Çinko ve COVID -19

A+
A-

Sağlıklı bir yaşam için insan vücudunda günün her anında sayısız biyokimyasal olaylar gerçekleşmekte. Olan biten her şey hem birbirleriyle bağlantılıdır, hem de aynı ortamda hiçbir karışıklık olmadan yaşam boyu sürer gider. Tüm bunların gerçekleşmesi için hem vücudumuzun ürettiği bazı maddeler, hem de dışarıdan besinler yoluyla alınan yüzlerce madde bir araya gelmekte, ahenk içinde çalışan müthiş bir orkestra oluşmakta. Orkestra üyelerinden birinin bile eksik olması ortaya çıkan eserin kusurlu olmasına yol açmakta. Her orkestrada olduğu gibi insan organizmasında da öne çıkan ve olmazsa dengeleri alt üst eden üyeler vardır. Çinko; işte bu üyelerden biridir. Tekrar belirteyim tek başına değil ama önemli bir üye olarak, günlük sadece 10 miligramla inanılması zor işlerin başarılmasına katkıda bulunur:

  • Bağışıklık sisteminin düzgün çalışması.
  • Hücrelerin bölünmesi, büyümesi.
  • Yara iyileşmesi.
  • Koku ve tat alma duyusu.
  • Saç ve tırnak sağlığı.
  • Cinsel fonksiyonlar ve üreme fonksiyonu.
  • Çocukların büyüme ve gelişmesi.

Çinko eksikliği olan kişilerde başka birçok hastalıkta da görülebilecek türden belirtiler olabilir. Elbette bu belirtilerin hepsi birden değil, bazıları görülebilir:

  • İshal.
  • Halsizlik.
  • Kısırlık, cinsel isteksizlik.
  • Bağışıklık sisteminde zayıflama nedeniyle çok sık enfeksiyon hastalıklarına yakalanma.
  • Hafıza bozukluğu, dikkat dağınıklığı.
  • Cilt yaralarının iyileşmede gecikme.
  • Sinir sistemi bozukluğu ve kulaklarda çınlama.

Çinko vücutta depolanan bir element değildir. Bu nedenle ihtiyacın günlük olarak karşılanması gerekir. Çinko kaynağı olan başlıca besinler şunlardır : 

  • Kırmızı et.
  • Kabuklu deniz ürünleri.
  • Keten tohumu, kabak çekirdeği, susam gibi tohumlar.
  • Ceviz, fındık, fıstık, badem gibi kuru yemişler.
  • Tam tahıl.
  • Süt ürünleri.
  • Yumurta.

Çinko eksikliğinin en sık görülen nedeni besinlerle yeterince çinko alınmamasıdır. Yaşlı kişilerin yanı sıra kronik böbrek yetmezliği, kronik karaciğer hastalığı, Wilson hastalığı ve orak hücreli anemide de çinko eksikliği görülebilir. Vücutta depolanamadığı halde gereğinden fazla çinko alınması ateş, titreme, öksürük, baş ağrısı ve yorgunluğa yani grip benzeri belirtilere neden olabilir.

İspanya’da farklı üniversite ve enstitülere mensup bir grup bir grup bilim insanı dikkat çekici bir çalışmaya imza atmış bulunuyor. Bu araştırmacılara göre, henüz erken evredeki COVID 19 hastalığının nasıl bir seyir göstereceğini önceden tahmin etmek için kanlarındaki çinko düzeyinin belirlenmesi yararlı olabilir.

İspanyalı bilim insanları Hospital Del Mar’a kabul edilen 249 COVID-19 hastasında hastalığın şiddeti ile kanlarındaki çinko düzeyi arasındaki bağlantıyı incelemişler. Serum çinko düzeyi, alt sınır kabul edilen 50 mcg / dl’nin altında olan ve çinko eksikliğine dair klinik belirtiler gösteren kişilerde COVID-19’un daha şiddetli seyrettiği, iyileşme süresinin daha uzun olduğu ve ölüm oranının daha yüksek olduğu belirlenmiş.

Buna ek olarak, çeşitli çinko konsantrasyonları ile COVID-19’un etkeni olan SARS-CoV2 virüsünün çoğalma hızı arasında nasıl bir ilişki olduğunu in vitro olarak, yani insan vücudunun dışında, deney tüplerinde de araştırmışlar. Daha düşük çinko seviyesinde virüs çoğalma hızının daha yüksek olduğu anlaşılmış.

Bu iki tür çalışmadan anlaşılmış ki, çinko düzeyinin düşük olması hem daha güçsüz bir bağışıklık anlamına gelmekte hem de virüsün çoğalma hızı artmakta, viral yük artmakta. Ortaya çıkan sonuç COVID hastalığının daha şiddetli seyretmesi anlamına gelmekte.

Çinko eksikliği gelişmiş ülkelerde bile nüfusun % 15 ile % 31 kadarında görülebilen, ama pek de üzerinde durulmayan önemli bir sağlık problemidir.

Özetle belirtmek isterim ki, Çinko eksikliği ile COVID-19’un şiddeti arasında güçlü bir bağlantı olduğuna göre COVID tanısı konan hastalara ve hasta olmasalar bile özellikle yaşlı kişilere çinko desteği verilmesi önerilir.

Sağlıklı ve mutlu kalmanız dileğiyle.

Yazarın Son Yazıları
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

Clicky