aynı zamanda da bu dünyada ‘malı götürmeye’ endeksli, son yılların moda edebiyatı ‘çaldılar ama çalışıyorlar’ gibi yöresel ve ahlaki olmayan ayrıca içinde tüm kötülükleri ve uğursuzlukları taşıyan akıl ve bilim dışı yöntemler…

Hangi yaşam tarzını seçmek elbette biz kulların arzusunda olup, tercih bizlerin.

***

Yaşam, ‘küresel köy’ olgusuyla gittikçe küçülmeye, makro yaklaşımdan, mikro bakış açısına yönelmeyi hazmedemeden, sinsi şekilde vardığımız yolda, küresel köyün kavalcısı olduğumuzun farkında bile değiliz.

Belki uzun ince bir yolda yürüyoruz ama yol kısalmak yerine çukurlaşmakta, ‘görünen köy kılavuz istemez’ edebiyatından, köy görünse de, kılavuz alalım ki zaman ve enerjimizi boşa harcamayalım aşamasındaki süreç.

Kısacası, küreselleşme ve globalleşme kültürünün bize dayattığı vahşi kapitalizmin olgusu, bizlerin gelenek/görenek, örf/adet vb. düşünce ve yaşam tarzlarımız ile zıtlıklar yaratabilmektedir.

Beni en çok yoran konu biz ve onlar.

Onlar dediğim hani diyorlar ya dış güçler.

***

Gönülden isteğim, kimseleri ötekileştirmeden, insanların yaşam standardının dünya standardının üzerinde olduğu, emeklilerinin rahat yaşadığı ve isyan etmediği, savunma ve hak arama içgüdüsünün kanun karşısında güven ve rahatlıkla kullanıbildiği, kadın cinayetlerinin ve iş kazalarının minimum seviyede olduğu, doğa ve çevre katliamlarının olmadığı, insan ve doğa kanunlarına saygılı ve hoşgörülü bir yaşam düzeyi özlemi.

Daha başka ne isteriz ki…

Sadece ve sadece doğa kanunlarına uygun, rant odaklı olmayan, adalet, bilim ve sevgi odaklı bir yaşam tarzı…

***

Hayat boyunca ‘birazcık ütopik yaşamak’ lazım diye düşünebiliriz.

Zaten, yıllardır güzel Ülkem, ‘tamamen ütopik yaşam tarzına’ sahip insanların oluşturduğu, sosyolojik ve toplumsal hatta bilimsel olayların dışındaki, yaşam felsefesi ile boğuşmakta olduğunun farkında bile değil.

Önemli olan farkında olmak yahut farkındalık değil mi?

Nedense bu ‘farkındalık’ kelimesi benim için çok değerli ve anlamlı olmuştur…

Farkındalık kelimesi; bir canlının çevresinde gelişen olayları bilme, algılama ve duyumsama becerisidir.

Kısacası, “Bir şeyin bilincinde olma” anlamına gelmektedir.

Bir şeyin bilincinde olmak…!

Zaten sorun burada değil mi?

Bilincinde olunmayan olayları, bilinçli gibi davranmak, hissetmek ve bunu kullanmak.

Ütopik şekilde bilincinde olmadığımız olayları, eyleme geçirdiğimizde zaten başımızın belaya girdiğinin farkında da değiliz.

Neden, toplumca hep ütopik düşünerek, varlığımızı yani geleceğimizi şansa ve kadere bağlıyoruz.!

***

Ütopya kelimesinin önemini, Thomas More’nin, ‘Ütopya’ kitabını okuduktan sonra daha iyi kavrayabildim.

Elbette, herkesin az da olsa bir ütopyası olabilmeli, hatta rüyalar aleminde ütopik bir felsefe de yaratabilmeliyiz.

Masallar, romanlar, filmler, tiyatrolar, spor gösterileri, reklamlar, siyasetçiler ve partiler vb. ütopik yaşamdan esintiler sergilemezlermi?

Ne dersiniz…!

Hele hele… politikacılar ve siyasetçiler, masmavi bir dünyada, pespembe bir yaşam ütopyası sunma peşindedirler.

Ya gerçekler, tamamen zıtlık teşkil etmektedir.

***

Rahmetli Aşık Veysel ne demiş;

“Uzun ince bir yoldayım

Gidiyorum gündüz gece

Bilmiyorum ne haldeyim

Gidiyorum gündüz gece”

Bizler, toplumca neler yapıyoruz; uzun ince bir yoldan, yolun nereye gittiği bildiğimiz halde çıkmaz yollara sapmaktan, ütopik bir yaşam tarzı ile ‘duvara toslamak’ kaygısını bile hiçe sayarak, sadece ve sadece ‘dış güçler’ gibi esas ütopik varsayım/safsatalar ile fırtınalı denizlerde, kılavuzu karga misali yol aldığımızın farkında bile değiliz.

Ya karga dan yola çıkarak, onun kılavuzluğunda ki süreç.

Bence, karga çok zeki ama çok da gaddar bir hayvan olup, yolu tamamen ütopik yaşama götürür.

Ya da farkındalık yaratarak, bilimsel ve çağdaş bir yaşam tarzı.

Tercih, biz kulların…!

Sağlık, sevgi ve hoşgörü ile kalınız…

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 2 Yorum
  1. Hüseyin Cahit Soyer dedi ki:

    Kalemine sağlık. Atatürkçü ağabeyim. Uyarıların ve konuları ortaya koyuş tarzın çok güzel. Cevap vermesemde emin ol, yazılarını zevkle okuyorum

    1. Tansel Saylı dedi ki:

      Hüseyin’cigim çok çok teşekkürler… Saygılarımla.

Clicky